D olamaz, S asla, H imkansız, P?

Rahşan Ecevit, kurduğu partiye başkan olarak Hulki Cevizoğlu'nu seçti. Ama Cevizoğlu’nun partinin adındaki hangi tanıma uyduğu anlaşılamadı.

Türkiye'nin siyaset tablosunda bölünmelerle ortaya çıkan "yeni" ve "sol" partilere biri daha eklendi. Rahşan Ecevit'in, kuruluş dilekçesinin geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığı'na verilmesiyle bir anda gündemi belirleyen Demokratik Sol Halkçı Parti'si (DSHP), genel başkanı ile daha da bir ilgi çekti.

Bu yılın Mayıs ayında, Zeki Sezer'in yerel seçimlerde başarısızlık gerekçesiyle genel başkanlıktan istifası üzerine toplanan Demokratik Sol Parti (DSP) Olağanüstü Kurultayı'nda, onay vermediği Masum Türker'in başkan seçilmesinin ardından DSP'den ayrılan Rahşan Ecevit'in bir süredir parti kurma çalışmaları yaptığı sır değilse de, bu "yeni" partinin başına televizyon programcılığı ve gazeteciliğiyle tanınan Hulki Cevizoğlu'nu getirmesi sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı.

"Sağlı sollu ittifakın partisi"nin genel başkanı: Cevizoğlu
DSP örgütü üzerindeki etkisinin önemli kıstaslarından biri olan "genel başkan değiştirme" gündeminden kamuoyunu mahrum bırakmayan Rahşan Ecevit, "Ecevitler'in veliahtı" olarak başkanlık koltuğuna oturttuğu ama sonradan aralarının bozulduğu Zeki Sezer yerine, İçişleri eski bakanlarından Sadettin Tantan'ı ve en son Hürparti'den olaylı bir şekilde ayrılan eski ANAP'lı bakanlardan Yaşar Okuyan'ı getirmeyi düşündüğü sıralarda, bir diğer alternatif olarak gördüğü ileri sürülen Hulki Cevizoğlu'nun siyaset yıldızı çoktandır parlıyordu...

Rahşan Ecevit'in, Tantan ve Okuyan'da somutlanan "sağ" tercihlerinin kaynağı belliydi: Rahşan Ecevit, Bülent Ecevit'in son dönemlerinde, "Türkiye'nin siyasi tıkanıklıktan çıkması ve siyasetin alternatifsiz kalmaması için sağlı sollu ittifak yapılması gerektiği"ni vurguladığına dikkat çekiyordu...

Nihayetinde, geçtiğimiz aylarda kurucusu olduğu DSP ile yollarını tamamen ayıran Rahşan Ecevit, Hulki Cevizoğlu tercihini, DSHP'nin kuruluşu ile geç de olsa somutlamış oldu. Cevizoğlu'nun hangi ideolojik düzlemde tanımlanabileceği ise, "belirsiz"di.

"Sol" ile ilişki: DSP ile CHP arasında... Düdük gibi kalmamak...
Hulki Cevizoğlu, DSHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu gün bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Ecevitler'le olan "derin ilişki"sini şu şekilde açığa kavuşturdu: "Bülent Ecevit'le, onun Oran'daki evinde toplanan Ulusal Uzmanlar Kurulu'nda birlikte çalışmıştık. Bazı vatandaşlarımız bunu yeni duymaktalar. 2004'ten vefatına kadar bir kaç gazeteci ve büyükelçi gibi uzman arkadaşlarla (DSP'nin dışında bir grupla) Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretmek için beyin fırtınası yapıyorduk."

Rahşan Ecevit ile olan ilişkisinin, 2007 civarında kesintiye uğradığı anlaşılan Cevizoğlu, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Ankara 1. Bölge'den bağımsız milletvekili adayı oldu. Cevizoğlu, "bağımsız aday olmayı düşünmüş müydünüz, yoksa şartlar bu şekilde mi gelişti" şeklindeki bir soruya, "düşünmemiştim. Ama günümüzdeki siyasi koşullar, artık bizim de elimizi taşın altına sokmamız gerektiğini söyledi. 'Bağımsız olalım, tek başımıza düdük gibi ortada olalım' diye biz istemedik. Bu bir birey hareketi değil, fikir ve düşünce hareketidir" demişti.

