Avrupa’ya göçün anlatılmayan yüzü (İrlanda)

'İrlanda’dan adeta bir cennet imgesi yaratıyorlar. Malum, ne kadar öğrenci o kadar para.'

Çağdaş Gökbel

Tabaklarından, çatallarından ve başlarını soktukları çatıdan kan damlıyordu sofralarına. Kapitalizm, bir istismar ve ahlâksızlaştırma düzenidir. O, her şeyden önce kanımızı sonuna dek içen ve böylece lüks yaşamına devam eden bir asalaktır. Öyleyse İrlanda’dan Türkiye’deki migros işçilerine Jack London’un düşünceleriyle selam gönderelim. İnsanların tarifi mümkün olmayan umutsuzluklara kapıldığı bir coğrafyada, umudu yeşerttikleri için bu selamı onlara gönderiyoruz. 

Tam bu noktada umudun bir istismar biçiminde renkli reklamlarla ambalajlanıp pazarlandığı İrlanda’ya dönelim. Bu röportajı veren genç Türkiyeli göçmen, sıklıkla SoL gazetesindeki yazılarıma atıf yapıyor ve röportajın sonunda özellikle konut krizini ele alan makalelerimi eklemem gerektiğini ısrarla belirtiyor. Genç adamın isyan halinde olduğu çok açık ve bugüne kadar pazarlanan Avrupa/İrlanda cennetinin gerçekte öyle olmadığını anlatıyor. Gerçekler bir emekçinin kaldıramayacağı yüklere işaret ediyor. Dublin’de başlayan konut krizinin, diğer şehirlere tıpkı bir veba salgını gibi sıçradığını söylediğimde bu gerçekliğe harfiyen katılıyor. Bu andan sonra kesinlikle katılmayacağı şey ise, İrlanda’nın emekçiler için sınırsız imkânlar sunan bir cennet olduğu miti. Adının ya da yüzünün gösterilmesini istemiyor. Jack London’un eserlerinde tarif etmeye çalıştığı bu dünya sizce de garip öyle değil mi? İnsanları kandıranların hiç sıkılmadan, yüzlerini saklamadan kitleleri sosyal medya aracılığıyla yalana boğduğu bir çağda gerçekleri söyleyenler haklı olarak kendilerini korumaya çalışıyor. Çünkü, artık kitleler inandırıldıkları yalanlar uğruna gerçeklere savaş açıyorlar. Bu uzun giriş yazısının ardından İrlanda’ya dil okuluyla göç eden ve Türkiye’ye tekrar dönmek zorunda olan bir emekçinin yaşadıklarını okuyacaksınız. İşte Türkiye’den bakıldığında İrlanda’nın görünmeyen yüzü...

En baştan başlayalım, böylece okurları daha sağlıklı aydınlatabiliriz. İrlanda’ya gelmeye nasıl karar verdin ve İrlanda’ya gelmek sana ne kadar mâl oldu?

Bundan tam 2 yıl önce, açıkçası üç kere deneyip atanamayınca yurt dışına yerleşme fikri kafamda oluştu. Akp hükümeti binlerce din kültürü öğretmeni alıp neredeyse 70-80 civarı biyoloji öğretmeni alınca maalesef atanmak çok zor oluyor. İrlanda’yı bir arkadaşımın aracılığıyla tanıdım ve araştırdım. Aracı bir şirketle anlaşıp 250 Euro depozito yatırdım. Toplamda 4200 Euro para harcadım İrlanda’ya gidebilmek için.

Türkiye’deki bir emekçi için ülke değiştirmek kur farkını da hesaba katarsak çok ciddi bir maliyet. Avrupa, özellikle doktorları ve diğer üst düzey kalifiye çalışanları çekmek için Youtube ve kendi geleneksel medya araçları üzerinden büyük bir reklam organize ediyor ve cazibe yaratarak insanları tıpkı bir mıknatıs gibi kendine çekiyor. Dublin’de neler gördün, gerçekten reklamlarda anlatıldığı gibi miydi buradaki yaşam?

