Kılıçdaroğlu: İki yıl içinde bütün sığınmacıları davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz

Kılıçdaroğlu, 'En geç iki yıl içinde bütün sığınmacıları davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz' dedi.

Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nde Muhtarlar, STK Temsilcileri ve "Kanaat Önderleri" buluşmasında konuştu.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

  • Herkes sorununu kendi penceresinden görüyor. Çiftçi 'üretmek, kazanmak ve alın teri dökmek istiyorum ama harcadığım emeğin karşılığını almak istiyorum' diyor. Trakya'nın bereketli toprakları var. Çiftçi üretecek, kazanacak, gelir elde edecek, düğün derneğini yapacak, ertesi yıla hazırlanacak. Buna takat kalmazsa ne yapacak? Bu sorunlardan Türkiye'nin arınması lazım.
  • Siyasi partiler devlet değildir, vatandaştan yetki alıp, 5 yıl süreyle gelip devleti yönetir. Devlet adaletle yönetilir, liyakatle yönetilir. Adaletin ve liyakatin olmadığı yerde 'devlet' dediğiniz kurum yara alır, temelleri sarsılır. Devlette en alt makam önce KPSS'ye girecek, başarılı olacak, ataması yapılacak düz memur olacak. Ama daha henüz asaletiniz onaylanmamış. Bir süre geçecek sonra şeflik sınavına girip devlette en alt kademe şef olacaksınız. Bakan olmak için ya da milletvekili olmak için iki şeye ihtiyaç var, savcılıktan iyi hal kağıdı, bir de ilkokul diploması. Bakan da olursunuz, her şey olursunuz ama devlette liyakat bunun için önemli.
  • Evlatlarımızı zehirleyen tüm baronlarla mücadele edeceğim. Zindaşti'yi hapisten çıkarıyorsunuz, kim çıkardı?
  • Uyuşturucu bataklığına sokulmak istenilen bir gençliğimiz var. Bunlar milyar dolarlar kazanırlar ama vergi ödemezler. Mutlu insanların kentlerini yapmak istiyorsak, hepimize sorumluluk düşüyor. Türkiye'yi bu bataklıktan çıkarmalıyız.
  • (Soylu'ya yönelik) Bir ülkenin İçişleri Bakanı televizyona çıkıyor, 'Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüşvet veriliyor' diyor. Kimin harekete geçmesi lazım? Devleti yönetenlerin. Bir siyasetçi 10 bin dolar rüşvet alacak, onu da İçişleri Bakanı çıkıp anlatacak, kimsenin de sesi çıkmayacak. Şu memleketin geldiği duruma bakın.
  • Bu millete sözüm sözdür: En geç iki yıl içinde bütün sığınmacıları davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz. Irkçılık yapmadan ama onları kendi ülkelerine mal ve can güvenliğini sağlayarak göndereceğiz.
  • Muhtarlık kamu kurumu sayılmıyor. Haciz işlemi tebliğleri yaptırıyorlar. Bunları yaparken size bir bedel ödeniyor mu? Ödenmiyor. Angarya suçtur. Muhtar kardeşlerim şundan emin olsunlar, demokrasi ülkeye gelirken, demokrasiyi önce muhtarlardan getireceğiz.'
  • Üniversiteler açıldı, yurt sorunumuz var. Üniversiteyi kazanıyor, kızımız, oğlumuz. Hepimizde bir sevinç var. Üniversiteye göndereceğiz, ikinci bir sefer dert başlıyor. Bu çocuk nerede kalacak? Yirmi yıldır yurt sorununu çözemediler. Kırklareli'nden bütün Türkiye'ye sesleniyorum, yirmi yıl değil, bir yıl içinde yurt sorununu çözmezsem siyaseti bırakacağım. Böyle bir şey olamaz, yurt sorunu nedir Allah aşkına. Bütün üniversitenin kampüslerinde yaparsınız. İkişer, üçer kişilik odalar. Sıcak su, soğuk su, geniş bant internet erişimi. Gençlerimiz Türkiye'nin geleceği, onlar ne kadar iyi yetişirse, eğitim alırsa Türkiye o kadar büyüyecek. Siz onları pahalı yere mahkum ediyorsunuz.