Aydıntaşbaş Topkapı saldırısını savaş fırsatı bildi!

Topkapı Sarayı’na yapılan saldırı sonrasında kimi köşe yazarları ellerinde somut bir kanıt olmamasına rağmen, çeşitli varsayımlara dayanarak saldırının gerisinde Suriye’nin olabileceğini öne sürdü.

Milliyet Gazetesi köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş dünkü “Beşar Esad’dan Mektup Var…” başlıklı yazısında Topkapı Sarayı’ndaki silahlı saldırının Suriye rejiminden Türkiye’ye açık ve net bir mesaj olduğunu iddia etti. Elinde iddiasını kanıtlayacak belge ve istihbarat raporu olmadığını belirten Aydıntaşbaş, iddiasına dayanak olarak şu satırları yazdı:

“Ancak normal mi dün yaşadıklarımız?
Bakın Arap basınında daha sonra asparagas olduğu anlaşılan ‘Libyalı muhalifler Türkiye üzerinden Suriye’ye savaşmaya gidiyor’ haberlerinin hemen ardından, bir Libyalı tam ters istikamette Suriye üzerinden Türkiye’ye geliyor. Beşar Esad’ın “Türkiye’de bazıları Osmanlı hayalini kuruyor” diye Ankara’ya kafa tutmasının ardından eylem için mekân olarak Osmanlı’nın kalbi Topkapı Sarayı’nı seçiyor. Ve Türkiye’nin Suriye ordusundan kaçan rejim karşıtı askerlerin oluşturduğu Hür Suriye Ordusu’na Antakya’da kamp verdiği bir zamanda, saldırgan göstere göstere bir av tüfeğiyle geldiği Topkapı’da bir asker ve üniformalı bir özel güvenlikçiyi hedef alıyor.

Gerçekten bu olayın arkasında Suriye (ya da Tahran’daki hamileri) varsa, ne mesaj vermek istedikleri açık: “Geri dur, Osmanlı hayalinden vazgeç,
yoksa ülkeni kana bularız.”

Başka ihtimaller yok mu?
Topkapı saldırısını Esad'ın yaptırdığını kendinden emin bir üslupla yazan ve bunun üzerine Suriye karşıtı müdahaleye destek mesajı veren köşe yazarlarının aksine, saldırının arkasındaki motivasyonu başka türlü açıklayabilecek senaryolar da var. İşte onlardan biri:
Topkapı saldırısında ayrıntılar o ihtimali akla getiriyor

Aydıntaşbaş kimi kandırıyor?
Aydıntaşbaş, yazısının devamında şunları yazıyor: "Yanılıyor olabilirim ama bu tam da Suriye rejiminin tarih olduğunu hâlâ kavrayamadığı 1970’lerin Ortadoğu’sunun tarzı. Terörün, kukla örgütlerin, silahlı eylemlerin, sembollerin hüküm sürdüğü eski Ortadoğu’da rejimler, örgütler, kapalı kapılan ardından yapılan ittifaklar ve pazarlıklar var. Bugün ise Arap dünyasında bambaşka bir şey ilk kez ‘birey’ var."

Aydıntaşbaş, bahsettiği tarzı şu an Suriyeli muhaliflerin kullandığı ayyuka çıkmış olmasına rağmen gerçekleri örtbas ederek, yazısındaki inandırıcılığı da artırma niyetinde.

Murat Yetkin: “Suriye’ye yaptırım, Topkapı’ya baskın”
Radikal Gazetesi köşe yazarı Murat Yetkin ise dünkü “Suriye’ye yaptırım, Topkapı’ya baskın” başlıklı yazısında Türkiye’nin Suriye’ye yaptırım planı ile Topkapı Sarayı’ndaki saldırı arasında bağlantı kurmaya çalışıyordu:

“Davutoğlu, Ankara’da Türkiye’nin dokuz maddelik (ve Arap Birliği planından daha somut) yaptırım planını açıklıyorken, İstanbul polisinin telsizleri alarm vermeye başladı.

İstanbul’un en gözde turistik mekânlarından ve daha önemlisi, Osmanlı sultanlarının 1923’te Cumhuriyet kurulup başkent Ankara’ya taşınana dek imparatorluğu yönettiği Topkapı Sarayı (müzesinin) önünde silahlı bir eylem vardı.

Tüfekli ve sırt çantalı bir kişi etrafa ateş açıp bir asker bir de özel güvenlikçiyi yaraladıktan sonra polisle bir saat çatışmanın sonunda öldürülmüştü.”

Türkiye’nin de içlerinde bulunduğu çok sayıda ülkenin Suriye’yi tehdit, kışkırtma, yaptırım gibi yöntemlerle savaşa sürüklemek istediği görülürken Esad yönetiminin savaş dışında çıkış yolları aradığı biliniyor. Aydıntaşbaş ve Yetkin’in iddialarına göreyse emperyalistlerin saldırma zemini yaratmak için fırsat kolladığı Suriye, Türkiye’de terör eylemi organize ederek vereceği mesajla kendisini savaştan korumak istiyor.

Topkapı’daki saldırıyı Suriye’ye bağlama girişiminin yanı sıra basında bir süredir Suriye ile PKK arasında işbirliği bulunduğu izlenimi yaratmak için çaba sarf edildiği görülüyor. Bu tarz iddiaların kamuoyunu Suriye’ye karşı olası bir savaşa ikna etme işlevine sahip olduğu biliniyor.

Aydıntaşbaş’ın yazısında aktardığı “Türkiye’de bazıları Osmanlı hayali kuruyor” sözlerini sarf eden Beşar Esad, aynı açıklamasında kendisini destekleyenlere “Sizden Türk bayraklarını yakmamanızı istiyorum. Türk halkı gururlu bir millettir” sözleriyle seslenmişti. Bilindiği gibi Suriye’deki protestolarda yakılan Türk bayrakları Suriye yönetimini sıkıştırmak için kullanılmıştı.

Emperyalistlerden “insanlık onuru” adına “birazcıcık” yardım
Aydıntaşbaş yazısını şu cümlelerle bitiriyordu:

"Hem İran hem de Suriye dünyaya karşı cephe almış durumda. Her şeyi göze alıp kan akıtma pahasına rejimlerini koruma sevdasındalar.
Ama, ne diyeyim, insanlık onurunun bu karanlık rejimleri yeneceğini ümit ediyorum. Birazcıcık yardım almak kaydıyla..."

Milliyet yazarı Aydıntaşbaş’ın bu satırları, “insanlık onuru” adına Esad rejiminin yenilmesi için gereken “birazcıcık yardım”ın yapılabilmesi amacıyla Suriye’ye emperyalist müdahaleyi meşrulaştırma çabalarına devam edeceğini göstermekte.

(soL - Haber Merkezi)