TÜSİAD: Türkiye çok ciddi yol ayrımında; kavga ve kaos mu...

TÜSİAD'dan "Türkiye yol ayrımında; Türkiye için yeni normal, kavga ve kaos mu, yoksa hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler mi olacak” açıklaması geldi. Aynı toplantıda konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, "Türkiye’nin bu atmosferden bir an evvel çıkması gerekir" dedi.

Kalite Derneği’nin düzenlediği 25. Kalite Kongresi’nin açılış konuşmasını 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaparken, TÜSİAD adına ise Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk konuştu.

Ünlütürk, Türkiye’nin çok ciddi yol ayrımında olduğunu belirterek “Türkiye için yeni normal, kavga ve kaos mu, yoksa hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler mi olacak” diye sordu.

T24'te yer alan habere göre, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "refah toplumu haline gelmenin sadece ekonomik faaliyetlerle değil siyasetle yani demokrasiyle alakalı olduğunu" belirterek “Türkiye’nin tekrar demokratik ve ekonomik reformları yaptığı döneme dönmesi gerekir. Ekonomi, demokratik standartlarla hukukla birleştirdiğimizde başarılı olabilir” dedi.

Gül, “Türkiye’nin bu atmosferden bir an evvel çıkması gerekir temmuz ayında yaşadığımız haince darbe teşebbüsünün ve bu işleri yapanlarla ilgili hukuki süreçlerin takip edilmesi ayrı bir husus ama Türkiye’yi bu zeminden çıkarmak gerekir. Süratli bir şekilde pozitif gündeme geçmemiz, Türkiye’nin önünü öngörülebilir yapmamız lazım. Yoksa bu standartlara orta gelirli olmaya razı olmuş oluruz. Bizim sınavımız üst gelirli demokratik ülkeler arasına girmektir. Cumhuriyet’in 100. yılına gelindiğinde herkesin özgürce yarınından korkmadan yaşayacağı bir ülke yaptığımızda başarılı olabiliriz.”

Abdullah Gül, AB üyelik müzakereleri sürecinde son dönemde yaşananları sağlıklı bulmadığını belirterek “Kendi çıkarımız açısından bakıyorum. AB dediğimizde mesele 28 üye ülkeden biri olmak değil, mesele o standartlarda bir ülke olmak. Bunu Avrupa’ya taviz vermek olarak görürseniz yanılırsınız. Bu süreç bizim işimize yarıyor mu yaramıyor mu buna bakmak gerekir ki çok yararlı oldu. Ekonomik olarak da siyasi olarak da. Kurallar ve öngörülebilirlik vardı. Geleceği öngörülebilir olan yerde güven vardır, yatırımcı vardır ve tabii ki büyüme vardır. Nitekim en büyük ekonomik büyümeleri o dönemde gerçekleştirdik. AB’yi bir çıpa olarak görmeliyiz ve o standartları yakalamalıyız” dedi.

Gül, “Her ilde üniversite olmasının ötesine geçmemiz gerekiyor artık. Eğitim kurumlarında liselerden üniversitelere akademik özgürlüklerin en üst seviyede sağlanması, her türlü teşvikin verilmesi nitelikli insan gücünü artıracak ve Türkiye’nin geleceğine yapılan en büyük yatırım olacaktır” dedi.