'Emperyal vizyon'a teşne Murat Belge anti-emperyalizmi 'milliyetçilik' ilan etti

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin düzenlediği bir toplantıda konuşan, Murat Belge "Anti emperyalizm, milliyetçiliğin kibarcasıdır" deyiverdi. AKP destekçiliğinde sınır tanımayarak 'emperyal vizyon'a da destek sunan Belge'nin bu zamana kadar yazıp çizdikleri ise "Kim milliyetçi?" sorusunu akıllara getiriyor.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin düzenlediği "Bilgiye Erişim ve Birlikte Değerlendirme" toplantısında konuşan Murat Belge Anti-emperyalizmle milliyetçiliğin aynı şey olduğunu, anti-emperyalizmin sadece milliyetçiliğin "kibarcası" olduğunu savundu. Belge'nin bu "ilginç" çıkışına Ahmet Altan ve Ufuk Uras da twitter'dan yaptıkları paylaşımlarla destek verdi.

Belge yaklaşık 70 kişiye hitap ettiği halka açık atölye toplantısında, "Kulağa kaba gelen bir sözü yumuşatır ve kibarca söyleriz. Örneğin "öldü" demek yerine "vefat etti" deriz. Anti emperyalizm de milliyetçiliğin kibarca söyleniş şeklidir. Milliyetçilik ile solun etkileşimi sadece ülkemize has bir özellik de değildir. Dünyadaki örnekleri oldukça fazladır" diye konuştu.

Kim milliyetçi?
Emperyalizme karşı direnmeyi milliyetçilik olduğu gerekçesiyle gayrimeşru bir uğraş olarak yaftalamaya çalışan Murat Belge'nin Suriye ile yaşanan "uçak krizi"nin hemen ardından yazdıklarıysa hala akıllarda. Ülkesinin Yeni- Osmanlıcı emperyal vizyonuna teşne Belge, "O uçağın Suriye sınırları içerisinde ne işi vardı" diye sormak yerine, "Suriye bela arıyor", "Bunlar Esed için hayırlı sonuç vermez" diyerek komşu ülkesini iktidarın gölgesinde tehdit etmeyi tercih etmişti. Belge şöyle yazıyordu:

"Uçağın düşürülmesiyle sonuçlanan olaylar dizisinin buradaki açıklamasına bakıldığında, Türkiye’nin de kabul ettiği bir “sınır” ihlâli durumuna rağmen, bir “kaçınılmazlık” atmosferi, yani o uçağı ne yapıp edip vurma zorunluluğu gibi şey de görünmüyor. O zaman, sanki Suriye belâ arıyor gibi bir izlenim ediniyor insan. İçeride bütün bu kıyamet sürüp giderken, herhangi bir ciddi tehdit içermeyen bir Türk uçağını düşürmenin anlamı ne? İçerideki sorunu, bir “dış sorunla” perdeleme çabası mı, ne oluyor? Ne gibi düşüncelere dayandığını çıkaramıyorum hattâ bir “düşünce”ye dayandığı kesin değil. Ama bütün bunların Esed için hayırlı sonuçlar verebileceğini hiç sanmıyorum"

Davutoğlu'yla aynı dilden konuşan bir milliyetçilik düşmanı
Aynı yazıda Davutoğlu'nun Yeni-Osmanlıcılığı meşrulaştırma aracı olarak bol bol kullandığı sınırsız Ortadoğu tezlerini de dilinin döndüğünce anlatan Belge, Ortadoğu ülkelerine de bir sömürgeci aşağılayıcılığıyla bakabiliyor, "Lübnan bir “ülke” mi? Ayrıca, Ürdün bir “ülke” mi?" diye sorabiliyordu:

"Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, Osmanlı İmparatorluğu ortadan kalktığında, bu bölgede birtakım haritalar çizildi. Ama hayat onlara göre devam etmedi. Çünkü, o haritalar birtakım varsayımlar üzerinden çizilmişti, oysa bölgenin olguları o varsayımlara uymuyordu. Aradan geçen bunca yıldan sonra, hâlâ da uymuyor. Örneğin, İran ve Irak etnik olarak farklı iki temel, ama Irak’ın Şiî Araplar’ı ile İran, bu Şiî Araplar’la Sünnî Araplar’ın olduğundan daha birbirine yakın görünüyorlar. Etnisite mi, mezhep mi, hangisi daha gerçekçi ayırıcı çizgi? Lübnan bir “ülke” mi? Ayrıca, Ürdün bir “ülke” mi? Kim ilân etti, onların “ülke” olduğunu? İlan ederken, kendilerine danışıldı mı?"

(soL-Haber Merkezi)