ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu, doğumunun 200'üncü yılı anısına yapılan Karl Marx heykelini üniversitede sergileyecek. Bir hafta sürecek olan sergiye çağrıda bulunan Topluluk tarafından yapılan açıklamada, "Hem ODTÜ yönetiminin hem Türkiye’nin siyasi ve ekonomik koşullarının önümüze koyduğu engellere rağmen tüm heybetiyle kolektif bir emeğin ürünü olan Marx heykelini sergileyeceğiz. Kalbi eşit ve özgür bir dünya için çarpan herkese davetimizdir’’ denildi.
ODTÜ'LÜLERE ÇAĞRI
ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu üyesi ve heykel yapım sürecinde aktif rol alan Eren Orhan, emekçisi, öğrencisi ve akademisyeniyle tüm ODTÜ'ye davetlerini şu şekilde dile getirdi:
‘’Yaşamış düşünürlerin en büyüğü Karl Marx 5 Mayıs 1818’de Almanya’nın Trier kentinde sömürü dünyasının doruk noktası olan kapitalizme gözlerini açtı. Ve bütün hayatını sınıflı dünyayı sonlandıracak, eşit ve özgür bir dünya kurabilecek işçi sınıfının siyasi iktidar mücadelesine, onun düşünsel rehberliğini yapacak devrimci bir kuramın yaratımına adadı. İnsan elinin değdiği ve insan aklının sonucu olan ne varsa -bilim, felsefe, kültür, sanat, siyaset ve tarih- hepsine dair açıklayıcı ve onları dönüştürücü bir soyut zenginlik olarak bilimsel sosyalizmi yol arkadaşı Friedrich Engels’le beraber kurdular. Her ikisi de onları gerçekten okuyanlar için akılda ferahlık ve yürekte insanlığa dair tüm coşkuları uyandıran öğretmenler oldular.
Biz ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu üyeleri olarak doğumundan iki yüz yıl sonra ustamızın açtığı yoldan sapmamanın, işçi sınıfının iktidar mücadelesinde aktif yer almamızın, kuramı hayatlarımızın her alanında yeniden üretmenin duyurduğu kıvanç ve yaratıcılıkla tüm faaliyetlerimize son sürat devam ediyoruz. Hem ODTÜ yönetiminin hem Türkiye’nin siyasi ve ekonomik koşullarının önümüze koyduğu engellere rağmen tüm heybetiyle kolektif bir emeğin ürünü olan Marx heykelini ODTÜ Mimarlık Fakültesi Göbektaşı'nda 30 Nisan pazartesi günü saat 12:45’te Türkiye tarihinde bir ilk olarak sergileyeceğiz. Bir hafta sürecek olan bu sergiye mutlaka katılın. Kalbi eşit ve özgür bir dünya için çarpan herkese davetimizdir...’’
'ZİNCİRLERİNDEN BAŞKA KAYBEDECEK BİR ŞEYİ OLMAYANLARA'
Heykel yapım sürecinde aktif rol alan bir diğer isim de Heykeltıraş Uygur Orhan. Orhan, heykelin kendisine dair şunları söyledi:
"Öncelikle 200 yıl öncesinin bir ışık formuydu yaptığımız aslında. Bizi bu maskı yapmaya iten gerçeklik hala taptaze bir heyecanla yoğrulmuş sessizlikti. Durup dinlenmeden uğraştığımız bu biçimsel oluşum, sınıfın bilimine adanmış bir armağan olsun. Bu yapıtta kolektif emek, alın teri, bilek teri, lirik bir şiir, emeğin öyküsü, keser ve çekiç sesi, çamurun ve alçının kıvraklığı vardı. Onlar bizi biçimlendirmeden biz biçimlendirelim dedik bu görsel yarım yüz formunu. Sermayeye korku salan 'hayalet'i, estetiğimizi mücadelemizin gereksinimlerine göre yönlendiren bizlerin bilinciyle yonttuk. Armağan olsun zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayanlara, yani en diptekilere. İşte şimdi Mimarlık Fakültesinin sergi salonunda karşımıza dikilecek. İçimizdeki altyapının biçimlendirdiği bu heykel yeniden yoğrulan sınıfsal bilinçlere yoğrulmuş bir ışık hüzmesi olsun."