soL (Ankara) Hazırlıkları birkaç aydır süren "AKP'yi, zamları, işbirlikçiliği, gericiliği AKlamıyoruz HaKlıyoruz" başlıklı miting için çeşitli illerden gelen Halkevciler, saat 13.00'te Dikimevi Kavşağı'nda buluştular. Sloganlar eşliğinde yaklaşık bir saat süren yürüyüşün ardından, kortej, mitingin yapılacağı Kolej Kavşağı'na ulaştı. Çeşitli bölge ve illerdeki Halkevi örgütlerinin yanı sıra, Öğrenci Kolektifleri, Liseli Genç Umut, Halkevci Kadınlar, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılar, Kamu Emekçileri, Eğitim Emekçileri ve Tiyatro Öteyüz kendi pankartları ve sloganları ile mitinge katıldılar. Devrimci Sağlık-İş, KESK Ankara Şubeler Platformu ve Ankara Üniversitesi Meclisi de kortejde yer aldı.
Akarsularının özelleştirilmesine karşı direnen Fındıklı köylüleri kortejde dikkat çekerken, Dikmen ve Mamak halkı "kentsel dönüşüm" ve Melih Gökçek karşıtı pankartlarla, Keçiörenli Halkevciler ulaşım zamlarına karşı sloganlarla eyleme katıldılar. Antalya Halkevleri toplu ulaşımda dayatılan Ant-Kart uygulamasını hedef alırken, Kocaeli Halkevleri üyeleri de İzgaz'ın özelleştirilmesine karşı dövizler taşıdılar.
KESK, DİSK, TMMOB, Devrimci 78'liler Derneği, Türkiye 78'liler Girişimi, ÖDP, SDP, SHP, TKP, DTP, EMEP, Alevi Bektaşi Federasyonu ve PSAKD gibi kurumların da destek verdiği mitingde, "Halkın Şartları" metni deklare edildi
Tüm grupların alana girmesinden sonra Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol bir konuşma yaptı. Katılımcıları Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamlayan Birol, krizin AKP'yi ve patronları teğet geçtiğini ama halkı can evinden vurduğunu söyledi. "AKP 'IMF'ye ümüğümüzü sıktırmayız' diyerek demagoji yapıyor ama halkın ümüğünü sıkıyor. İşe yaramaz reçeteleri çöpe atacağız ve hükümetin karşısına 'halkın şartları' ile çıkacağız" diyen Birol, krize karşı "Halkın Şartları" adlı çözüm önerileri sunduklarını belirtti.
Bu öneriler, ''işten çıkarmaların yasaklanması", "temel gıda maddeleri, kira ve enerji fiyatlarının kontrol altına alınması", "asgari ihtiyaç düzeyinde elektrik, su, doğalgaz ve ulaşımın ücretsiz sağlanması", "kadınlara asgari ücret düzeyinde mutfak maaşı verilmesi", "eğitimin tamamen parasız hale getirilmesi ve okulların borçlarının silinerek tüm giderlerinin devlet tarafından karşılanması", "sağlığın tamamen parasız hale getirilmesi", "Kürt sorununda şiddet politikalarının terk edilmesi ve savaşa harcanan kaynakların bölgesel kalkınmaya harcanması", "küçük çiftçi borçlarının silinmesi", "borsanın kapatılması", "dış borçların ödenmemesi" ve "siyasal nüfuz kullanılarak elde edilen servete el konulması'' olarak sıralandı.
Bu şartların, mevcut iktidara sunulan talepler değil, halkın iktidara karşı mücadele programı olduğunu söyleyen Birol, son günlerde artmakta olan toplumsal muhalefetin, bu talepler çerçevesinde iktidara karşı yükseltileceğini söyledi. Birol, "buradan dönünce sokakları emekçilerin yoksulların sesi ile inleteceğiz ve daha kalabalıklaşarak geri geleceğiz. Örgütlü gücümüze güveneceğiz" dedi.
