Haydi savaşa!

İsrail ile Türkiye arasındaki gerilimin tırmanmasıyla birlikte günlerdir tetikçi gazeteciliğini sergileyen Vakit, şimdi de savaş çığırtkanlığına başladı. Yandaş basının en aşırı ucunu temsil eden Vakit, uzun süredir darbeci ve beceriksiz ilan ettikleri orduyu öven bir haberiyle dikkat çekti.

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilerie yaptığı silahlı saldırının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı" yönündeki ifadesini şimdilerde iki ülke arasında çıkacak bir savaşa yoran Vakit'e bağlı habervaktim.com internet sitesi, dün "İşte Türk ordusunun gücü" başlıklı savaşa çağıran "özel" bir haber yayımladı.

Erdoğan'ın bu sözlerinden sonra bütün dünyada Türkiye ile İsrail'in harp kabiliyeti ve muhabere gücünün karşılaştırılmaya başladığından bahsedilen haberde, kaynak belirtilmeden, önümüzdeki dönemde birçok araştırma ve strateji kuruluşunun iki devletin muharip güçlerine yönelik araştırmalara başladığı ileri sürüldü.

Yandaş basında şimdiye dek silahlanmaya ve TSK'nın modernizasyonuna devasa kaynaklar aktarılmasının eleştiri konusu olduğuna hiç rastlanmayan ve sadece siyasi yapılanmadaki yeri açısından AKP lehine eleştirilen TSK'nın dünyanın en önde gelen nizami ordusu olma özelliği hatırlanıverdi.

"İyi ki bu ordu ile savaşa girmemişiz" sözünü çabuk unuttular
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Ergenekon"la ilgili sıcak tartışmaların orta yerinde, "iyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz, Allah korumuş" sözlerini uzun zaman gündemde tutan ve halihazırda da tüm iç ve dış siyasi gelişmelerde halen "aktif" olan Ergenekon'a işaret eden yayın çizgisindeki yandaş basının şimdilerde orduya duyduğu inanç dikkatlerden kaçmıyor.

"Ağlayan, altına kaçıran İsrailli komandolar"dan gerçek göstergelere...
İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırının fotoğraflarından birinde İsrailli bir komandoyu ağlarken gösteren fotoğraftan haber üreten, saldırıya uğrayan gemide bulunan bazı kişilerin "İsrailli komandoların korkudan altına kaçırdığı" şeklindeki anlatımlarından İsrail askerlerinin ne denli aciz olduğuna ilişkin çıkarımlarda bulunan Vakit, dün yayımladığı haberde ise rakamların gücüne dayanarak habercilikte "sınıf atladı".

İsrail ordusunu, "Entebbe tarzı" denilen hızlı ve küçük operasyonlarda yüksek kabiliyet gösterebildiği halde 2006 yılındaki Güney Lübnan savaşında olduğu gibi uzun soluklu ve yaygın harplerde kaybedeceği vurgulanarak, İsrail'in yardım gemilerine düzenlediği saldırı zımnen başarılı sayılırken, Türkiye ile İsrail arasında uzun ve yaygın bir savaşta da İsrail'in kaybedeceği iddiası alttan alta işlenmiş oldu.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan ve bağımsız araştırma kuruluşlarından edinildiği söylenen verilere göre Türkiye, İsrail karşısında her durumda "kazanıyor". Haberde iddia edildiğine göre, yaklaşık 1 milyonu bulan personeli ve 1990'da başlayan reorganizasyon projeleriyle TSK, hem İsrail ordusu tipi "Entebbe tarzı" operasyonları başarıyla yapabiliyor, hem de uzun soluklu ve yaygın nizami harp kabiliyetini en yüksek seviyeye çıkarmış durumda bulunuyor.

Vakit'in, Türkiye ve İsrail'in Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin, elektronik savaş sistemlerinin, asker sayısının, silah envanterinin karşılaştırıldığı haberinde, İsrail savaş uçaklarının tamamına yakınının Amerika'dan satın alındığı vurgusu ihmal edilmezken, TSK'nın İsrail'den satın aldıklarından ise söz edilmiyor.

