'FETÖ' anlaşması: Kayyum atanan 343 şirket sahibine iade edildi

TMSF tarafından el koyulan 874 şirketten 343'ü kayyumlardan sahiplerine iade edilmiş. Metastaz kitabı yazarlarından Barış Terkoğlu, el konulan, kayyuma verilen ve sonra iade edilen şirketler konusunun 'FETÖ ile mücadele' etiketi altında bir tür yeni servet transferi modeli olduğu görüşünü dile getirirken eski FETÖ artıklarıyla bir tür anlaşma yapıldığını söyledi.

soL - Haber Merkezi

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesine yanıt veren Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, Kayyum atanan 874 şirketin 343 adedinin kayyumlık kararının kaldırıldığını ve söz konusu şirketlerin sahiplerine iade edildiğini bildirdi.

Gürer, ''TMSF tarafından el koyulan 874 şirketin 343 adedinin kayyumlardan sahiplerine iade edilmiş. Doğal olarak neden el koyuldu, kayyumda iken  şirketin kar zarar durumu nedir? İade sonrası şirketler yaptıkları işe devam etmekte midir? Kayyumda kaldıkları sürede mali tablolarında ne gibi değişimler olmuştur? Benzer sorularla bu süreç irdelenebilir. İade edilmeyen şirketlerin durumu da ayrıca açıklanmalıdır” dedi.

TERKOĞLU: FETÖ İLE MÜCADELE YENİ BİR SERVET AKTARIM MODELİ YARATTI

Konuyla ilgili araştırmalarıyla bilinen Gazeteci Barış Terkoğlu, el konulan, kayyuma verilen ve sonra iade edilen şirketler konusunun “FETÖ ile mücadele” etiketi altında bir tür servet transferi olduğunu buna bir tür “ilkel birikim” yöntemi olarak bakılabileceğini düşünüyor.

Terkoğlu, iade edilen şirketlerle ilgili sorumuz üzerine şunları söyledi:

"Devlet, FETÖ'ye yardım sağladığına dair bulgular olan şirketlere el koydu. Bu konuda bir yargı kararı alınana kadar devlet kontrolüne geçti. Düşünün, bir başkasının servetini kontrol ediyorsunuz. Hiç küçümsemeyin, TMSF'nin kendi açıklamasına göre 60 milyar liralık yani neredeyse 10 milyar dolara ulaşan bir ekonomiden söz ediyoruz. Bu süreç öyle bir hale geldi ki şöyle anlatayım, kimi kayyumların birilerini zengin etmek için kasıtlı şekilde şirketlerin servetini başkalarına aktardığı ortaya çıktı. Örneğin İzmir'de bunun örneğini gördük. Bir tür belediye ihalesi dağıtır gibi dağıtılan işler yaptılar. Ya da şirketleri borçlandırdılar. Kayyum atanan Aydınlı Grup'ta mahkemede konuşan muhasebe sorumlusu “Şirketin muhasebe sorumlusuyum. 15 senedir Aydınlı Grup’da muhasebe biriminde görev yapıyorum. Şirketin şu anda yaklaşık 45 milyon TL civarında bir borcu var. Kayyum öncesi şirketin gecikmiş bir vergi borcu yoktu” dedi. Doğal olarak bu şirketlerin pek de iyi yönetilmediğine dair şüphe var.
İkinci olarak ise zenginlere yapılan hukuki ayrıcalıklar. Biz kitabımızda sermaye sahiplerine servetlerinin bir bölümünü terk etme şartıyla hukuki ayrıcalıklar tanındığını anlattık. Sonra servetleri iade edildi. Bu şirket iadelerinde neler olduğunu tam bilmiyoruz. Ama gördüğümüz örnekler arka planda başka anlaşmalar olma ihtimalini düşünmemize neden oluyor.

Maalesef FETÖ ile mücadele dedikleri bu anlamda yeni bir servet aktarım modeli yarattı. Bir tür ilkel birikim demek mümkün. Bu dönem geçtikten sonra muhtemelen bunu daha açık konuşacağız.”

'ESKİ FETÖ ARTIKLARIYLA BİR TÜR ANLAŞMA OLDUĞU AÇIK'

Terkoğlu’na, konu edilen gelişmenin cemaatle iktidar arasında bir “yeni anlaşmaya” işaret edip etmediği yönündeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

“FETÖ'nün bütünüyle değil ama bazı FETÖ'cülerle anlaşma olduğuna eminim. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı bloku Nazilerin kökünü kazırken, sosyalizme karşı kimi eski Nazi artıklarını kullanmıştı. Eski FETÖ artıklarıyla bir tür anlaşma olduğu açık.”