İzmir'deki Suriyelilere yer bulundu: Atatürk Stadyumu

Basmane semtinin cadde, sokak ve parklarını mesken edinen ve sayıları 100 bini aşan rakamlarla ifade edilen İzmir'deki Suriyeli mültecilerin Halkapınar'daki Atatürk Stadyumu'nda toplanacağı öğrenildi.

İzmir’de haftalardır kamuoyunun gündemine oturan Basmane’de meydan ve sokak aralarında geceleyip, Yunan adalarına geçmek için hazırlık yapan mültecilerle ilgili "çözüm" bulundu.

Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre, Suriyeli mültecilerin önce Halkapınar’da bulunan Atatürk Stadyumu’nda toplanacağı ve otobüslerle kamplara gönderileceği öğrenildi. Suriyeli mültecilerin gruplar halinde sokaklarda yaşamasının, hem güvenlik hem de hijyen açısından risk taşıdığı gündeme gelmiş, arayışa girilmişti. Yapılan toplantılar ve incelemeler sonucu Halkapınar’daki tesislerin en uygun yer olacağına karar verildiği öğrenildi. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın konuyla ilgili bir açıklama yapacağı da edinilen bilgiler arasında.

GEÇEN HAFTA AÇIKLAMA YAPILMIŞTI

İzmir'de geçen hafta AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay, Vali Mustafa Toprak, Emniyet ve göç idaresiyle bir toplantı yapılmıştı. Toplantı sonrası Vali Toprak ve AFAD Başkanı Oktay açıklama yapmıştı. 

AFAD Başkanı Oktay yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “İzmir’e gelen Suriyelilerde benim şahsen aldığım izlenim, İzmir’e gelirseniz karşıya geçersiniz. Karşı neresidir? Yunanistan ve Avrupa’dır. Geçerseniz ev verirler, iş verirler, aş verirler, çocuğunuzu okuturlar ve para verirler. Böyle bir dünya yok. Geçenler, bir şekilde kazalar sonucu ya hayatını kaybedenler ki biz yine Türkiye olarak tüm gücümüzle bunların hayatlarını kurtarmaya çalışıyoruz. Uluslararası boyuttaki sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Veya geçenlerde de çok ciddi bir perişanlık var. Sadece insan tacirlerinin kullandığı bir bahanedir bu. Bir dolandırıcılık vasıtasıdır. Bununla ilgili de yoğun bir şekilde eğitim kampanyasını başlatma kararı aldık. Hem İzmir’de hem de geldikleri illerimizde veya Suriye’den geliyorsa da sınırda böyle bir olayın olmayacağına dair. Parklarda ve bahçelerde kalanların kamplara gönderilmeleri, buna biz kamp demiyoruz aslında, çadır kent veya konteynır kent derken buralar gerçekten bir kent. Yani oralarda bu kadar iyi imkânların sunulduğu ortamlardan gelip de İzmir’de bu kadar sıcağın altında aç susuz kalmanın bir anlamı yok. Zaten Suriyeli kardeşlerimizle de görüşüp ikna etmeye çalışıyoruz."