Haberin en vurucu yönlerinden birini de, İsrail'in elindeki nükleer silahların tahmini rakamı verilirken Türkiye'nin bu alandaki envanterinden bahsedilememesi oluşturuyor.

Ya Komor Adaları ile İsrail savaşa girse?
Savaş senaryoları üretme konusunda elini Vakit'ten daha çabuk tutanlar da olmadı değil... Bunlardan biri de "casus belli" (savaş nedeni) olabilecek bir konuda oldu. Yalnız bu senaryo, Mavi Marmara gemisinin Gazze'ye doğru yola çıkışı için yapılan hazırlıklarda AKP hükümeti ve istihbarat teşkilatının da işin içinde olduğuna dikkat çekmek amacıyla yapılmış ve sosyal paylaşım ağlarında hızla yaygınlaşmıştı.

"Casus belli" olarak görülebilecek olan bir durumun etrafından dolanma anlamına gelen bandıra değişiminde tercih bilindiği gibi Komor Adaları'ndan yana olmuştu. Yandaş medya üyesi diğer gazeteler gibi Vakit de, başka birçok "bilinmez" gibi, İsrail'in operasyon düzenlediği Mavi Marmara gemisinin bandırasının neden değiştirildiğini sorgulamaktan uzak durdu.

Savaşın eşiğin gelen iki ülkenin askeri güçlerinin karşılaştırılması genel bir yaklaşım olduğu için, savaş senaryolarına tepkisini ortaya koyan çevreler de, Vakit'ten çok daha önce bunu akıllarına getirmişti. Yalnız karşılaştırma, "gerçek" bir nedene dayandı. Geminin bandırası Komor Adaları'na aitse, savaşa girmesi olası olan ülkelerin, İsrail ile Türkiye değil, İsrail ile Komor Adaları olacağı yönündeydi. Bu karşılaştırmanın aksayan tek yönü ise Komor Adaları'nın herhangi bir kaynağa yansıyacak kadar askeri güce sahip olmadığı idi.

Vakit kendi okurlarını dahi savaşa ikna edemedi
Vakit'in, yıllardır TSK karşıtı haberleriyle biçimlendirdiği kendi okur kitlesini dahi savaşa inandırmakta zorlanacağı görüldü. Vakit okurları, İsrail'e savaş açmaktan ziyade ordudaki İsrail yanlısı kesimlerin ortadan kaldırılması gerektiğini öne süren, tek kaygılarının, herhangi bir savaş çıkması durumunda ordunun sıkıyönetim ilan ederek AKP'nin sonunu getirmesi ihtimali olduğunu dile getiren yorumlarda bulundu.

Vakit'in söz konusu haberinin altına, geçmişte yayımladığı haberleri hatırlatırcasına yağan yorumlardan birinde ise Vakit'e silah gücünden çok "iman gücü"ne dikkat çekilmesi öğütleniyordu. Bu okur yorumu, TSK'nın irticacı oldukları gerekçesiyle ihraç ettiği askerler olmadan, girişilecek herhangi bir savaşta başarılı olunamayacağı yönünde oldu.

Anketsiz savaş olmaz
habervaktim.com, İsrail'in 31 Mayıs günü gerçekleştirdiği saldırının hemen ardından, sitede iki gün süren bir savaş anketi yapmıştı. "İsrail'in yardım filosuna yönelik saldırısı karşısında Türkiye'nin verdiği tepkinin yeterli olup olmadığını ve daha başka neler yapabileceği"ni soran ve 2 Haziran tarihinde de sonuçları açıklayan site, "Türkiye ne yapmalı?" sorusuna verilen 166 bin 660 oyun yüzde 52.8'inin, "devlet, orduyu harekete geçirip, İsrail'i vurmalı" şıkkını işaretlediğini ileri sürdü.

İki sorulu anketin diğer sorusu ise oldukça dikkat çekiciydi. "Türk Silahlı Kuvvetleri 'hükümetten talimat bekliyoruz' diye açıklama yapsa ne olur?" sorusuyla topu TSK'ya atan site, bu soruya ise oy kullananların yüzde 71.5'inin "TSK'ya güven artar" şeklinde yanıt verdiğini belirtti.

(soL-Haber Merkezi)