Dublin, aracı eğitim kurumlarının allanıp pullandığı gibi cennet bir yer değil. Bunun cevabı biraz da insanın beklentileri ile alakalı ama genel olarak YouTube kanallarında bir cennet imgesi yaratılmış durumda. Özellikle geçen aralık ayından (belki de daha erken emin değilim) itibaren patlayan konut sorunu üzerine neredeyse hiçbir uyarıda bulunmuyorlar. Son 5-6 ayda dil okulu aracılığı ile gidip konut sorunu yaşamayan biri olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu yöntemle İrlanda’ya giden özellikle Brezilyalı, Meksikalı ve Türk öğrencilerin sayısı on binlerle ifade edilebilir. Öyle ki hemen hemen her dil okulunda Türk, Meksikalı danışmanlar mevcut. Senden özel olarak ricam konuştuğumuz bu bölüme, İrlanda’daki konut sorununu anlattığın bir makaleyi koyman. Böylece okuyucular bilimsel verileriyle İrlanda’da olanları rahatlıkla kavrayabilirler.1

Dublin: Genel Posta İdaresi ve Büyük Jim (James Larkin) Fotoğraf: Çağdaş Gökbel

Dil okulları öğrencilere zorluklarla karşılaştıklarında yardımcı oluyorlar mı, yoksa paramızı aldık ne haliniz varsa görün mü diyorlar?

İrlanda özelinde en büyük danışmanlık şirketi olan ve en fazla öğrenciye aracılık eden şirketin bazı ‘oryantasyon’ eğitimleri oluyor. Ufak tefek yardımlarda bulunuyorlar ama bunları genel olarak lütuf gibi sunuyorlar. Vize çıktıktan sonra, yani öğrenci kabul ettirdiği okuldan komisyon ücretini aldıktan sonra fazla umursamıyorlar. Mesela ben vize sürecinde biraz fazla yatırdığım parayı iade alabilmek için 10 gün beklemiştim. Onun dışında ‘Cv Hazırlama’ gibi eğitimlerle sözde yardımlarda bulunuyorlar. 

Özellikle şunu da merak ediyorum, dil okulu dediğiniz şey size yeni bir dil öğrenmeyi vaat edebilir ama bunun dışında daha büyük bir şeyi vaat edemez. İnsanlar bu okulların kendilerine yeni bir yaşam vaat ettiklerini neden ve nasıl düşünüyorlar?

İnsanlar, bu kurumların çoğu 1-2 yıl önce yayınlanan videoları ve instagram gönderilerine kanıyorlar diyebilirim ki ben de bunlara dayanarak tercih ettim açıkçası. Oradaki yaşam dinamikleri, çalışılabilecek işler, konut sorunu, GNIB ve PPS alma gibi aşamaları ve yaşanılabilecek zorlukları net bir şekilde anlatmıyorlar.2

'İrlanda’dan adeta bir cennet imgesi yaratıyorlar. Malum, ne kadar öğrenci o kadar para'

Örneğin PPS numarası olmadan ve GNIB olmadan iş bulma ihtimaliniz düşük ve bunları almak şu an minimum 2-3 ay sürüyor.3 Türkiye’deki hayat pahalılığı, gelecek kaygısı, dinci gericiliğin hayata doğrudan müdahalesi gibi sebepler insanları yurt dışına kaçmaya itiyor ki bu bir derece anlaşılır bir durum. Bu aracı kurumlar tam olarak bu kaçma isteğini merkeze alıp, iki ülke arasında yüzeysel kıyaslamalarla İrlanda’dan adeta bir cennet imgesi yaratıyorlar. Malum, ne kadar öğrenci o kadar para.

Herkes zenginlere sesleniyor ve bazen yoksul emekçiler bu çağrının kendilerine yapıldığını düşünerek çok büyük yanılgılara kapılıyorlar. İrlanda’ya gelmeyi düşünen ve alın teri dışında herhangi bir kazancı olmayan birine ne gibi önerilerde bulunmak istersin?