Fakat programlarında çizdiği profil ve katıldığı "Cumhuriyet Mitingleri" nedeniyle "ulusalcı" olarak adlandırılmaya başlanan Cevizoğlu'nun adaylığı, CHP'nin oylarını bölmek suçlaması ile gündemde yer etmişti. "Cumhuriyet Mitingleri"nde "birleştirici" mesajlar verdiği halde bağımsız adaylığını açıklayarak herkesi şaşırtan Cevizoğlu'nun bu girişiminin ardında, Tuncay Özkan'ın Deniz Baykal ile CHP Genel Başkan Yardımcılığı koltuğu için mesai yürüttüğü sıralarda milletvekilliği aday listesine alınması konusunda Baykal'a ricacı olduğu halde aday gösterilmeyişi olduğu da söylenmişti.

Bir acayip "solcu": "Yabancı sermayeye evet"çi, "her alanda milliyetçi"
Rahşan Ecevit'in, eşinden miras "sağlı-sollu ittifak açılımı" yaptırmaya çalıştığı DSP'yi en son da siyasi olarak hareketsiz kalmakla suçlayarak hızlandırdığı "yeni" parti çalışmalarında DSHP'nin kurulması ile varılan yer, Yeniçağ adlı milliyetçi gazetenin köşe yazarlığını sürdüren ve şimdi de, kimilerine göre "yeni Karaoğlan", kimisi için "Rahşan'ın yeni prensi" olan Hulki Cevizoğlu'nun bugün "DSHP Genel Başkanı" olarak kaleme aldığı yazıda, şöyle aktarıldı: "Biz, Mevlana'nın da dediği gibi, 'bölmeye değil, birleştirmeye' geliyoruz."

Cevizoğlu, "son genel seçimde sandığa gitmeyen 11 milyon seçmen vardı. Bunlar, konferanslarda benim yüzüme de, herkese de şöyle diyorlardı: 'Oy verecek parti ve genel başkan bulamıyorduk.' Şimdi bu mazeret de ortadan kalkmadı mı" diyerek, acemi bir başlangıç yapsa da, ilerleyen satırlarda, DSHP'nin ilkeleri niyetine, Bülent Ecevit'in kimi ifadelerine atıfla, "yabancı sermayeye aleyhtar olunmadığı"nı ve "milliyetçilik ama, iktisadı da kapsayacak şekilde sonuna kadar milliyetçi olunacağı"nı vurguladı.

Halkçı ve demokrat mı?
Yazısındaki "ilkeler" bahsinde, "Anayasa emri olan halk yararına bir toplum düzenini 'karşıdevrimciler'e rağmen kurmak"tan söz eden Hulki Cevizoğlu'nun Ecevit'i, orduyu "karşı devrimci" olarak tanımlayan bu ifadesini alıntılayarak takip ettiği anlaşılmakla beraber, Cevizoğlu'nun "halk yararına bir toplum düzeni"ni kurarken darbecilerden aldığı derslerin tam aksi doğrultuda mı hareket edeceği sorusu akla geldi.

Hulki Cevizoğlu ismi, her ne kadar kabul etmeseler de, askerin belirlediği projelerin hayata geçmesinde işlevlendirildiği bilinen gazetecilerin arasında yer alıyor. Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Harp Akademileri'nin "sivil"lere açılan kapısı olan Milli Güvenlik Akademisi'nin (MGV), Cevizoğlu'nun da eğitiminde rol üstlendiği biliniyor. "Silahlı kuvvetlerde, kamu kurum ve kuruluşlarında ve gerektiğinde özel kesimde üst kademede görevli ve görev almaya aday yöneticilere milli güvenlik konularında bilgi ve yetenek kazandırmak amacı" güden akademiye, ancak, Genelkurmay, MİT ve Emniyet İstihbaratı tarafından yapılan güvenlik soruşturmalarını aşan kişiler kabul ediliyor.

1952 yılından bu yana hizmet veren MGV'nin, çok önemli bir birikimi temsil ettiği göz önünde bulundurulursa, buranın tezgahından geçmeye yatkın ve dahi geçen kişilerden biri olan Hulki Cevizoğlu'nun "halkçılık"la ve "demokratlık"la arasında ciddi bir mesafe olduğunu düşünmek gerekiyor.

(soL-Haber Merkezi)