Kemal Okuyan: Birleşik Haziran Hareketi fabrikayı, sokağı, okulu hareketlendirmeli

Komünist Parti Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan, Birleşik Haziran Hareketi'nin kendisinden önceki arayış ve denemelerin birikimini devralarak ortaya çıktığını söylüyor.

Birleşik Haziran Hareketi’nin ilk imzacılarından birisi olan Komünist Parti Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan, bu  hareketin uzun süredir kendini hissettiren gerçek bir ihtiyacın ürünü olduğunu söylüyor.

Küçük hesaplardan uzak durulduğu ve sol içi rekabet alanına dönüşmediği sürece hareketin önünün açık olduğunu ifade eden Kemal Okuyan, Yurt gazetesinden Ahmet Çınar'ın sorularını yanıtladı.

Birleşik Haziran Hareketi’nin kuruluşunda ilk imzacılardan birisi de Komünist Parti MK Üyesi olarak sizsiniz. Bu Hareket’in yola çıkış dinamiği neydi, hangi ihtiyacın ürünü olarak yola koyuldunuz?
Birleşik Haziran Hareketi, uzun süredir kendini hissettiren bir ihtiyacın ürünü. Hatta adını aldığı büyük Halk İsyanı’ndan önce de geçerliydi bu ihtiyaç. Çok özetleyecek olursak, siyasi iktidara karşı direnci örgütlü kılmak, mücadele azmini artırmak ve halkın seçeneksizlik fikrini ortadan kaldıracak bir toplumsal zeminin, sade ama anlamlı ideolojik-siyasi ilkeler gözetilerek yaratılması. Bu ihtiyacı karşılamak için Birleşik Haziran Hareketi’ne gelinceye kadar bazı adımlar atılmıştı. Birleşik Haziran Hareketi bütün bu arayış ve denemelerin birikimini devraldı ama yeni bir oluşum olarak yola çıktı.

Bu Hareket’i bazılarımız bir “birleşme projesi” olarak algıladı. Bu yanlış bir algı sanırım. Solun birleşmesini aşan bir hareket mi Birleşik Haziran Hareketi?
Solda birliği sağlamaya dönük bir girişim değil BHH. Belki de bu nedenle başarı şansı yüksek. Siyasi örgütlerin, partilerin bir araya gelmesine dayanmıyor, bireysel katılımı öngörüyor. Kurumsallıktan çok yerel dinamiklere önem veriyor. İşin gerçeği, bana göre, siyasi parti ve örgütleri ikame edecek ya da onlara çatı oluşturacak bir örgütlenmenin bugün zaten karşılığı yok. Türkiye toprağında eksikliğini duyduğumuz yaygın, yatayına ve belki de sendikalara, meslek örgütlerine, partilere de dolaylı yoldan güç verecek bir toplumsal hareket yaratmaya çalışıyoruz. Benim yapabileceğim tarif bu.

AKP'NİN İKİ MEŞRUİYET KAYNAĞI: DİNSELLEŞME VE SANDIK

Birleşik Haziran Hareketi’nin bazı toplantılarında katılımcılar “2015 seçimlerine yönelik ne yapacaksınız?” sorusunu soruyorlar. BHH, seçim için kurulan bir hareketin ötesinde bir hareket kurulmadı mı?
Seçimler kuşkusuz önemli. Birleşik Haziran Hareketi’nin meclisleri, karar organları hep birlikte düşünecek, tartışacak ve elbette bir seçim politikası geliştirecek. Ancak bence her durumda seçim merkezli bir çalışmadan uzak durmalı BHH. İnsanların aklına mücadele ve siyaset dendiğinde seçim gelmemeli. Diktatörümüzün iki meşruiyet kaynağı var: Biri dinsellik, diğeri sandık. Bana göre Türkiye solu bu iki meşruiyet kaynağında rekabete kalkışmamalı. Haziran Direnişi tam da bunu yaptı. Seküler bir sokak hareketiydi ve ne kutsal değerlerle ne de sandıkla ilişkisi vardı. Tamam, siyasallaşma eksikti ama bu illa seçim üzerinden gerçekleşmez. Her protestoyu, her aykırı sesi “Buyrun sandığa” diye yanıtlayan bir diktatörü ciddiye almamak gerek. Fabrikayı, sokağı, okulu, ofisi, meydanları hareketlendiren bir sol, ya sandığa da gücünü taşır ya da sandığı iyice önemsizleştirir. Ancak tersi mümkün değil. Sandıktan enerji, ancak çok özgün dönemlerde alınır.

