Suphilerin mücadelesi bugüne ışık tutuyor

1921’de burjuva devrimcilerinin kuyruğuna takılmak için değil, milli mücadeleye işçi sınıfının el koyması için ölüm yolculuğuna çıkan TKP önderlerinin, bugünün sıcak gündemleri içinde alacağımız yerde bize sundukları bir örnek var.

Aydemir Güler

Türkiye solunun geneline bugün bir göz atarsanız, “salınan” bir topluluk göreceksiniz. Bir CHP’ye bir HDP’ye doğru! Son yılların en yaratıcı ve sonuç alıcı taktiği olarak aynı anda hem CHP’ye hem HDP’ye doğru salınmak bile denenmiştir. Oysa solculuğun farklı eğilimlere dağılmış tabanını sosyalizmin alıcısı haline getirmek için CHP ve HDP ile polemik yapmak, eleştirmek başka bir şeydir, bu tabanların üstünde yükselen partilerin dönüşüp düzen karşıtı mücadeleye katılmalarını beklemek başka.

Türkiye solunun geneline baktığınızda parçalanmış kimlikler görürsünüz. Yerelliklere göre, çevre için, kadın, eşcinsel olarak… O kadar ki sol kendi ön ayak olduğu sendikalarda bile “memur” ve “işçi” statüsüne bölünmüş emekçileri birleştirmek için çaba göstermemiştir. Daha da kötüsü sol bu kimlik enflasyonunu zenginlik sanmaktadır. 

Türkiye solu işçi sınıfı kimliğine yabancılaşmıştır. Durmaksızın işçi, emekçi sözcüklerinin tekrarlandığını biz de duyuyoruz. Oysa sorun bu sözcüklerin diğer kimlik belirten terimlerden virgülle ayrılmasındadır. İşçiler vardır, Kürtler vardır, başkaları vardır. Oysa işçilerin karşısındaki patronların Kürt olanları da vardır! Diğer taraftan Kürt dendiğinde, kendi içinde Yezidi, kadın, işsiz, şu veya bu mahalleli diye sonsuz bir parçalanmaya gitmenin yolu da açık demektir. Tek gerçek birlik sınıf birliğidir çünkü!

Türkiye solu demokrasi istemektedir. Türkiye solu özgürlük istemektedir. Türkiye solu bağımsızlık da istemektedir. Ama bağımsızlık derken abartmamalı ve demokrasinin gelişmesine katkıda bulunabilecek unsurlara emperyalist falan denmemelidir. Özgürlük derken, kuşkusuz sol işçilerin -nasıl üretiyorlarsa- fabrikalarını ve ülkeyi yönetmeye de aday olmalarından hoşnut kalacaktır. Ama bu kadarı olmayacak gibi görünüyorsa daha iyi koşullar yetmez mi, diye sorulur…

Türkiye solu zayıf ve etkisizdir. Çünkü Türkiye solunun kendine ait bir tezi, talebi, programı yoktur! Sol çeşitli kimliklerden ve başka muhalif akımlardan kopya çekmektedir. Olmuyorsa bu nedenle olmamaktadır!

Tarih geri döneceğimiz bir altın çağ, asrısaadet değil. Ama tarih ciddi dersler, örnekler, esin kaynakları barındırır. Bizim en önemli esin kaynaklarımızdan, örneklerimizden biri 28 Ocak 1921’de verdikleri kavgayı acı ve kahramanca bir ölümle kapatıp miraslarını devreden Mustafa Suphi’dir, Ethem Nejat’tır, Himlioğlu Hakkı’dır. Ve diğer yoldaşlarıdır. Yani kısaca “on beşler”.

Mustafa Suphi’nin bütün konuşma ve yazıları sosyalizm programının, sosyalist devrim hedefinin ertelenemezliğini içerir. Üstelik başkalarının basbayağı devrimci olabildikleri, bağımsızlık için savaş verdikleri koşullarda başkalarının peşine takılmayı reddetmek demektir Suphi’lerin TKP’si. Türkiye halkının en güzel evlatları Ekim Devrimi’nin çocuklarıdır ve sosyalist devrime inanmışlardır. Suphi ve yoldaşlarının TKP’si bu perspektif üstüne inşa edildiği için hiç eskimemiştir; her zaman ve 2017’de de, heyecan kaynağı olmaya devam etmektedir.

 

Mustafa Suphi’nin Türk Halkına Çağrısı’ndan

Türkiye’nin işçi ve yoksul köylüleri!

