Kocaeli'de Devrimci Eğitim Şurası'na hazırlık

Kocaeli'ndeki sorunları Devrimci Eğitim Şurası'na taşıyacak olan öğretmen, öğrenciler ve veliler yaptıkları ilk toplantıda 9 ana başlık altında görüşlerini dile getirdi.

Makine Mühendisleri Odası Salonu'ndaki toplantının divan heyeti emekli öğretmen Ahmet Yaşar Tezulaş, ve Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim görevlisi Melike Yavuz'dan oluştu. Toplantıda, ''Eğitim programında dönüşüm,, eğitimin gericileştirilmesi, özel eğitim kurumları, güvencesiz çalışma, eğitim emekçilerinin örgütlenmesi ve hakları, okul öncesi eğitim, yüksek öğrenim, öğrenci hakları, öğretmen-öğrenci-veli ilişkisi'' başlıklarında sunum yapıldı.

1968 şurasından izlenimler
Okul öncesi eğitim veren bir öğretmen, ilk Devrimci Eğitim Şurası'nın 4-8 Eylül 1968 tarihinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Amfisi'nde yapıldığını anımsatarak, açılış konuşmasında şunları söyledi: ''1933 yılında çıkartılan Maarif Vekaleti Merkez Teşkilatı ve Vazifeleri Yasası'na göre 3 yılda bir yapılması gereken Milli Eğitim Şurası'nın 1962-1968 arası toplanamadığını gören Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) alternatif bir şura kararı aldı ve yaz aylarında mesaisini şuraya ayırdı. Eğitim sorunlarının iyiden iyiye artmaya başladığı o günlerde biraraya gelen aydın, öğretmen, öğrenci ve hizmetli topluluğu, ülkemizin temel çelişkileri ve bu çelişkilerin eğitime etkileri, geri kalmış ülkelerde eğitim sorunları ve devrim ihtiyacı, Türk kültür ve eğitiminde emperyalist etkiler, devrim için eğitimin amaçları, ilkeleri ve ulusal tercihler, Türk toplumun ihtiyaç duyduğu yeni eğitim alanları, çalışanların çocukları için kurumlar, halk eğitimi, beden eğitimi ve spor, öğrencilerin temel ihtiyaçları, sosyal ihtiyaçlar, öğrencilerin okul ihtiyaçları ve araçlar, eğitim devrimini gerçekleştirmekte siyasal ve toplumsal kuruluşların izleyeceği yollar başlıkları altında tartıştı. Cahilliğin ve teknik yetersizliğin giderilmesinde Köy Enstitüleri uygulamasından çıkan sonuçlar ise öğretmen yetiştirme ve yerleştirme, öğretmenin geçimi ve güvenliği, öğretmen örgütlenmesi olarak kodlanmıştır. Öne çıkan ve altı çizilen tema devrim için eğitimdir.''

Mesleki eğitim kurumlarının durumu
Meslek Lisesi öğretmenlerinden biri de, bilimsel eğitim ile temel eğitim arasındaki bağlantının kurulması gereğine işaret ederek, şunları kaydetti: ''Mesleki eğitim sorgulayan ve araştıran öğrenci değil, ezberleyen öğrenci yetiştiriyor. Nitelikli, ucuz iş gücünün en iyi ve hızlı şekilde piyasaya hizmet eder hale getirilmesi öngörülüyor. 2009-2010 verilerine göre mesleki ve teknik eğitim kurumlarında 1 milyon 565 bin 264 öğrenci okumaktadır. Liseler arasındaki payı yüzde 46'ya yükselmiştir. Ama, meslek liselerinde meslek kitapları yok. Diğer tüm kitaplar bakanlıkça bastırılıp öğrencilere ücretsiz verilirken, meslek modüllerini içeren kitaplara öğrenciler 50 TL karşılığında ulaşabilmektedir. Genel olarak emekçi çocuklarının seçmek zorunda kaldığı meslek okullarında piyasanın işgücü ihtiyacına göre bölümler açılmakta, okul-sanayi işbirliği adı altında projeler gerçekleştirilmektedir. Gerekli altyapı hazırlığı yapılmadan hayata geçirilen Mesleki Eğitim ve Öğretimin Güçlendirilmesi Projesi sıkıntı yaratmakta, öğrencinin yanı sıra öğretmenleri de ciddi biçimde rahatsız etmektedir. Herhangi bir meslek edinecek kişinin geçirdiği öğrenme dönemi olarak tanımlanan staj süresince öğrenciler ya bir işyerinde ya da bulundukları okulda çalışmak zorundalar. Staj süresince mesleki alan dışında çalıştırma, staj dosyası adı altında para alma, ücretsiz çalıştırma, fazla mesai, güvencesiz çalışma, işverenin not vermesi gibi haksızlıklar yaşanmaktadır.