'KÜRT SİYASETİ-AKP İLİŞKİLERİNDE RADİKAL BİR BOZULMA OLABİLİR'

Birleşik Haziran Hareketi’nin Kürt siyasi hareketine bakışı ve bu hareketle ilişkisi nasıl olacak?
Kürt siyasi hareketi, tartışılamayacak bir ulusal desteğe sahip. Bir ulusal hareket için şaşırtıcı olmayan iç çelişkiler bir yana, kendi kurumları, kendi doğrultusu ve de siyaset felsefesi ile hareket ediyor. Bu doğrultu ve felsefe, solun olmazsa olmazları ile şu anda örtüşmüyor. Belki de sol çok zayıf olduğu için… Şu anda gelinen noktada sol kendi bağımsız konumlanışını veri almaksızın Türkiye siyasetine giriş yapamayacak. Emperyalizme, piyasa düzenine ve dinselleşmeye karşı kararlı bir tutum almak da yetmiyor, bunu içinden geçtiğimiz kaotik süreçte her daim sınamak da gerekiyor. Güç dengelerinde oynamaların gerçekleşeceği, yeni ittifakların kurulacağı önümüzdeki dönem, sol gerçekten de uyanık olmalı ve bütünlüklü bir görüntü vermeli. Birleşik Haziran Hareketi bunun için uygun, güçlü bir zemin yaratabilir. Bu zemin yaratılmadan “Kürt siyaseti ile ilişkiler ne olacak?” sorusuna yanıt aramanın bir anlamı yok. Yakın gelecekte, Kürt siyasetinin AKP ile ilişkilerinde radikal bir bozulma olabileceğini düşünen birisi olarak söylüyorum bunu. Böylesi bir gelişme önemli olacaktır ama her durumda başka dinamiklerle birlikte değerlendirilmeyi gerektirecektir. Bunun dışında Türkiye solunun Kürt sorununda ve Kürt halkına karşı kendi sorumlulukları var. Birleşik Haziran Hareketi bu sorumlulukları hesaba katarak hareket etmeli.

'BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ BİR İHTİYACA DENK DÜŞÜYOR'

Birleşik Haziran Hareketi’ne destek veren 3 CHP milletvekili var ancak CHP kurumsal olarak bu hareketin içinde değil. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birleşik Haziran Hareketi’nin içinde yer alan CHP’lilerin hangi saiklerle hareket ettiğini en iyi onlar cevaplayacaktır. Birleşik Haziran Hareketi’nin ilkeleri ve hedefi belli. Kendini bu hedef ve ilkelerle tanımlayan, tanımlayabilecek çok sayıda CHP’li olduğunu biliyorum. Ama bu, bir kurumsal yapı olarak CHP ile Birleşik Haziran Hareketi arasındaki açının, kalıcı ve açık konuşayım, sınıfsal ve de ideolojik bir karakteri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Son olarak, Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği ve varacağı yerle ilgili olarak ne görüyorsunuz?
Küçük hesaplardan uzak durulursa, sol içi rekabet alanına dönüşmezse, örgütler ya da tek tek kişiler Birleşik Haziran Hareketi’ni, “yönetme” hevesini karşılayacak yeni bir fırsat olarak görmezse; atak ve yaratıcı olunursa, sol içi bir örgütlenmeden çıkılıp gerçekten toplumdaki arayışa yanıt verilirse Birleşik Haziran Hareketi’nin önü açıktır. Çünkü Birleşik Haziran Hareketi gerçek bir ihtiyaca denk düşmektedir