Türkiye tütün tekellerinin kıskacında

Piyasa düzenleme rejimi altında aşırı büyütülen tütün tüketimi şimdi ucuz ikame ürünlerle akıl almaz biçimde daha da kışkırtılıyor.

Meryem Vitni

Türkiye’nin çok satan bir sigara markasının 100 gramlık poşette sarmalık kıyılmış tütün ürünü türevi piyasada boy göstermeye başladı. Ürün için yapılan gizli reklamlara göre, bir poşetten 6 paket sigaraya denk miktarda tütünü ya kağıda sararak ya da makaronlara (içi boş sigara tüpü) doldurarak tüketmek mümkün. Poşetin fiyatı 40 TL. Bunun anlamı, aynı markaya sahip ikame bir ürün, o sigara markasının 2,4 katı daha ucuza satılıyor. Sigara markasının güncel fiyatı 16 TL, aynı markadan sarmalık kıyılmış muadilinin fiyatı ise 6,67 TL’ye geliyor.

AKP’nin, vergi geliri beklentisi ve ulusötesi sigara şirketlerinin baskısıyla, tamamına yakını ruhsatsız, bandrolsüz olan sarmalık kıyılmış tütün piyasasını yasallaştırma, düşük ÖTV oranı ile cazip hale getirme politikasını ele aldığımız önceki bir yazımızda, dev ulusötesi şirketlerin ne bandrolsüz ikame ürün piyasasına, ne de kendi kontrolleri dışında gelişecek bandrollü ikame ürün piyasasına tahammülü olacağının altını çizmiştik. Bu nedenle en kısa sürede sarmalık kıyılmış tütün üreticilerini, tüccarlarını ve onların kurmaları beklenen kooperatifleri hortumları içine çekeceklerini, çekemediklerine cezai işlem uygulanması için baskı yapacaklarını belirtmiştik.

AKP’nin vergi indirimleri, vergi zamları kadar haber olmuyor. Oysa, son yıllarda tütün ürünü piyasasında ardı ardına oransal ÖTV indirimleri oldu. Bunların büyük kısmı, fiyatları baskılamak ve ulusötesi şirketlerin yurtdışına transfer ettikleri gelirlerindeki kayıpları telafi etmeye yönelik yapıldı. En çarpıcı vergi indirimi ise sarmalık kıyılmış tütün ürünlerinde yaşandı. Bu ürünler için iki yıl önce % 65,25’ten % 63’e düşürülen ÖTV oranı, Mart 2020’de % 40’a indirildi. Bu indirim, sert cezai önlemlere başkaldırarak seslerini duyuran tütün üreticilerinin derdine çare olmaktan ziyade, ulusötesi sigara şirketleri için yeni bir fırsat sundu. Fiyatlandırma, pazarlama avantajlarını kullanarak, sigara markalarıyla rekabet etme potansiyelini yok etmek istedikleri bu ucuz ikame ürün piyasasını ele geçirirken, düşük vergi olanağından kendileri yararlanabilirlerdi.

Esas sorun kanun

Adıyamanlı üreticiler ile tüccarların açmazı, sanıldığının aksine ÖTV’nin yüksek olması değil, oligopol örgütlenmesi içinde olan ulusötesi şirketlerin piyasa hakimiyeti ve bu hakimiyeti garantileyen 4733 sayılı Kanun. Türkiye’nin üzerine deli gömleği gibi geçirilen, AKP’nin şaşmadan uyguladığı bu Kemal Derviş kanunu ile kurulan piyasa düzenleme rejimi içinde ülkede hem tütün tarımı çökertildi, hem de sınırsız ürün arzıyla tüketim sürekli körüklendi. Sarmalık kıyılmış tütün piyasasını güçlendirmek üzere, yaprak sigara kağıdı ile makaronların üretimi ve piyasaya arzı için ayrıca bir dizi düzenleme yapıldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretmek üzere izin verilen firma sayısı günümüzde 19’a yükselmiş bulunuyor. Birçoğu yöresel nitelikli bu firmaların arasında BAT, JTI ve Philsa hemen dikkat çekiyor. 2014 öncesinde 37 farklı ürünün piyasaya arzı söz konusuyken, günümüzde 15 firmanın toplam 196 adet sarmalık kıyılmış tütün ürününe piyasaya arz izni verilmiş durumda. Bu sayı daha da artacaktır. Bunların arasında JTI’nin 1, BAT’ın 2 ürünü de var. İşte yukarıda söz ettiğimiz ürün, JTI’nin ünlü markasını taşıyan ürün.

Markete, bakkala gittiğinizde, söz konusu 196 ürünü arayacak olursanız, büyük olasılıkla bulamayacak, sadece JTI’nin markasını özel teşhir kutusunda göreceksiniz. Yakında, BAT ve Philsa’nın sarmalık kıyılmış tütün markaları da onun yanında yer alır. Bu şirketlerin ülke genelinde yıllar içinde oluşturdukları dağıtım ve pazarlama örgütlenmesi, bakkaliye ve market zincirleriyle sözleşme kapasiteleri, diğer firmaların piyasaya erişiminin önünde büyük engel oluşturacaktır. Bunlar ya piyasadan silinip gidecek, ya yine kayıtdışına kayacak, ya da ulusötesi şirketlerin hortumuna kapılacaklardır. Sonuçta, ulusötesi şirketlerin kontrolündeki piyasa biraz daha büyümüş, ucuz alternatif ürünlerle zenginleşmiş olacaktır.

Yüzlerce ürün piyasada

Türkiye’de tütün tüketimi ve kullanım sıklığındaki yükselişe şaşanların, ürün arzının hem kategori çeşitliliği hem de marka ve alt-marka bazında artışına bakması gerekli. 4733 sayılı Kanun’un yürürlük kazandığı süreç içinde, piyasaya yüzlerce ürün pompalandı. Günümüzde, sigarada 216, nargilelik tütün ürününde 1766, yerli puro ve sigarilloda 112, ithal puro ve sigarilloda ise 21 adet farklı marka ve alt-marka bulunuyor. Şimdi bunlara 196 adet sarmalık kıyılmış tütün mamulü katıldı. Toplamı, 2311 ediyor. Ülke tütün ürününe boğulmuş durumda. Bunlar bandrollü, iktidar tarafından piyasaya arz izni verilmiş ürünler. Bandrolsüz piyasada markalı/markasız yüzlerce ürün daha var. Bir de, sarmalık kıyılmış tütün piyasasının yan ürünleri, yine Bakanlık onaylı 140 makaron ve 32 yaprak sigara kağıdı marka ve alt-markası bulunuyor.

Piyasa düzenleme rejimi altında aşırı büyütülen tütün tüketimi şimdi ucuz ikame ürünlerle akıl almaz biçimde daha da kışkırtılıyor. Bununla da yetinmeyen ulusötesi sigara şirketleri, asıl şimdi, yeni nesil tütün ve nikotin ürünlerini bu rejimden daha da gevşek ve elverişli koşullarla Türkiye pazarına sokacak düzenlemelerin peşinde. İktidar cephesinden bu konuda çelişkili sinyaller geliyor. Bu akıldışı ve tehlikeli gidişatı kesin olarak durdurmak ancak 4733’ün tersine döndürülmesi ile olanaklı. Tüketicilerde davranış değişikliği hedefleyen talebi düşürmeye yönelik önlemlere işlerlik ve etkinlik kazandırabilmek için, tütün ürünü üretiminin ve satışının kamu denetimine geçmesi, tütün ürünü arzının planlı biçimde daraltılması gerekli.