Fethullah Gülen'den 'uyumlu İslam' savunması

<strong>ABD cephesinden sertleşme sinyalleri gelmeye devam ederken, Fethullah Gülen Financial Times'da uyumlu İslam'ı savunan ve şiddet eylemlerini kınayan bir yazısı yayınlandı. </strong>

Bilindiği üzere Müslümanların Masumiyeti filminin yayınlanması sonrasında meydana gelen ve ABD'nin Libya Büyükelçisi Chris Stevens'ın ölümüne neden olan gösterilerin ardından ABD yönetiminden tehditkar açıklamalar gelmiş ve radikal unsurların üstüne gideceklerinin sinyalleri verilmişti.

Nitekim olaylardan kısa süre sonra Libya'nın Bingazi kentinde El Kaide bağlantılı örgütlerin üslendiği noktalara ordu ve milislerce operasyonlar düzenlenmiş ve militanlar şehri terk etmeye zorlanmıştı. Yine Libya'da radikal İslamcı unsurlar aleyhinde kitlesel gösteriler düzenlenmişti.

Uyumlu İslamcılar ABD ile ilişkiler konusunda kaygılı

Yaşanan gelişmelerin ardından ABD Başkanı Barack Obama BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hem ABD büyükelçisinin öldürülmesini çeşitli müdahalelerin gerekçesi haline getireceklerinin işaretini vermiş ve kendisine destek vermesi konusunda BM'yi de üstü örtülü olarak tehdit etmişti.

Öte yandan filmin gösteriminin ardından tüm dünyada gerçekleşen şiddetli protestolar ve ABD'den gelen sertleşme sinyalleri, uyumlu İslam cephesinde kaygı yaratmışa benziyor. Zira Obama'nın konuşmasından iki gün sonra, 27 Eylül tarihli Financial Times'da Fethullah Gülen'in bir yazısı yayımlandı.

Gülen yazısında söz konusu filmi kınarken, şiddet içeren olayların İslam'da yeri olmadığını ifade ederek yapılan şiddetli protesto eylemlerini de eleştirdi. Yazının özellikle vurgulanan bir yönü, şiddet içerikli eylemlerin İslam imajına zarar vereceğiydi:

"Müslümanlar olarak kendimize sormamız gereken soru şudur: Biz İslam'ı ve Peygamber'i dünyaya hakkıyla tanıtabildik mi? Peygamber'in örneğine uyup onu hayranlık uyandırıcı bir şekilde tanıtabildik mi? Sadece sözlerimizle değil, hareketlerimizle de bunu amaçlamalıyız. Eğer İslam denildiğinde insanların aklına ilk gelen intihar bombacılarıysa, onlarda nasıl İslam'la ilgili olumlu fikirler oluşabilir? Masum sivilleri öldürmek tarih boyunca Müslümanların maruz kaldığı barbarlıktan farklı mı gerçekten? Bu rezil filmle hiçbir alakaları olmayan Libya'daki Amerikan elçiliğine saldırmanın, elçiyi ve elçilik görevlilerini öldürmenin ne gibi bir mantığı olabilir? Eğer bu saldırıların arkasında Müslümanlar varsa, bu Müslümanlar İslam'ın ne olduğundan tamamen habersiz olmalılar ve İslam adına en büyük suçu işliyorlar."

Alıntılanan pasaj, hem Müslüman kamuoyuna bir tür itidal çağrısı olarak hem de büyükelçinin öldürülmesinden sonra ipleri ne kadar gereceği henüz çok netleşmemiş olan ABD'ye yönelik bir "aramız bozulmasın" mesajı olarak yorumlanabilir.

Uyumlu İslam tezlerinde büyük pay sahibi olan cemaatin, ABD'nin ipleri fazla germesinden endişe duyduğu anlaşılıyor. Zira soL'da daha önce de yer aldığı üzere, ABD'nin Suriye ve İran'a müdahale etmek gündemdeyken, radikal unsurlar da dahil olmak üzere İslamcılarla köprüleri atmayı tercih etmesi pek olası görünmüyor.

Orta yol ve itidal çağrısı
İslam'a saldıran filmi kınayan Gülen, bu tip şeylerin "ifade özgürlüğünün suistimali" olduğunu belirtirken şöyle devam ediyor:

"Müslüman, tepkisini gösterirken doğru olan "orta yoldan" ayrılmamalıdır. Toplumun kolektif vicdanına ve uluslararası topluma seslenerek birçok doğru tepki biçimi bulunabilir. Şiddeti kışkırtmayı amaçlayan nefret konuşmaları, ifade özgürlüğü ilkesini suiistimal etmektedir. Başkalarının haklarını, onurunu ve özgürlüğünü çiğnerken bir yandan da korkunç silahlarla dolu bir çağda insanlığı çatışmaya doğru itmektedir. Bu tür kışkırtmalara kanmaktansa, İslam İşbirliği Teşkilatı ya da Birleşmiş Milletler gibi ilgili uluslararası kurumlara seslenilmeli, onlardan bu tür nefret konuşmaları vakalarında müdahale etmeleri ve kınamaları istenmeli."

İtidal çağrısında bulunan ve "sorunlar diplomatik yollarla çözülmeli" mealinde ifadeler kullanan Gülen'in bu sözlerle, kendi çizgisinden pek hazzetmeyen Selefiler gibi çevrelerin tabanını etkilemesi pek mümkün değil. Ancak zaten amaçlanan bu tabandan ziyade Batı'ya, uyumlu İslam'a dair bir mesaj vermek gibi görünüyor.

(soL - Dış Haberler)