Moskova’daki saldırı: Nuland’ın sözleri ve bir kez daha IŞİD kartı mı?

Victoria Nuland birkaç ay önce Kiev’i ziyaretinde “Putin’i sahada hoş sürprizler” beklediğini söylemişti. ABD’nin ‘IŞİD yaptı’ dediği Moskova’daki katliam sonrası o sözler bir kez daha gündemde.

Haber Merkezi

Rusya’nın başkenti Moskova’da Cuma akşamı yaklaşık 7 bin 500 kişilik bir konser salonunun neredeyse tamamı doluyken salona giren 4 saldırgan kalabalığa ateş açtı, binayı ateşe vererek kaçtı. Saldırıda en az 137 kişi yaşamını yitirdi, 182 kişi yaralandı. 

4 silahlı saldırgan dahil 11 kişinin yakalandığı açıklanırken, Rusya’nın Ukrayna sınırına yaklaşık 100 km uzaklıktaki Bryansk bölgesinde yakalanan saldırganların Tacikistan uyruklu oldukları belirtildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin saldırganların “Ukrayna’ya doğru kaçarken yakalandıklarını, ön verilere göre Ukrayna tarafında sınırı geçmek için bir pencerenin hazırlandığını” söyledi. Saldırının Rusya’ya ve Rus halkına yapıldığını kaydeden Putin “Bu suçun arkasındaki tüm failler, organizatörler ve planlayıcılar adil ve kaçınılmaz bir ceza alacaktır. Kim olursa olsun, onlara kim rehberlik ediyorsa…” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Putin saldırıda ölenler anısına mum yakıyor.

Beyaz Saray’dan saldırıdan dakikalar sonra yapılan açıklamada IŞİD’in Horasan koluna işaret edilmesi ve saldırıya Ukrayna’nın dahil olmadığına ilişkin kesin ifadeler kullanılması Rusya tarafından tepkiyle karşılandı.

IŞİD’in kullandığı belirtilen AMAQ adlı telegram kanalındansa saldırıyı üstlenen bir açıklama yapıldı.

Kremlin'den IŞİD sorusuna yanıt

Kremlin Batı’nın saldırının ardından “IŞİD yaptı” açıklamalarına temkinli yaklaşıyor.

Kremlin Sözcüsü Peskov saldırının “IŞİD tarafından mı yapıldığını” soran gazetecilere, soruşturmanın halen sürdüğünü söyledi ve Rusya’nın ilgili organlarının resmi açıklamalarına itibar etmeleri çağrısında bulundu.

AB: Kiev'e işaret eden açıklamalardan endişeliyiz

Avrupa Birliği’ndense “Ukrayna’nın bu saldırıyla bağlantılı olduğu konusunda hiçbir emare, hiçbir kanıt yok” açıklaması geldi. Açıklamayı AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano yaptı.

Stano, AB’nin Rusya’nın Kiev’e işaret eden açıklamalarından “doğal olarak endişe duyduğunu” söyledi, “Rus yetkilileri Moskova’daki terör saldırısını Ukrayna’ya yönelik saldırılarını ya da içeride muhaliflere yönelik baskıyı artırma bahanesi olarak kullanmamaya çağırdıklarını” kaydetti.

Engin Solakoğlu: Üç varsayım var

soL yazarı Engin Solakoğlu bugünkü yazısında Moskova’daki saldırının ardından üç varsayımın öne çıktığına işaret etti.

Bunlardan ilki saldırıyı IŞİD’in yaptığı varsayımı… Solakoğlu’na göre failin bu selefi örgüt olması kimi çevreler bakımından da kullanışlı. Örnek olarak Avrupa sağı ve aşırı sağının bir bölümünde “Batı medeniyetine esas tehdidin Rusya ve Çin gibi ülkelerden değil, İslamcılıktan geldiği” yönündeki teşhisi “doğrulaması” bakımından buna optimal bir senaryo denilebilir. Solakoğlu bu senaryonun bu çevreler açısından göçmen düşmanlığı ve kıtada yaşayan Müslüman toplulukların yabancılaştırılmasına dayanan ırkçı politikalar için verimli bir zemin oluşturduğuna işaret ediyor.

