Helal gıdada iyi para var

"Helal Gıda Standardı"nın temel hatları belirlendi. DPT'nin kontrolünde yürütülen ve Ekim ayında İslam Konferansı Örgütü'ne sunulacak olan bu çalışma yaklaşık 500 milyar dolarlık bir ticareti belirleyecek.

"Helal Gıda Standardı"nın, temel hatlarının belirlendiği açıklandı. Türkiye'deki sekretaryası Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yürütülen çalışmada bir çok devlet kurumu da yer alıyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) koordinasyonunda Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Türk Akreditasyon Kurumu'nun (TÜRKAK) katıldığı komitenin hazırladığı taslak, Nisan ayında Ankara'da yapılan toplantıda ele alınmıştı. Ülkelerin itiraz ettiği noktalara göre yeniden düzenlenen standarda, Ekim'de İstanbul'da yapılacak toplantıda son şeklinin verilmesi öngörülüyor. Halen sürdürülen hazırlık çalışması, İslam Konferansı Örgütü bünyesindeki 52 ülkeden uzmanların katıldığı "Standart Hazırlama Komitesi"nin yürütücülüğünde sürdürülüyor.

Pasta büyük
"Helal Gıda Standardı" her ne kadar sadece dini bir konuymuş gibi görünse de aslında çok ciddi bir ekonomik boyutu var. Bu standartların belirlenmesinde Türkiye gibi "Ilımlı" bir ülkenin yer almasının ise ayrı bir önemi var. Dünya'da, "helal gıda bölgesi"nde yapılan gıda ticaretinin boyutunun 600 milyar doları bulduğu söyleniyor. Buna diğer tüketim malzemeleri de eklendiğinde yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir pazar söz konusu oluyor.

Pazarı düzenlemek gerek
Bu pazara yapılacak satışın standardize edilmesinde, Türkiye'nin söz sahibi olması ise daha tercih edilebilir bir durum. Anadolu Ajansı'nın konu ile ilgili olarak yayınladığı haberde "'Ortak doküman' olarak niteliğindeki standart ile İslami kurallar konusunda ülkelerin farklı yorum ve uygulama yapmasının önlenmesi hedefleniyor. Bu, uluslararası ticarette engellerin kaldırılması açısından çok önemli. Ülkelerin, İslam'ı gerekçe göstererek farklı yorumlar yapması ve farklı kurallar uygulaması, ticaretin önünde büyük engeller oluşturabiliyor" deniliyor. Hazırlanacak olan standartlar bir ölçüde pazarların liberalleştirilmesi anlamına geliyor.

Anadolu Ajansı'nın haberinde, İslam ülkeleri arasında ticarete hakim olmak veya iç pazarını korumak isteyen bazı ülkelerin ''İslam''ı gerekçe göstererek çok farklı kurallar uyguladığına veya engeller çıkardığına dikkat çekiliyor.

Bu çalışmaların Türkiye'nin öncülüğünde yürütülmesi de ''radikal uygulamaların standarda yansıtılmasının önlenmesi'' açısından önem taşıyor. İslam Konferansı içerisinde yer alan İran, Malezya, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi ülkelerin kendi uygulamalarını standarda yansıtma konusunda etkili tartışmalar yaptığı, tartışmaların özellikle helal sayılan gıdalar ve hayvan kesimi uygulamaları üzerinde yoğunlaştığı biliniyor.

Ne kadar standart
Hazırlanan metin ''standart'' olarak nitelendirilmesine karşın, uluslararası geçerlilikte standart hazırlama yetkisi olan bir kurum tarafından hazırlanmadığı için gerçek anlamda bir standart değil. Ancak hazırlanan taslak, İslam ülkeleri arasında ticarette uygulanacak kuralların ortak bir zemine oturtulması, kurallarda uygulama birliği oluşturulması ve ticaretin kolaylaştırılması açısından önem taşıyor. Standardın oluşturulması, halen çok lokal düzeyde, her ülkenin kendi kriterlerini koyarak uyguladığı ''helal gıda standardında'' ortak kuralların getirilmesi açısından önemli.

Helal gıdada haram yiyen olursa
Helal gıda standartları resmi bir geçerliliğe sahip olmadığı için sertifika uygulamasının da nasıl olacağı bilinmiyor. Bir akreditasyon kuruluşu tarafından akredite edilmesi gereken sertifika kuruluşlarının nasıl olup da sertifika vereceği ise bilinmiyor. Bu durum çok ciddi sorunlara neden olabilir. Eğer bu konuda uluslararası akreditasyon uygulaması başlarsa, firmaların halen müftülüklerden çok düşük ücretlerle aldığı ve şu an helal gıda ihracatı için de kullanılan belge yerine, binlerce dolar ödenerek belge alması gerekecek.

AA'nın haberine göre uzmanlar, "helal gıda belgesi" uygulamasının çok ciddi haksız rekabet uygulamalarına neden olabileceği yönünde büyük endişeler yaşandığını belirtiyor. Haksız rekabet uygulamalarına neden olması halinde konunun Dünya Ticaret Örgütü'ne de götürülebileceğine dikkat çekiliyor.

DPT ne iş yapar
Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını hızlandırmak için 1960 yılında kurulan DPT'nin "Helal Gıda Standartları"nı belirlemeye çalışması oldukça şaşırtıcı. Normal şartlarda kalkınma planları hazırlayan, ekonomik öncelikleri belirleyen, Başbakanlığa danışmanlık yapan bir kurumun, AKP iktidarı altında geldiği durum dikkat çekiyor.