Ancak sermaye ve para tahakkümünün devrilmesi, sosyalist devrimin bütün cihana yayılması sana tam ve sağlam bir hürriyet verecektir. Sen, ancak sermayedarların, zenginlerin, toprak sahiplerinin, paşa ve ağaların etki ve baskısını yıktığın ve bütün kuvvetinle sosyalizm devrimini kendi memleketinde savunduğun ve yaydığın takdirde uluslararası devrimin ilerlemesine yardım etmiş olursun. 

Türk, Müslüman, yabancı her kim olursa olsun, sermayedar ve zenginlerle birlik ve ittifak yapma. 

Uluslararası harpçilere, emperyalizme elinden geldiği kadar karşı dur! Memleket içinde hiçbir bölük yabancı asker kalmasın!

Fransız, İngiliz, Amerikan emperyalistlerin yapacakları barıştan sakın ve bil ki, onların isteyecekleri tazminat ve eski borçlara dair ortaya koyacakları hesaplar, senin kolunu bükecek ve elinde avucunda ne varsa hepsini kaybettirecek.

Devrim düşmanlarıyla uzlaşmaya razı olan ikiyüzlü hainlere, emperyalist devletlere yanaşmayı kabul eden ve savunan dolandırıcılara el verme. Memleketini yeniden emperyalist savaşa sokmaktan ve ana topraklarını yeniden siperler, hendeklerle donatarak bağrını yırtmaktan sakın!

Sermayedarlar, generaller, papazlar ve tutucu mollalar ile birlikte emekçi halka karşı giden ve Rusya İşçi Halk Cumhuriyeti’ni yıkarak, onun yerine zenginler, sermayedarlar cumhuriyetini veya daha doğrusu çarlar devletini kurmak isteyenlerden kaç! Bunlar, bütün dünyanın emekçi halkını kırıp doğradıktan sonra şimdilik kendilerine meyil gösteren ikiyüzlü sosyalistleri dahi çiğneyip geçecek ve sermayedarların, çiftlik ağalarının toprakları zalim padişahın, kralın, çarın tahtını ensene bindireceklerdir. 

Emperyalist hükümetlerin bugün memleketimize ve halkımıza saldıran ordularına karşı savaşa kalk! Emperyalistlerin para ile satın alarak ülkemize yolladıkları bütün alçak kuvvetlere silah çek.

Yoksul ve emekçi! İyi bil ki, büyük zenginlerin, zalim paşa ve ağaların keselerinde Fransız ve İngilizlerden, Amerikalılardan aldıkları pek çok çalıntı altınlar vardır. Onlar bu altınlarla sana karşı kuvvet hazırlamaya, seni ezmeye çalışıyorlar.

Yoksul ve mazlum Türk rençperleri, sabrettiğin yeter! Kalk, kendini göster, Türkiye’nin zulüm ve kahır içinde diğer halklarına elini uzat!

Türkiye’nin işçi ve köylüleri! Her zaman aklından bir şeyi çıkarma: Avrupa ve Türkiye’deki bütün sermayedarlar, zenginler, paşalar, ağalar, papazlar, tutucu mollalar Türkiye’de hükmettikçe, sermaye ve para esirliği ortadan kalkmaz ve işçi, köylü, halk kendi devlet ve hükümetine kavuşamaz...

(Bu yazı 1919 yılında yazılmıştır)

KİMLİK ANKETİ

Doğu Halkları 1920 Kurultayı Delegesi anketinde, Mustafa Suphi’nin yanıtları ise aşağıdaki gibi. Rusça aslını doldurduğu bu ankette yaşı 37 yerine 32 olarak yazılmıştır. Suphi 1883 doğumludur.

1. Adınız, soyadınız: MUSTAFA SUPHİ

2. Yaşınız: 32

3. Milliyetiniz: Türk

a.  Ana dilinizden başka hangi dilleri konuşuyorsunuz: Rusça, Fransızca, Arapça

4. Dininiz: İslam

5. Medeni haliniz: Evli

6. Öğreniminiz: Üniversite

a. Hangi ülkeden: Türkiye ve Fransa

7. Hangi vilayette doğdunuz: Samsun

a. Köyde mi şehirde mi: Şehirde

8. Hangi vilayette yaşıyor ya da çalışıyorsunuz: Bakü

8a. Köyde mi şehirde mi: Şehirde

9. Hangi tabakaya ya da sınıfa aitsiniz: Emekçi

10. Meşgaleniz nedir: Devrimci yazar

11. Hangi orduda hizmet verdiniz: Kızıl Ordu

12.Devrimci harekete katıldınız mı: Evet

a) Ne zaman: 1906’dan 1920’ye kadar

b) Nerede: Türkiye, Fransa, Rusya

13. Hangi partiye aitsiniz: Komünist

14. Hangi partiye sempati duyuyorsunuz:  ----

23/VII-20M.SUPHİ/İmza/