Topbaş hukuktan şikayetçi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Levent'teki İETT arazisinin satışını engelleyenleri suçlayarak, "engeller olmasaydı kriz döneminde İstanbul rahatlardı" derken, şimdiye kadar gerçekleştirilen usülsüz satışların İstanbullu'ya ne kazandırdığı sorusuna yanıt vermedi.

soL (HABER MERKEZİ) İstanbul Levent'teki İETT arazisinin, geçen yıldan bu yana devam eden ve açılan davalar nedeniyle sonuçlandırılamayan satış süreci, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, AKP'nin meslek odalarından duyduğu rahatsızlığı yerel yönetimler açısından da dile getirmesine vesile oldu. İstanbul'un belediyecilik tarihindeki en geniş çaplı yolsuzluklara imza atan Topbaş, Levent arazisinin, TMMOB'a (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) bağlı kimi odalar tarafından açılan ve henüz sonuçlanmayan davalardan ötürü, Dubai Şeyhi El Maktum'a teslim edilemeyişine ilişkin, "İETT arazisini satıştaki hesabımız tutmadı. Çünkü birileri çomak soktu" dedi.

"İstanbul satılıyor" denebilecek ölçüde değerli olan Levent İETT arazisinin satış süreci hakkında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kadir Topbaş, açılan davaların "atılan birer taş" olduğunu söyleyerek, "para hassas. Para gideceği yerin güvenli olmasını ister. Biz istiyoruz ki, bu ekonomik krizde, Türkiye'yi ve İstanbul'u güvenli bir liman yapalım" dedi. Topbaş, bu davalar açılmaya devam edilirse, küresel sermayenin İstanbul'da yatırım yapma konusunda bundan böyle daha temkinli davranacağını ileri sürdü. Davaların seyrine ilişkin olarak daha önce de kamuoyuna yanıltıcı bilgiler verdiği bilinen Kadir Topbaş, davaların düştüğünü, bilirkişi raporlarının da arazinin satışı lehine geldiğini iddia etti.

Krizden az zararla çıkmanın yollarından birinin, ekonominin lokomotifi olan İstanbul'daki yatırımlara, piyasalara hareketlilik kazandırmak amacıyla devam edilmesi olduğunu öne süren Kadir Topbaş, yabancı sermayenin "ürkmesi"nden ve satış sürecinin tamamlanması durumunda belediyenin kasasına girecek 1 milyar YTL'nin şu anda ulaşım yatırımlarına harcanamıyor oluşundan, arazinin satışını engellemeye çalışanları sorumlu tutarak, krizin suçunu başkalarının sırtına yükleme konusundaki kayda değer örneklerden birini sergiledi.

Yerel seçim üstü: "Arazi parası çok gerekli"
Topbaş, daha önce katıldığı televizyon programlarında da, arazinin satışına karşı çıkanları suçlamış, "bu kadar değerli bir arazi yeşil alan mı olur? İki kilometre ötede orman var, oraya gitsinler!" demişti. Oysa, Kadir Topbaş'ın planına göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kasasına girecek para nerelere vakfedilmeyecekti ki... Kentin ulaşım sorunlarının çözümü bu paraya bağlıydı, çalışanların ücretleri ve müteahhitlere ödenmesi gereken borçlar... Hepsi halledilecekti.

"İstanbul Belediye Başkanı olmasaydım, emlak ve arazi işi yapardım" sözlerinin sahibi Kadir Topbaş belediye başkanı seçildiğinden beridir, İstanbul'un arazileri ve diğer değerli varlıklarının peşkeş çekilmesi, kentte yaşayan milyonların yoksulluğuna bir çözüm sunmaması bir yana, AKP'nin yerel yönetimlerde sergilediği hukuksuzluğun boyutlarının ortaya konulması açısından da incelenmeye değer...

Arazinin satışındaki ihale skandalı
Levent'teki İETT arazisi, 2007 yılının Mart ayında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı ihaleye en yüksek teklifi veren Dubai Şeyhi El Maktum'un şirketi Sama Dubai ile Zorlu Holding arasında yapılan açık artırma sonunda, 1 milyar 156 milyon YTL'ye Sama Dubai'ye satılmıştı. Satışın ardından, araziye "Dubai Kuleleri" adı yakıştırılan iki adet gökdelen inşa edileceğinin açıklanmasıyla birlikte, İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi, İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası ve İstanbul Şehir Planlamacıları Odası tarafından, ihaleye ve imar planlarına ilişkin davalar açıldı.

Açık artırmanın ardından tanınan ödeme süresinin bitiminde, İstanbul Şehir Planlamacıları Odası'nın arazinin imar durumunun iptal edilmesi için dava açması gerekçesiyle ödemeyi yapmayan Sama Dubai şirketinin devre dışı bırakılarak, arazinin ya ikinci sıradaki şirkete verilmesi ya da ihalenin yeniden açılması gerekirken, bunlar yapılmadı. Dubaili şirketin, aradan 20 ay geçmesine rağmen, parayı Büyükşehir Belediyesi'ne hâlâ ödemediği, davaların sonucunu beklediği biliniyor. İkinci ihalenin açılması durumunda ise, hem yatırdığı 34.5 milyon YTL'lik geçici teminatından hem de ihaleye katılma hakkından mahrum kalacak olan Sama Dubai'nin AKP ile özel bir yakınlığı olduğunu düşündürüyor. Dubaili şirketin, aradan 20 ay geçmesine rağmen, 1 milyar 156 milyon YTL'lik satış bedelini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ödemeyip davaların sonucunu beklediği belirtiliyor.

Denizlerin değil "satışın piri" Kadir Topbaş
Halkın malı olan ve kamu yararına kullanılması gereken Levent İETT arazisinin satışına karşı açılan kişisel davalar da oldu. İETT eski Genel Müdür Yardımcısı Cemal Acar, arazinin, görevde bulunduğu süre içinde gerçekleşen satış sürecine, suç duyurusunda bulunarak tepki göstermeyi tercih etmişti. Acar'ın, 2001-2007 tarihleri arasındaki altı yıllık görevi süresince, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tanık olduğu yolsuzluk, usulsüzlük ve skandal olarak adlandırılabilecek olayları sıraladığı "Büyükşehir Çalı(şı)yor" adlı kitabının en ilgi çekici bölümünü, Levent İETT arazisinin satışı oluşturuyor.

Arazinin İETT'ye ait olmasına rağmen, belediyenin kendi malıymış gibi satıldığını, bunun yapılabilmesi için en başta arazinin hukuken satın alınması gerektiğini, ancak böyle bir satın almanın gerçekleşmediğini belirten Acar, aynı bölümde çok daha ilginç bir noktayı daha aktarıyor.

İETT'den Büyükşehir Belediyesi'ne satılan söz konusu arazinin, satış ve devir işleminin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle İETT'de bir "Encümen Kararı" çıkarılıyor ve kurumun yönetim kuruluna araziyi satış veya devir yetkisi veriliyor. Yalnız, bu işlemlerin, "2581 Sayılı Yasa" çerçevesinde yapılmasına "karar veriliyor". Encümen kararını imzasıyla onaylayan Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın da encümen üyeleri ve kurum hukukçuları gibi herhangi bir fikre sahip olmadığı anlaşılan ve yanlışlıkla karar metnine giren 2581 sayılı yasa, "Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanun" adını taşıyor.

AKP'nin, 2009'un Mart ayındaki yerel seçimlerde yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterdiği Kadir Topbaş, "Gemi Yasası"yla arazi satma becerisini de göstermiş oluyor...