Bipartisan Policy Türkiye seçimlerini ‘ABD çıkarları’ açısından değerlendirdi

Bipartisan Policy Center, Türkiye seçimleri ve ABD'nin seçim sonrası 'alması gereken tutuma' dair bir araştırma yayımladı. İnce’nin seçilmesi durumunda normalleşme sürecine girilebileceği, muhalefetin sadece Meclis çoğunluğunun almasının ise muhalefet içi krize yol açacağı vurgulanıyor. ABD ‘çıkarları’ açısından ‘seçimlerin ötesi’ne bakılması, Türkiye toplumuyla temas halinde…

Çeviri: Can Kuyumcuoğlu

ABD’li düşünce kuruluşu Bipartisan Policy Center Türkiye seçimleri hakkında bir araştırma yayımlandı. Türkiye siyasi tablosuna ilişkin genel değerlendirmenin yanısıra olası seçim sonucu senaryoları ve olası sonuçların ABD’nin “çıkarı” açısından değerlendirmesi yapılıyor. İnce’nin seçilmesi durumunda bir normalleşme sürecine girilebileceği, ancak muhalefetin sadece Meclis çoğunluğunu alması durumunda İyi Parti ile HDP arasında kriz çıkabileceği saptanıyor. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi durumunda muhalefetin kısa vadede bu durumla barışacağı, ancak cumhurbaşkanının dengeleri sağlamakta güçlük çekeceği ifade ediliyor. Çalışmanın bütününde odak noktasına Kürt sorununun konduğu görülüyor. 

ERDOĞAN KAZANIRSA: MUHALEFET KISA SÜREDE BARIŞIR AMA CUMHURBAŞKANI DENGELERİ SAĞLAMAKTA ZORLANIR

Araştırmaya göre Erdoğan'ın ve AKP'nin seçimleri kazanması durumunda Türkiye siyasetinde köklü değişiklikler yaşanmayacağı, muhalefet partilerinin de kısa vadede durumla barışık hale geleceği, uzun vadede ise siyasetin Türkiye ekonomisi, dış ilişkiler ve Kürt sorunu tarafından belirleneceği, 16 yıllık iktidarın ardından ise Erdoğan'ın siyasette dengeleri sağlamakta zorlanabileceği belirtildi.

ABD yönetimiyle ilişkilerde ise Suriye politikası, Rusya'dan S-400 alımı ve ABD vatandaşlarının tutukluluğu gibi konuların belirleyeceği öngörülüyor. Menbiç için çizilen yol haritasının başarıyla uygulanması ve ekonomik yaptırımlarla beraber Türkiye'nin silah alımının kısıtlanması durumunda ilişkilerin yumuşaması, ancak oluşabilecek herhangi bir anlaşmazlıkta yeni siyasi krizlerin ortaya çıkması ihtimal dahilinde görülüyor.

Batı ülkeleriyle ekonomik, askeri, siyasi bağlarını korumak isteyen Erdoğan'ın aynı zamanda Rusya ve diğer ülkelerle ilişkisini güçlendirerek bölgesel gücünü ve kapasitesini artırmayı hedeflediği belirtilirken, ekonomik yaptırımların Erdoğan'ı iki taraf arasında bir seçime zorlayacağı tahmin ediliyor.

AKŞENER’E DESTEK SEÇİM SONUÇLARINDAN BAĞIMSIZ HIZLA ARTABİLİR

Kötüleşen ekonomik koşullar, artan yolsuzluk ve özgürlük kısıtlamalarından dolayı oluşan öfkeninse muhalefet partilerinin oyunu artırabileceği, CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan beklentilerin yükseldiği belirtilirken cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'e olan desteğin seçim sonucu fark etmeksizin hızla artabileceği tahmin ediliyor.

Seçimleri kazanması durumunda Erdoğan'ın Kürt siyaseti ile yeniden barış sürecini başlatması ihtimal dahilinde görülürken, yeni açılımların da gündeme getirilebileceği belirtiliyor.

SEÇİMLERDE HİLE YAPILMASI GENİŞ ÇAPTA PROTESTOLARA YOL AÇABİLİR

Yazıda Gezi Parkı direnişi hatırlatılırken, olası hileli seçimin geniş çapta protestolara neden olabileceği, seçimi kaybetmemek için her şeyi göze alan Erdoğan'ın protestolara polis ve destekçileriyle karşılık verebileceği ön görülüyor.

Erdoğan'ın HDP'nin üzerinde baskıları artırdığına dikkat çekilirken, Kürt bölgelerinde protestoların gerçekleşmesi durumunda Erdoğan'ın CHP ve İyi Parti içindeki milliyetçi kesimlerden yararlanarak muhalefeti bölebileceği belirtiliyor.

Seçim sonrası oluşabilecek şiddet ortamınınsa toplumsal bölünmeyi körükleyebileceği ifade ediliyor.

İNCE KAZANIRSA NORMALLEŞME OLABİLİR, MUHALEFET SADECE MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU ALIRSA BİRBİRİNE GİREBİLİR

Başkanlık seçimlerini Muharrem İnce'nin kazanması durumunda Erdoğan'ın yarattığı toplumsal kutuplaşmanın ardından normalleşme sürecine girilebileceği belirtilirken, meclis seçimlerinde muhalefetin olası zaferinin sanıldığından daha az dönüştürücü olacağı, İyi Parti ve HDP arasındaki ideolojik farklılıkların muhalefet krizine neden olabileceği vurgulanıyor.

WASHINGTON SEÇİM HİLESİ DURUMUNDA ONAY VERMEMELİ

Washington yönetiminin Türkiye seçimlerinde yaşanacak olası hileleri dikkatle izlemesi gerektiği, manipülasyon yapıldığına ilişkin teyitli bilgi geldiği takdirde seçim sonuçlarını onaylayacak herhangi bir hamleden kaçınması gerektiği vurgulanırken, tarafsızlığın korunmasının elzem olduğu belirtiliyor.

Seçim sonuçları ne olursa olsun sorunların tek başına çözülmeyeceğine dikkat çekilirken, Erdoğan'ın kazandığı takdirde pragmatik siyasete devam edeceği, muhalefetin kazanması durumunda ise ülkede kaotik ortamın süreceği, CHP ve İyi Parti'nin Kürtlere karşı milliyetçi tutumunun sona ermeyeceği belirtiliyor.

ABD SEÇİMLERİN ÖTESİNE BAKMALI

Araştırmada seçimlerin ötesine bakılması gerektiği önerisinde bulunulurken, sonuç ne olursa olsun Türkiye'nin uzun bir demokrasi geçmişine sahip olduğu ve siyasi mücadelelerin devam edeceği belirtiliyor. ABD'nin Avrupa ve Ortadoğu'daki çıkarlarında Türkiye'nin uzun vadede önemine dikkat çekilirken, Erdoğan'ın kazanması durumunda Türkiye demokrasisinden vazgeçilmemesi gerektiği, demokrasinin yeniden dirilmesi için Türkiye toplumuyla temas halinde olunması gerektiği vurgulanıyor.