İkinci varsayımsa Rusya’nın bu saldırıyı bilerek gerçekleştirdiği… Putin’in Ukrayna cephesinde bir üst aşamaya geçmek, toplumsal desteğini artırmak ve rejiminin meşruiyetini berkitmek için böyle bir yola başvurduğunu öne sürenler olduğunu hatırlatan Solakoğlu “Bu aslında iki hastalıklı bakış açısının bir tür sentezi” diyor. Ona göre bu sentez “yaşanan her türlü olumsuzluğu büyük bir planın parçası olarak görme güdüsü ile Putin’in ve Rusya’daki rejimin her türlü kötülüğün anası olduğu saplantısının birleşmesiyle” elde ediliyor.

Üçüncüsüyse Batılı güçlerin istihbarat birimlerinin Moskova’ya ağır bir darbe vurmak için IŞİD kartını kullandığı varsayımı. Bu varsayımın IŞİD, El Kaide, hatta Taliban gibi yapıların emperyalizmin zaman zaman kontrolden çıkan çocukları olduğu yönünde güçlü kanıtlar bulunduğu için inandırıcı geldiğine işaret eden Solakoğlu, bu yapılardan bağımsız olarak da emperyalizm tarafından beslenip büyütülen bir Selefi havuzu olduğunu vurguluyor ve İdlib örneğini veriyor. Bu varsayım, saldırının en arkasında Londra/Washington/Berlin ekseni, orta yerinde ise Zelenskiy yönetiminin bulunduğu fikrine dayanıyor.

Solakoğlu bu üç varsayımın hangisinin gerçeğe daha fazla yaklaştığı konusunda net bir karar vermek için hem çok erken hem de eldeki verilerin çok sınırlı olduğu görüşünde.

Nuland'ın o sözleri: 'Hoş süprizler bekliyor'

Saldırının ardından gündeme gelen bir başka şey ise ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu ay sonunda görevden ayrılacak olan önde gelen diplomatlarından Victoria Nuland’ın Ocak ayı sonunda Kiev’e yaptığı ziyaretin ardından söylediği sözler…

Nuland Ukrayna’nın başkentini ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada 2024 yılında Putin’i “savaş alanında hoş sürprizlerin” beklediğini dile getirmişti.

Victoria Nuland

Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Mehmet Ali Güller “Kiev’i son olarak 31 Ocak’ta ziyaret eden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Ukrayna operatörü Nuland, buradan Putin’e ‘savaş alanında güzel sürprizler’ sözü vermişti!” diye belirterek o sözleri hatırlattı.

Gazete Duvar'dan Fehim Taştekin de aynı sözlere işaret ettiği yazısında “Adı ‘Kiev Kumpasçısı’na çıkmış ABD Dışişleri Müsteşar Vekili Victoria Nuland görevi bırakmadan önce veda konuşmasında Rusya’yı nahoş sürprizlerin beklediğini söylemişti. Müjdenin ne olacağına dair bahisler açılmışken saldırıyı kim üstlenirse üstlensin bunun tartışmayı Kiev’den uzaklaştırması imkânsız” diye yazdı.

ABD'nin 'kullanışlı düşmanı' IŞİD

Moskova’daki saldırıyı üstlenen IŞİD’i ABD’nin “kullanışlı düşmanı” olarak niteleyen Güller, IŞİD’in son 3 aydır yeniden sahneye çıktığına işaret ederek 3 Ocak’ta İran’daki büyük saldırıyı hatırlatıyor.

İran'da 3 Ocak'ta Kasım Süleymani'nin anıldığı sırada düzenlenen bombalı saldırıları IŞİD üstlenmişti.

