İZBAN'daki gizli zamma tepki büyüyor: Binlerce imza...

İZBAN'da 15 Şubat'ta başlayacak kademeli ücretlendirmeye bağlı olarak yapılan gizli zamma tepki her geçen gün büyüyor. TKP İzmir İl Örgütü İZBAN istasyonlarında masa açarak zamma karşı imza topluyor. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu da bugün bir açıklama yaparak, 'Tarife değişikliği kamu yararına değildir, geri çekilsin' dedi.

soL-İzmir

İzmir'i kuzey-güney hattında birleştiren, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD tarafından işletilen hafif raylı banliyö sistemi İZBAN'daki gizli zamma tepkiler giderek artıyor. 

15 Şubat'ta başlayacak olan kademeli ücretlendirme sistemi ve bu sistemin ardında gizlenen zam, vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanıyor. 

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Kent Komitesi, geçen cuma bir basın toplantısı düzenleyerek imza kampanyasını kamuoyuna duyurmuştu.

TKP İzmir İl Örgütü üyeleri, merkezi İZBAN istasyonlarına masalar kurarak gizli zamma ve bu zamma dayanak yapılan kademeli ücretlendirme sistemine karşı binlerce İzmirliden imza topladı. İZBAN istasyonlarının yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde kampanyayı tanıtan TKP'liler, imza veren İzmirlilere birlikte ve örgütlü mücadele çağrısında da bulunuyor.

TMMOB: YENİ TARİFE KAMU YARARINA DEĞİL

Öte yandan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu da bugün bir açıklama yayımladı. 

Açıklamada şöyle denildi:

"İZBAN’da uygulamasının 15 Şubat’ta başlayacağı belirtilen yeni tarifenin İzmirli yurttaşlarımızın temel hakkı olan ulaşım hakkını kullanmalarında zorluklar çıkaracağı açıktır ve bu nedenle kamu yararına olmayan bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

Yeni tarifeyle İZBAN’a binerken ulaşım kartlarından en uzak mesafeye göre para çekilecek, yurttaşların indikleri istasyondan çıkarken geri yükleme validatörlerine kartlarını okutmalarıyla varsa geri yükleme sağlanacaktır. Böylelikle hem girişte hem çıkışta validatörler önünde kuyruk ve karmaşa yaşanacaktır. Kartlarını çıkışta unutkanlık vb. çeşitli sebeplerle validatöre okutamayan vatandaşların parası haksız yere belediye kasasına girecektir.

Özellikle en baştan şunu belirtmek isteriz ki, kent içi ulaşımında özellikle raylı sistemde mesafeye göre ücretlendirme sosyal belediyecilik anlayışıyla bağdaşmayan bir yaklaşımdır.

Bu uygulama ile belediye, İzmirli yurttaşlara 'zorunlu olmayan dışarı çıkmasın, kent içi ulaşım hizmetlerini meşgul etmesin' demek istemektedir. Oysaki kent içi ulaşım aynı zamanda kent kültürünün çok önemli bir parçasıdır. İnsanlar kent içinde uzak mesafelere kolaylıkla ulaşamaz, gettolarda yaşamaya zorlanırsa o kentte kent kültürü oluşamaz, yaygınlaşamaz.

İstanbul, Ankara gibi sosyal belediyecilik iddiası olmayan, rantçı belediye anlayışının hâkim olduğu illerde uygulanan bu yöntemin sokakta yaşamayı seven insanlardan oluşan İzmir’e yakışmadığını düşünüyoruz."