Öğrenci Kolektifleri: AKP'yi üniversitelerden kovmaya devam
Daha sonra kürsüye gelen Öğrenci Kolektifleri temsilcisi Süleyman Birlik, bir süredir AKP'ye karşı her alanda mücadele verdiklerini, üniversitelerden AKP'yi kovmak için eylemler yaptıklarını, son olarak da Taksim'de ve AKP il binası önünde saldırılara uğradıklarını belirterek üniversiteler halka açık hale gelene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
Halkevci kadınlar: Üzmez'i aklayanlardan hesap soracağız
Halkevci Kadınlar adına konuşan Semra Ocak, kadınların siyasete katılımının önündeki engelleri aşmak, kadınları kocalarına ve babalarına bağımlı hale getirerek ikinci sınıf vatandaş konumuna iten SSGSS yasasının iptal edilmesi, sağlıklı beslenme ve temiz su hakkı, kent merkezlerini gece ve gündüz kadınların kullanımına açmak, mahallelerde ve işyerlerinde ücretsiz kreşler için mücadele edeceklerini söyledi. Ocak, "türban kadının özgürlüğüdür deyip türbana soktukları kız çocuklarını şeyhlere yollayanlardan, Hüseyin Üzmez'den ve onu aklayan düzen güçlerinden tüm tecavüz mağdurları adına hesap soracağız" dedi.
Daha sonra söz alan görme engelli bir vatandaş, geçen yıl Altı Nokta Körler Derneği'ni rant için kapatmaya çalışan AKP'nin şimdi de "yeterli öğrenci olmadığı" bahanesiyle Niğde Körler Okulu'nu kapatmaya çalıştığını söyledi ve "engellisini saklayan aileden sonra şimdi de engellisini saklayan devlet çıktı, ancak biz sadaka ve dilencileştirme politikalarına boyun eğmeyeceğiz" dedi.
Ardından Ankara Üniversitesi Meclisi adına konuşan bir işçi, başarı ile sonlandırdıkları yemekhane boykotunun ülkedeki tüm emekçilere güç vermesini istediklerini, taşeron şirketler üniversitelerden ve diğer kamu kurumlarından kovulana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Miting, Liseli Genç Umut üyesi öğrencilerin ve Giresun Halkevi Müzik Topluluğu'nun dinletisi ve tulum eşliğinde horon tepilmesiyle sona erdi.
Serhad Savaş: "Hak mücadeleleri"nin önemi kanıtlandı
Binlerce kişinin katıldığı ve son derece coşkulu geçen mitingin ardından, Halkevleri MYK üyesi Serhad Savaş'ın değerlendirmelerini aldık. Savaş, neoliberalizme ve gericiliğe karşı "hak mücadeleleri"nin Türkiye solunun belkemiği olmaya aday olduğunu ve bu düşüncenin mitingde gerçeklik kazandığını söyledi. Mitingin ve mitingin öncesindeki hazırlık sürecinin AKP'ye karşı mücadelenin nasıl yürütülmesi konusunda iyi bir örnek teşkil ettiğini söyleyen Savaş, hak temelli mücadelelerin soyut propagandalar yerine ete kemiğe bürünmüş bir mücadele modeli sunduğunu belirtti.
Halkevleri'nin en son 2005 yılında "parasız eğitim ve sağlık" sloganı ile merkezi bir miting düzenlediğini söyleyen Savaş, nicelik olarak o zamankinin iki katını aşan bir kitleselliğe ulaştıkları değerlendirmesini yaptı.
Savaş, Halkevleri'nin önümüzdeki süreçte hak mücadelesi ekseninde yürüyen mahalle çalışmalarını derinleştirmeyi amaçladığını, 9 Kasım'daki Alevi Bektaşi Federasyonu mitingi ile 29 Kasım'daki KESK mitingine katılacaklarını belirtti. Savaş, özellikle 29 Kasım'daki mitingi çeşitli kanallardan yürüyen AKP karşıtı mücadelelerin birleşebileceği bir yer olarak gördüklerini dile getirdi.