İran saldırısıyla Rusya saldırısı arasında IŞİD’in Irak, Suriye ve Türkiye’de de eylemde olduğunu yazan Güller, bu eylemlerin bölgede ABD’nin Irak ve Suriye’deki askeri varlığının son bulmasının gündeme geldiği dönemde gerçekleştiğine dikkat çekiyor:

ABD’nin Irak’tan çekilmesi demek, Suriye’den de çekilmeye mecbur kalması demekti. ABD’nin Suriye’den çekilmesi ise PYD/YPG devleti inşa sürecinin çökmesi demekti.

İşte IŞİD’in tam da bu süreçte, ABD’nin bölgedeki varlığını sürdürmesine gerekçe üretecek şekilde yeniden aktif olması, elbette onun “kullanışlı düşman” olma özelliğiyle ilgiliydi.”

ABD’nin daha çatışmanın ortasında parmağıyla IŞİD’i gösteren tutumu karşısında, Rus yetkililerin “Ukrayna bağı”na dikkat çekmesinin de önemli olduğunu yazan Güller saldırının siyasi arka planına ilişkin Nuland’ın sözlerini hatırlatıyor. Güller'in bir başka hatırlatması ise ABD ve İngiltere’nin Ukrayna’da sürdürmek istediği "uzun savaş". Ona göre bu iki ülke bu amacına ya Ukrayna'ya asker göndererek ya da “özel savaş ihraç ederek" ulaşabilir.

Orta Asya’dan Ukrayna’ya, Irak ve Suriye’den Karadeniz’e, geniş coğrafyamızda çok boyutlu bir güç mücadelesi sürdüğünü kaydeden Güller, “sadece faile işaret eden parmaklara bakmak aldatıcı olabilir, o nedenle geniş siyasi arka plana bakılmalıdır” diye yazıyor.

Taştekin: Köşeye sıkışacak ülkelerin başında Türkiye geliyor

Fehim Taştekin de “Moskova ateşi kimleri yakacak?” başlıklı yazısında IŞİD’le bağlantılı olduğu söylenen AMAQ adlı Telegram kanalında yayımlanan açıklamaların ve saldırının örgütün klasik tarzını yansıtmadığına dikkat çekiyor.

AMAQ’taki açıklamada "IŞİD Horasan" adının hiç geçmediğini belirten Taştekin, yapılan açıklamanın da “Güvenlik kaynaklarının AMAQ’a söylediği” bilgiler şeklinde paylaşıldığını kaydediyor. Saldırganlarının yakalanmalarının ve eylemi para için yaptıklarını söylemelerinin de IŞİD’in tarzıyla uyumlu olmadığını vurguluyor.

Yakalanan saldırganlardan birinin geçen ay İstanbul’da çekilen fotoğrafları olduğu ortaya çıkmıştı.

Taştekin’e göre saldırının ardından köşeye sıkışacak ülkelerin başında Türkiye geliyor:

Moskova’daki saldırı istihbarat zafiyetinden hareketle güvende olmadıkları ve işlerin kötüye gittiğini düşünen Ruslar arasında Putin’e olan inancı örseleyebilir. Elbette Putin, Ukrayna’da şiddetini artırmak, asker göndermeyi kafasına koymuş Fransa’ya “aklını başına topla” demek, Taurus füzelerini verip vermemeyi tartışan Almanya’nın kulağını çekmek, Polonya’ya parmak sallamak ve ABD’yi köşeye sıkıştırmak için bu saldırıyı tanrının lütfuna dönüştürebilir. Ayrıca Suriye’de cihatçılarla yarım kalmış işi tamamlamak için daha fazla güç kullanabilir. Türkiye ile varılan ‘gerilimi düşürme’ mutabakatında delikler açabilir. Burada köşeye sıkışacak ülkelerin başında Türkiye geliyor. Suriye cehennemine sunduğu ‘otoban’ hizmetinden sonra cihatçıların sağda solda her saldırısında Türkiye bağı kaçınılmaz olarak kuruluyor. Tabii Putin bu özel dönemde Türk-Rus ilişkilerinin kazandığı değere atfen oyunu asla ‘bozuşma’ modunda sürdürmeyebilir.”