Müdahale başlığı ve araçları
Kapitalist sistemde eğitime yüklenen görev gereği emekçi çocuklarının küçük yaşta sömürü ve işsizlikle tanıştıklarını, zengin çocuklarının ise seçkin liselerde okuyarak daha iyi şartlarda yaşadıklarını, bu yüzden de mücadele başlığında bu sınıfsal yanın en başa yazılması gerektiğine değinen aynı öğretmen, şu vurguları yaptı: ''Üniversite eğitimi herkese eşit, parasız, bilimsel eğitim hakkı ilkesi öne çıkarılarak propaganda edilmelidir. Kapitalist sistemde mesleki eğitimin varlık nedeni olan nitelikli, ucuz işgücünün piyasaya uygun düzenlenmesi anlayışı teşhir edilmelidir. İşsizliği perdeleme işlevi gören yüksekokul eğitimleri acilen iptal edilmeli ve gerekli altyapı sağlanarak üniversite eğitimi için çalışma yürütülmelidir. MEGEP'e dönük ilk olarak gençlik komisyonu adına sorunlarını tespit etmek üzere okullara gidilerek anket düzenlenebilir, bunun üzerinden çalışma yürütülebilir. Okul-işveren işbirliği adı altında çocuk yaşta işçileşmeye hayır denmelidir. Meslek lisesi kurulmasındaki ana faktörün ilin sanayi yapısına göre şekillendiği teşhir edilmeli, meslek liselerinin gençlerin eğitimini, mesleki gelişimini değil patronların ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu işlenmeli. Staj sömürüsüne karşı ciddi bir çalışma yapılmalı. Genç öğrencilerin not için sigortasız, saatlerce her türlü baskıyla çok ucuza çalıştırıldığı anlatılmalı. Meslek liselerindeki eğitimin kalitesizliğinin nedenleri araştırılıp, devrimci bir eğitim sisteminde meslek liselerini nasıl ele alacağımızı, devletin bu okullara nasıl önem vereceğini ve müdahale edeceğini anlatmamız gerekiyor.''

Elele Projesi ve dersaneler
Fen Lisesi öğretmenlerinden biri de, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 2010-2011 eğitim ve öğretim yılının birinci döneminde uygulanan ''gelecek için elele projesi'' hakkında bilgi verirken, şunları söyledi: ''Öğretmen, gereksiz ve bilimsel dayanağı bulunmayan angarya/ kırtasiye / bürokratik işlerden arındırılmalıdır. Öğretmene, eğitim yönünden enerjisini öğrencisine ayırabilecek ortam sağlanmalıdır. Okul rehberlik hizmetleri yönünden bilimsel düzenlemeye gidilmelidir. Okul rehberlik ve psikolojik hizmetlerinden sorumlu öğretmen sayısı artırılmalıdır. ÖSS ve SBS gibi sınavlarda başarıyı artırma adına uygulanmak istenen şekilci, ezberci anlayıştan bir an önce vazgeçilmelidir. Öğretmenler ve öğrenciler, bir an evvel sınav analizleri kandırmacasından kurtarılmalıdır. Öğrenciler sistemli çalışmaya yönlendirilmelidir. Çoktan seçmeli sorularla yapılan ortak sınavlar kaldırılmadır. Yetiştirilmesi güç müfredattan kurtulmalıdır. Okullardaki Rehberlik hizmetleri daha ciddiye alınmalı, rehber öğretmen sayıları arttırılmalıdır. Okullar donanım bakımından zenginleştirilmelidir. Kalabalık sınıflar tenhalaştırılmalıdır. Bilgi keşfini içeren etkinlikler arttırtmalıdır. Düşünce eğitimine ağırlık verilmelidir.'' Çimen, özel eğitim kurumları başlığı için de dersaneleri örnekleyerek, ''Dersaneler, patolojik bir durumu değerlendirmektedir. 1983'te 173 olan dersane sayısı geçen yılın sonunda 4 bin 150'yi bulmuştur. Yıllık toplam ciroları 10 milyar dolardır. Bakanlık da, kendi okullarının değil özel sektörün okullarının ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde örgütlenmiştir. Orta öğrenim başarı puanının ÖSS sonucuna etkisi, dersanelere gerek kalmayışına yol açacaktı. Bu yüzden orta öğrenim başarı puanının etkisi kaldırıldı, SBS'lerin sayısı 3'e çıkarıldı ve ÖSS'nin 2 aşamalı yapıldı. Bu düzenleme dersaneleri kurtarma operasyonudur.''

Diğer konuşmalar ve komisyonlar

Divan Başkanı Ahmet Yaşar Tezulaş, ''eğitim ve öğretim, küresel gericileşmeyi sağlayacak bir sisteme hapsedildi'' tespitini yaparken, bir coğrafya öğretmeni de, ''Evrim teorisi biyolojiden çıkartıldı. Tarih derslerinde Vahdettin ve 2. Abdülhamit'e övgüler yağdırılıyor. İmamlara din dersi verdiriliyor'' dedi. Emekli öğretmen Akif Tümer ise eğitimdeki sorunların daha büyük salonlarda ve daha fazla sayıda kişiyle tartışılmasının yararına değienerek, köklü bir değişiklik olmaması halinde sorunların çözülemeyeceğini savundu. Daha sonra, Devrimci Eğitim Şurası'na Kocaeli görüşlerini aktaracak raporları oluşturmak için komisyonlar kuruldu. ''Eğitim Programında Dönüşüm'' ve ''Eğitimin Gericileştirilmesi' ve '' Güvencesiz Çalışma'' komisyonlarında 2'şer, ''Özel Eğitim Kurumları'' komisyonunda 3 öğretmen görev aldı. ''Eğitim Emekçilerinin Örgütlenmesi ve Hakları'', ''Okul Öncesi Eğitim'' ve ''Yüksek Öğrenim'' komisyonları çoğalmak kaydıyla 1'er öğretmenden, ''Öğrenci Hakları'' komisyonu 2 öğrenciden, ''Öğretmen-Öğrenci-Veli İlişkisi'' raporunu hazırlayacak komisyonda 3 kişiden oluştu.

(soL-Kocaeli)