Gericilik ve piyasacılığın uyumlu birlikteliği

Onur Seçkin'in “Gericilik ve piyasacılığın uyumlu birlikteliği” başlıklı yazısı 01 Mart 2013 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

AKP’li vekiller 4+4+4 yasasının geçirilmesinin ardından, memleketin dört bir köşesine imam hatip okullarına ve velileri din temelli seçmeli derslere yönlendirme turlarına çıkmışlardı. Bunlardan birinde, Muğla Milletvekili Ali Boğa, bu seçmeli dersleri kastederek “bütün okulları imam hatip okulu yapma şansını elde etmiş durumdayız” demişti. Boğa, bu açıklamasını böylece “milletini seven, inancıyla barışık, küresel yenilik ve gelişmelere açık bir nesil yetiştirileceği” iddiası ile gerekçelendirmişti. Bu açıklamadan hemen birkaç gün sonra ise Boğa’nın torununun bir Fransız okulunda okuduğu basına yansımıştı! Boğa’nın gerekçesini bir kenara not edip, son günlerde basına yansıyan haberlerlerle devam edelim.

Resmi rakamlara göre, bu yıl seçmeli dersler kapsamında toplam 647 bin 349 öğrenci Kuran, 426 bin 836 öğrenci ise Hz. Muhammed’in hayatı derslerini seçti. Çeşitli illerde MEB ve Diyanet tarafından Umre ödüllü bilgi yarışmaları düzenleniyor. Niğde İl Milli Eğitim Müdürü camide veli toplantısı yaptı. İstanbul’da bir okulda bir din öğretmeni Alevilere sapkın dedi. Cemaat vakıfları Mersin’de, Antalya’da eğitim seminerleri kapsamında okullarda dini eğitim programları başlatıyor. Okullarda öğrencilerin yanında artık öğretmenler de fiili olarak derslere türbanla girmeye başlarken, stajyer öğretmenler Hicret belgeseline yönlendiriliyor. Camilerde çocuklara yönelik tablet ödüllü namaz kılma yarışmaları düzenleniyor. Okullarda mescit talepleri... Çeşitli okulların gelecek yıl imam hatip okullarına dönüştürülmesine yönelik kararlar, velilerin bunlara yönelik tepkileri… Bilimden sorumlu Bakan’ın “Darwinizm inanca dönüştürülüyor” sözleri... Öğrencilere zorla cami maketi yaptırılması, AKP’nin cennetin tepesine koyulması… Şeker Portakalı’nın müstehcen bulunması, Uygarlık Tarihi’nin sakıncalı kitaplar arasına girmesi, Einstein’a pasaklı Yahudi diyen kitapların okullarda dağıtılması, Edip Cansever, Cahit Külebi gibi şairlerin şiirlerinin makaslanması…

Önümüzdeki günlerde, Kutlu Doğum Haftası kapsamında, başta okullar olmak üzere farklı yerlerde düzenlenen etkinlikler üzerinden daha farklı örnekler göreceğimize şüphe yok ne yazık ki.

Metin Çulhaoğlu Salı günü AVM’lerin ve caminin gündelik yaşamın merkezine çekilmesi yönündeki çabaları ve bu birlikteliğin uyumunu yazdı soL Portal’da. “Maddiyat AVM’deyse, maneviyat da camide olmalıdır” diyordu yazısında. Bugün, okullar caminin gerisine çekilirken, bir taraftan da Metin abinin işaret ettiği uyum birlikteliği okulların içinde de inşa ediliyor. Yani, hem maddiyat hem maneviyat okulun temel iki direği haline getiriliyor. Nasıl mı?

Bir taraftan zorunlusuyla, seçmelisiyle din temelli dersler, diğer taraftan girişimcilik dersleri… Bir taraftan imamların, müftülerin konferanslarıyla kutlu doğum günleri, diğer taraftan patronların öğrencilere “başarı öykülerini” anlattıkları kariyer günleri... Değerler eğitimi kapsamında bir taraftan “sabır ve şükürün”, diğer taraftan “liderliğin” öğrencilere çeşitli etkinliklerde değerler olarak aktarılması... Bir taraftan “hicret’’ belgeseline yönlendirilen öğretmenler, diğer taraftan imzalanan protokolle 15 bin öğretmenin girişimcilik ve liderlik eğitimlerine alınacak olması… Kamu-özel ortaklığı projeleriyle yapılacak eğitim kampüslerinin içerisine AVM’lerin, mescitlerin yapılması da herhalde bir sonraki adım olacak.

Ne diyordu önceki Bakan Dinçer, 4+4+4 yasasının amacı için: Bir tarafta küresel ve ulusal düzeyde ve piyasanın ihtiyaç ve beklentilerine sahip olacak, diğer taraftan toplumsal ve ahlaki değerlerin farkında olan çocuklar yetiştirmek. Ne diyordu AKP Milletvekili Boğa, “İnancıyla barışık, küresel yenilik ve gelişmelere açık bir nesil.”

Peki, biz ne diyoruz: Eğitimde gericilikle mücadele etmeden piyasacılıkla mücadele edemezsiniz. Bunu da bir kez daha altını çizerek, bir kenara not edelim.