Sezer: Yarın bir gün bu kişilerin Türk vatandaşı olduğu da ortaya çıkabilir

Rus TASS haber ajansına göre Pazar günü mahkemeye çıkarılan 4 saldırganın Tacikistan vatandaşı olduğu belirlendi. Putin ile Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman dün bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşme sonrası yapılan açıklamada “iki ülkenin güvenlik servisleri ve ilgili kurumlarının terörizmle mücadelede yakın çalışma içinde oldukları ve bu çalışmanın yoğunlaştırılacağı” kaydedildi.

Cumhuriyet TV’ye konuşan dış politika analisti Aydın Sezer saldırganlardan birinin İstanbul’dan paylaştığı görüntülere işaret ederek Türkiye’nin sadece taziye bildirmekle olayı geçiştiremeyeceğini, İçişleri ve Dışişleri bakanlarının bir açıklama yapması gerektiğini kaydetti.

Sezer “Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden birinin Türkiye’den gitmiş olması, Arap medyasında bugün gördüğümüz, bu teröristin 23 Şubat’ta İstanbul’dan çok fazla görüntü paylaşmış olması önemli. Bu teröristin 4 Mart’ta Rusya’ya giriş yaptığı açıklandı. Amerika’nin büyükelçiliği 7 Mart’ta bir terör uyarısı yaptı ve resmen ‘Konser salonu’ ifadesi kullanıldı.  Dışişleri Bakanı ya da İçişleri Bakanı açıklama yapmak durumunda ancak İstanbul seçimine dahil oldukları için yoğunlar. Türkiye’nin adının geçmesi konusunda derhal açıklama yapmamız gerekiyor. Yarın bir gün bu kişilerin Türk vatandaşı olduğu da ortaya çıkabilir. Sadece taziye bildirmekle geçiştirilecek bir konu değil” dedi.

RT: Rusya Zelenskiy'i 'meşru hedef' sayabilir

Russia Today’da bugün yayımlanan bir makaledeyse Rusya Soruşturma Komitesi’nin saldırının arkasında Ukrayna’nın olduğu sonucuna varması durumunda Rusya’nın dış politikasında önemli değişiklikler olabileceği yorumu yapıldı.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Üyesi Dmitriy Trenin imzalı yazıya göre eğer Rusya saldırının arkasında Ukrayna askeri istihbarat servisi GUR’un olduğu sonucuna varırsa, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Rusya için “yalnızca meşru değil öncelikli hedef” haline gelebilir. Trenin bu iddiasını saldırının emrini Zelenskiy’in vermesi gerektiği öngörüsüne dayandırıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy

Trenin’e göre Ukrayna’nın Rusya’nın köylerine yönelik saldırılarındaki son sivil ölümleri, Moskova’daki saldırıda Tacik vatandaşlarının kullanılmasının Rusya içinde etnik gerilimi tırmandırmayı amaçladığı ihtimali Rusya’nın Ukrayna’da barış görüşmelerinden tamamen vazgeçmesi ve çatışmanın yoğunlaşmasıyla sonuçlanabilir. 

Nuland’ın “hoş sürprizler” sözlerini Trenin de hatırlatıyor ve saldırının arkasında Ukrayna’nın olduğu sonucuna varılırsa işin ABD’ye de uzanacağını kaydediyor.

Trenin bu durumda Rusya’nın Ukrayna Hava Kuvvetleri'nin kullandığı NATO ülkelerindeki hava üslerini vurma, Ukrayna’ya gönderilecek Fransız ya da başka NATO ülkesinden askerleri "silip süpürme" uyarılarının gerçeğe, çatışmadan "kaçınma uygulaması"nınsa “kafa kafaya çarpışmaya” dönüşeceğini savunuyor.