28 Şubatçılara

Yarın 28 Şubat'ın 12. yıldönümü. Hazır Ergenekon sonrasında sivilleşip, askeri vesayetten kurtulduğumuza göre artık tarih olan o süreci siyah-beyaz fotoğraflara bakıp anarmış gibi yapmak gereklidir.

Birisi yolu 12 Mart kıyaslamasında bulmuş.* 12 Mart hafif kalırmış. 12 Mart o kadar da kirli değilmiş. Ama ya 28 Şubat? Hiç kural tanımamışlar, vesayet rejimini katılaştırmışlar, masal gibi anlatmış. Sonrasında ise nedense 28 Şubat öncesi ve sonrasından çok AKP var. Ah, bu askeri vesayet! AKP'yi neden rahat bırakmazsın?

Süslü tamlamalar inandırıcılık katar önermesinin bir gerçekliği var mıdır bilemiyorum. Ancak başka dünyalarda yaşamışız hissi uyandırdığı kesin. Tarihi baştan yazma çabalarının en önemli ayağını da yalanlar, abartmalar, çarpıtmalarla dolu tekrarlar olduğu görülüyor. Herhalde kırk kere söylenince olacak diye inanıyorlar.

Ergenekon var ya, hepsi onun içine. Herkes AKP'ye karşı. Şimdilik 12 Mart ve 12 Eylül'ü kendilerine karşı sayamıyorlar. Babayı inkar sayılır. Yapamazlar. Ancak diğerlerini bir torbaya tıkıştırıyorlar.

Bir diğeri buna karşı çıkmış. ANAP 12 Eylül'ün, AKP 28 Şubat'ın çocuğu diyerek cansiperane bir AKP savunuculuğuna girişiyor.** Mevlam neylerse güzel eyler misli Erdoğan neylerse güzel eyliyor. El çabukluğuyla, amerikancılığın kılıfı ABD'nin halkta karşılığı bulunan liderle uzlaşması, BOP eşbaşkanlığı ABD politikalarını içerden dengeleyen reel politika ediliveriyor. Bu arada elbette Demokles'in kılıcı tepede salanıyor demeyi de ihmal etmiyor. Askeri vesayet mi? 28 Şubat mı? Hepsi AKP'yi hedef alıyor canım. Bana inanmıyorsanız sakalıma inanın misli bir ikna edicilikle.

Ama hakkını verelim. Arada öyle bir cümle yazmış ki bir Tayyip özeti sayabiliriz. "Atın üstünde durmak, Türkiye'de hep çok önemli bir sorun olarak gelmiştir." Atın üzerinde durmak kadar atın üzerinde duramayanı da durdurmak Türkiye'de önemli bir sorundur.

Beriki ise daha da dizginlenemez bir halde köşesini doldurmuş.*** "28 Şubat'lar milletin istedikleri iktidar oluyor diye, demokrasiyi bir türlü hazmedemeyenlerin hukuksuzluğudur." deyivermiş. Ağır ol da molla sansınlar diye bir atasözü vardı diye hatırlıyorum. Uzun zamandır kullanıldığına şahit değilim. Bir dur hacı desek olur mu? Durmamış devam etmiş zira.

Hemen bir Ergenekon ilişkisi, ardından bu sefer Avrupa Birliği pazarlaması ile hedef belirlenmiş. Bu millet iradesine, demokrasiye düşman adamları durduracak AB'nin "pek temiz" arzularla açtığı kollarına koşmak için yanıp tutuşan hale ne demek gerekir? Kıble'yi şaşırdın demek bize düşmez herhalde.

Ve fakat bu "nur yüzlü amca" 29 Mart'ta AKP bir tökezlerse, tüm bu temiz gençlik hayallerinden vazgeçeceğinin korkusuyla sopayı göstermeyi unutmamış. 29 Mart'ta AKP durursa, bu süslü püslü AB, demokrasi tertibinden gelinlik elde kalacakmış. Kıble şaşmış demek yine de bize düşmez ama en azından bu işbirlikçilikle "binamaz" kalınır demek gerekir.

AKP'yi durdurmak bin kere gereklidir. O bin gerekten biri de bu aklı iğfal edenlere daha fazla katlanmamaktır. Hepimize kolay gelsin...

H.Murat Yurttaş

*Bülent Korucu, "28 Şubat, bal gibi de darbe", Zaman

** Ahmet Taşgetiren, "28 Şubat ve AK Parti", Bugün

*** Hüseyin Gülerce, " 28 Şubat'ın biteceği tarih", Zaman