Ben harcadığım paranın bir kısmını kredi çektim, telegram gruplarında okuduğum kadarıyla bu paranın tamamını kredi çekenler var ki euro kurunu göz önüne alınca 60-70 bin TL paradan bahsediyoruz. Şunu demek istiyorum, İrlanda eğer eğitim sürecinde geçinecek kadar paranız varsa  dil öğrenmek için güzel bir ülke. Ama dil okulu ile gidip oraya yerleşme fikrinin birçok ciddi sorunları var. Konaklamayı burada kesinlikle ilk sıraya yazmalıyız. 

'Her ay valizi sırtlanıp başka bir odaya hatta yatağa taşınmak durumundasınız'

Dublin’de 4-5 aydan beri yaşayan bir arkadaşım bana 5 kere ev değiştirdiğini söylemişti. Düşünsenize her ay valizi sırtlanıp başka bir odaya hatta yatağa (birçok yerde bir odada 4-5 kişi kalınıyor) taşınmak durumundasınız. Para kazanmakla alakalı bir durum değil, konut sayısı sınırlı ve kira fiyatları son bir yılda neredeyse ikiye katlanmış durumda. Dil okulu ile gelenlere haftada 20 saat yasal çalışma hakkı bu kadar veriyor İrlanda hükümeti ve bu paranın neredeyse yüzde 90’ı kiraya gidiyor. İrlanda’ya gitmeyi düşünen birine verebileceğim en büyük tavsiye oraya bu yolla yakın zamanda giden insanlarla görüşüp hemen her şeyi sormaları. Ve sizin yazılarınızı okumalarında kesinlikle fayda var. 

  • 1. ‘İrlanda: Dublin’deki konut krizi hızla büyüyor, gençler başlarını sokacak yer bulmakta zorlanıyor’ https://haber.sol.org.tr/yazar/irlanda-dublindeki-konut-krizi-hizla-buy… Okurlar derinlikli bir araştırma yapmak istiyorsa ayrıca Gelenek dergisinde yayımlanan ‘İrlanda’ başlıklı makalelerimi inceleyebilirler. Röportaj vermeyi kabul eden ve cesaretle yaşadıklarını anlatan genç arkadaşımın ricasını kırmamak adına tüm bunları paylaşıyorum. Zira sadece ‘başarı’ olarak kabul edilen şeylerin gösterildiği bir toplumda ‘kaybetmiş/başaramamış’ gibi değerlendirilebilecek bir insanın konuşmaya cesaret etmesi önemli bir şey. Kişisel görüşümü eklememem gerekirse, gerçekte bu röportajı verdiği için o çoktan başarmış bir insan ve bu başarısını Türkiye’de devam ettireceğine kesinlikle inancım tam (Y.N).
  • 2. GNIB Card (Registering with Garda National Immigration Bureau): Kartın açılımı Garda Ulusal Göçmen Bürosu Kartı olarak çevrilebilir. Bu kart, İrlanda’ya göç eden kişilerin 300€ karşılığında almak zorunda oldukları ve ülkede yasal oturum hakkına sahip olduklarını gösteren bir karttır. Buraya özel bir not daha eklemek gerekir, kendisini diplomalı, kalifiye ve yüksek egolarıyla belli eden Türkiye’den göç eden insanlarımız ‘ben göçmen’ değilim demektedirler. Nesin öyleyse? Bu soruya verdikleri pek çok yanıtta ya öğrenci ya da yüksek zekâ düzeyine sahip kalifiye bir eleman oldukları cevabını alırsınız. Onlar ne cevap verirlerse versinler göçmenlik kartı almak zorunda olan birer göçmenlerdir. Kendilerini ‘biz mülteci değiliz’ diyerek düzeltme çabasında olanlar umarım hakir gördükleri insanlarla aynı kaderi paylaştıklarını anlarlar. Bu kısa not belki onlara bunu hatırlatmış olur. PPS Card (Public Services Card): İrlanda sosyal güvenlik sistemine girmek ve yasal çalışma hakkına sahip olmak için çıkarılması zorunlu olan kart (Y.N).
  • 3. Pandemi önlemlerinin sıkılaştığı dönemde 6 ay ve daha da uzun süreler bekleyenler oldu (Y.N).