Ali Bulaç yeni bir Sivas katliâmı mı istiyor?

Gülen cemaatinin ideologlarından Ali Bulaç, bugün Zaman gazetesinde yayınlanan yazısında "Dindar insanlar laiklere neden tahammül etsin" diye sordu.

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, bugünkü yazısında Tophane'deki galeri baskını ve Mardin'de düzenlenen defile hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bulaç, kamu oteritesinin laiklikten yana tavır alarak dindar insanları baskı altına aldığını iddia etti ve buna neden tehammül edilmeli diye sordu.

"İçkiyi gayrimüslimler içsin"
Bulaç yazısında içki satışı ve içki içilmesinin müslümanlar tarafından hoş karşılanmamasının doğal olduğunu belirterek, "Ben, Habermasçı ve Foucault'cu bakış yanında, İslami-geleneksel bakış açısının daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, tarihte her yerde yaşandı. Mardin'de içki her zaman içilmiştir. Hıristiyanlar kendi evlerinde, Müslümanlar da aleni olmayan mekânlarda içki içmişlerdir. Şarap imalatı da sürmüştür, ama bunu genellikle gayrimüslimler yapmışlardır. Bugün dünyanın en çok turist alan ülkelerinden biri olan Mısır'da içki turistik yerlerde ve Hıristiyan-Kıptilerin ağırlıklı olarak yaşadığı bölgelerde üretilmekte, satılmakta ve içilmektedir. Müslümanları korkutan şey münkerin alenileşmesi, yayılması ve kanıksanmasıdır" ifadelerine yer verdi.

"Laiklikle İslam arasında uzlaşma noktası yok"
'Ali Bulaç hangi ülkede yaşıyor?' diye sordurtan cümlelere imza atan Bulaç, ülkede İslamcı bir iktidar yokmuş gibi yazarak "Tarihte yaşanan tecrübe dinler arasında belli bir uzlaşma zemini yakalamıştı. Modern sorun şu ki, dinler -özellikle İslam dini- ile laiklik ve laiklerin genelleştirmeye çalıştıkları yaşama tarzı arasında bir uzlaşma noktası bulunmuş değildir. Tek taraflı olarak laikler, devlet otoritesini arkalarına alarak kamusal hayatı, kamusal alanları zaptetmekte, kendi yaşama biçimlerini genelleştirmekte başörtüsü yasağında gözlendiği üzere İslami görünürlüğü ve ifade biçimini toplumsal hayattan tümüyle arındırmak istemektedirler" dedi.

Bulaç yeni Madımak'lar mı istiyor?
Bulaç yazısının sonunda şu soruları sordu

"1) Laik yaşama tarzı İslami ve geleneksel hayat alanlarına müdahale eder, kamusal alanlardan dini arındırmaya çalışırken, buna dinî hayatını ciddiye alan insanlar ne kadar ve niçin tahammül edecek?

2) Kamu otoritesi, doğası gereği topluma belli bir din, belli bir mezhep ve belli bir felsefe veya ideoloji empoze etmemesi gerekirken, hangi hakla şu veya bu -Türkiye örneğinde laik yaşama tarzını, Mardin örneğinde Cemil İpekçi defilesini- destekleme ve empoze etme misyonunu ve görevini üstleniyor?"

(soL - Haber Merkezi)