Kemal Okuyan: Bu yıkımın üstesinden ancak komünistler gelebilir

Kemal Okuyan, Nisan’dan itibaren gerek uluslararası alanda gerekse Türkiye’de sert kırılmaların yaşanacağına dikkat çekti.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, TKP’nin podcast kanalında gazeteci-yazar Volkan Algan’ın sorularını yanıtladı. 

6 Şubat depreminin yıldönümünde Erdoğan’ın Hatay’da söylediği “merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma içinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez” sözlerini değerlendiren Okuyan, Erdoğan’ın son açıklamasının vicdansızlık meselesinde sınır tanımayacaklarının bir kez daha kanıtı olduğunu hatırlattı.

AKP'nin yüksek oy oranına sahip olduğu bölgelerde de durumun farklı olmadığına işaret eden Okuyan, şöyle konuştu:  

“Unutulmaması gereken bir şey var. Cumhurbaşkanının açıklamasında ‘biz istesek Hatay’a yardım edebilirdik’ türü bir iddia var. Bu doğru değil. Çünkü AKP seçmeninin yoğun yaşadığı yerlerde de büyük bir kepazelik var. Yani kendi kendilerini kandırmasınlar, milleti hiç kandırmasınlar. Hem bu düzenle hem siyasi iktidarla ilgili bir problem var.

Ben şunu söyleyeceğim, bu bir meydan okumadır. Çünkü diyor ki seçim öncesinde ‘Bana oy vermeyen belediyeleri biz cezalandıracağız.’ Bu siyasi iktidarın karakterini gösteriyor. Zaten bildiğimiz bir karakterdi bu. Şimdi işte Türkiye’de toplum, yurttaşlarımız gerçekten birer halk olup olmadığımızın sınavlarından bir tanesidir bu. Böyle bir iktidara rest çekebilen bir halk tarihe geçer.”

'Defne'nin ayağa kalkması için sorumluluk üstlenmeliyiz'

TKP’nin Hatay'ın Defne ilçesindeki seçim çalışmalarına dair konuşan Okuyan, “Bizim Defne’deki öykümüzün bir tarihi var, bildiğimiz bir yer ama aynı zamanda şöyle bir yaklaşımımız var. Biz Defne’deki yıkımın tanığı olduk, arkadaşlarımızı kaybettik, kenti kaybettik. Şimdi bu kentin yeniden ayağa kalkması için sorumluluk üstlenmemiz gerekiyor. Bunu başkalarına bırakamayız. Biz o yüzden Defne’de belediyeyi kazanmak istiyoruz. Bu yıkımın üstesinden ancak komünistler gelebilir” dedi.

CHP içerisindeki tartışmalar üzerine "Cumhuriyet Halk Partisi’nin kimi nasıl aday yapacağı kendi bileceği iştir" diyen Okuyan "Ama burada bir sorun var, dışarıdan bakıldığında kimi nasıl aday yaptıkları anlaşılmıyor. Ama bu da eninde sonunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin iç meselesidir. Adaylar bir kez ortaya çıktıktan sonra tartışabiliriz. Bunu söylediğimiz zaman hep kızıyorlar, bir de şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni yönetimi ‘gördünüz mü değişim’ diyor. Değişim eğer belediye başkanlarının değişmesi ise bu bir değişim kanıtı olamaz. ‘Neye göre değişti belediye başkanları’ sorusunun yine yanıtı yok" şeklinde konuştu. 

CHP'de öne çıkan üç odak olarak İmamoğlu, Özel ve Kılıçdaroğlu'nu gösteren Okuyan, bu durumun yol açacağı karışlığı "Birisi der ki şu daha solcu, birisi der ki şunun daha laik duyarlılığı var, ama hiçbirisi birbirini tutmaz" sözleriyle özetledi. Buradan ya büyük bir apolitizim çıkacağını ya da bu farklı bir siyaset arayışına ilginin artacağını ifade eden Okuyan, ikinci durumla sahada çok fazla karşılaşıldığını hatırlattı. 

Düzen partileri arasındaki “görüşmelere” dair de konuşan Okuyan; “İktidarla DEM arasında bir görüşme olduğunu kendileri söylüyorlar zaten ama burda asıl konu şu, HDP çizgisi açısından her zaman şu problem oldu, onlar bir şekilde seçmen desteği veriyorlar. Ama bunun karşılığında aldıkları şey onlarla açıktan yan yana gözükmek istemeyen bir toplamı desteklemiş oluyorlar. Seçime girerlerken burada pazarlık yaparlarken bir muhattaplık ilişkisinin kurulması gerektiğini söylediler. Bu siyaset açısından olacak iş değil yeni bir partinin oyunu talep edeceksiniz sonra o partiyi yok sayacaksınız, bunun bir sonu gelecekti zaten. O yüzden de Türkiye siyasetinde partilerin birbirine mahkum olmaktan çıkmasının iyi bir şey olduğu kanaatindeyim. Gerçekten siyasi olarak bir yakınlık ilişkisi varsa partiler birbirini o zaman desteklemelidir” dedi.

'Devreye giremezsek çok ağır bir dönem bizi bekliyor'

Seçimden sonraki sürece dair de konuşan Okuyan, ekonomik ve siyasi anlamda kaotik bir dönemin içine girildiğini belirterek bütün devletlerin kendi işçi sınıfı üzerindeki baskıyı güçlendirdiğini hatırlattı.

"Türkiyeye baktığımızdaysa 1,5 senedir süren bir seçim ekonomisi var, ertelenmiş bazı hamleler var, zaten Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi kemer sıkma üzerine kurulu ama 1 Nisan’dan itibaren öyle bir kemer sıkacaklar ki çok ağır bir şeyle karşı karşıya kalacağız" diyen TKP Genel Sekreteri, hem iktidar partisinde hem de Türkiye siyasetinin yeniden tasarlamasında çok özel bir döneme girildiğini anlattı.

"Eğer sadece bu ‘belediyeler değişsin’ fikriyle hareket edilirse karanlık bizi bekler" diyen Okuyan "Ancak umut tükenmiyor, insanlık mücadeleyi sürdürüyor. Örgütlü hareket etmemiz gerekiyor, bunu yaparsak bu düzenin sahipleri düşünsün çünkü onlar da bu düzende yaşıyorlar. Biz burada devreye girersek işin rengi değişir. Devreye giremezsek çok ağır bir dönem bekliyor bizi" ifadelerini kullandı.