TMMOB: 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden dersler çıkarılmadı!

17 Ağustos Depremi'nin 23. yıl dönümünde TMMOB Makine Mühendisler Odası açıklama yayımlandı.

Haber Merkezi

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası, 17 Ağustos Depremi'nin 23. yıl dönümünde basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, "Kamusal mesleki denetim, yeterlilik, eğitim ve belgelendirmeye dayalı yeni bir yapı üretim ve denetimi modeli benimsenmelidir" denildi.

TMMOB Makine Mühendisler Odası Başkanı Yunus Yener'in imzasıyla yayımlanan açıklamada, 1999 Marmara Depremi'nden ders alınmadığı ifade edilerek, ülkenin depremlere hazırlıklı olmadığı belirtildi. Geçen süre zarfında depreme karşı hazırlık anlamında durumun daha da kötüye gittiği belirtilirken, depremlere karşı alınması gereken önlemler açıklandı.

'Meslek odaları dinlenmeyerek denetimler ticarileşti'

TMMOB Makine Mühendisler Odası Başkanı Yunus Yener'in açıklaması şu şekilde:

"Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu, toprakları, sanayisi ve barajlarının büyük kısmının aktif deprem kuşakları üzerinde yer aldığı ve deprem konusunun mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ile bağlantılı olmasına karşın bu disiplinler rant çıkarları için dışlanmaktadır. 1999 Marmara ve Düzce depremleri sonrası yapı denetimi düzenlemelerinde meslek odalarının önerileri dikkate alınmayarak denetim ticarileştirilmiş, Yapı Denetim Kanunu’nun kapsamı daraltılmış, kamu yapıları denetim dışı tutulmuş; TMMOB’ye bağlı ilgili Odaların mevzuatla tanınmış görevleri içindeki mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, denetleme gereklilikleri dışlanmış, yapıda denetimsizliğe yol verilmiştir.

Depremle ilgili ülke sorunlarına ayna tutan, yaklaşık 340 bin yapının yıkıldığı ve hasar gördüğü, on binlerce yurttaşımızın yaşamını kaybettiği 1999 Marmara Depreminden hiçbir ders alınmadığı; Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılmasıyla, sorunlu mevzuat düzenlemeleriyle, kentsel dönüşüm programlarının ranta yönelik olmasıyla, bütün ülkenin imara açılması ve sonraki depremlerde de oluşan sosyal yıkım tablosu ile tekrar tekrar görülmüştür. 

'Bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yok'

Marmara Depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine karşın ülkemiz depremlere hazırlıklı değildir. Yapı tasarımı, yer seçimi, üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açılmakta, her yere AVM’ler, gökdelenler yapılmaktadır. Yanlış ulaşım politikaları, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları, rant eksenli büyük projeler, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, sel-su baskınlarının artışı, ısı adalarının oluşması gibi olgular depremlerin yıkıcı etkilerini artırmaktadır. Bu sorunlara, depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan imar affı ve depremlerde toplanma yerleri olan alanlardaki hızlı yapılaşma da eklenmiştir. 

'Piyasacı, rantçı yaklaşım reddedilmeli'

Bu noktada yapılması gerekenleri önemle belirtmek isteriz: 

  • Depremlere karşı önlemler bütünlüğü, güvenli yapılaşma, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı için piyasacı, rantçı, kamusal denetimi yok sayan yaklaşımın reddedilmesi gereklidir. 
  • Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ilgili bütün kurum-kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı; imar, yapı, dönüşüm, yapı denetim ve afet yasaları TMMOB ve ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalı, üyelerinin eğitim ve belgelendirilmesi Odalarınca yapılmalıdır. 

'Yeni planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci'

  • Yapı Denetim Kanunu’nun ticari yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini ve meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modelinin benimsenmesi gerekiyor. 
  • Marmara Depremi sonrası yapılan incelemeler oluşan kayıpların yüzde 80’e varan kısmının taşıyıcı sistemlerin gördüğü zarara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiğini göstermiştir. Bu nedenle konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alanla bağlantılı tesisat/mekanik tesisat sistemlerinin depremler ve diğer afetlerde taşıdığı önem itibarıyla bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımında üretenler ve denetleyenler Makina Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Kanunu’nda yer almalıdır. 

'Denetimler meslek odalarınca yürütülmelidir'

  • Endüstriyel tesislerin güvenlik ve birbirlerine yakınlık-uzaklık mesafeleri konusunda gerekli çalışmalar yapılarak standartlar ve uyulması gereken koşullar imar mevzuatına yansıtılmalı; sorunlu alanlar “yapı yasaklı alan” ilan edilmelidir. 
  • Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışmalarda TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar mutlaka yer almalıdır. 
  • Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yürütülmelidir."