Gözümüzün içine baka baka yıktılar

Tarihi mirastı. Koruyacaklardı. Etrafını çevirdiler. “Yeniden yaparız” yalanıyla “birazını koruruz”a ikna ettiler. Şimdi yerinde yeller esiyor. Beşiktaş sahilindeki tarihi tütün deposu, otel inşa edilmek üzere bir “hokus pokus”a kurban gitti. Kentsel dönüşümde bir başka Ali Cengiz oyunu daha tuttu.

soL (HABER MERKEZİ) Cumhuriyet döneminin endüstriyel mirası olarak kabul edilen Beşiktaş'taki tütün deposu binası, yerine otel yapılmak için üç aşamada yok edildi. Tekfen Grubu'na ait olan ve daha sonra Tanrıverdi Grubu'na satılan binayı otel yapmak için uzun süre bürokrasinin kapısını aşındıran şirket yetkilileri, engelleri de "oyunu kuralına göre oynayarak" aştılar.

Sermayenin 'Zihni Sinir procesi'
Şimdilerde Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi'yle karşı karşıya duran beyaz iskelelerin ardında, meşhur otelin inşa edileceği yerde, 1930'lu yılların başında Avustralyalı bir firmanın kurduğu Astro -Türk Tütün Fabrikası binası vardı. Uzun yıllar atıl durumda kalan binanın, dış siluetinin korunarak otele dönüştürülmesi ve kullanıma açılması sözünü veren ve 90'lı yıllardan bu yana proje için çaba gösteren Tanrıverdi Holding'e, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'ndan olur gelmişti.
100 milyon dolar bütçeyle yapılacak otelin 2010'da tamamlanacağı söyleniyordu. Tam da Avrupa Kültür Başkenti İstanbul projesinde karşılıkların alınacağı, turistin (ve paranın) akacağı, kentsel dönüşümün tamamlanmış haliyle İstanbul'un dünyaya pazarlanacağı yıl açılacaktı. Bu sırada basında çıkan bir haber, bütün dikkatleri depoya ve üzerindeki otel inşaatına çekti.

'Yerin dibine geçen' otel
Tanrıverdi Holding deponun yerine öyle bir otel yapmayı düşünüyordu ki neredeyse dünyada bir ilk gerçekleştirilecekti. Şubat ayında basına açıklama yapan Tanrıverdi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tanrıverdi, yedi yıldızlı olacak oteli için Anıtlar Kurulu başta olmak üzere bütün ilgili yerlerden izin aldıklarını ve Deniz Müzesi ile Dolmabahçe Sarayı arasındaki eski tütün binasını yıktıklarını kendi ağzıyla ilan etmişti. Tanrıverdi bu açıklamasında otel projesinin en ilginç kısmını da açıklamıştı. "Dünyada ilk defa, denizin altına 7 kat ineceğiz."

Mimar ve mühendisler başta olmak üzere herkesi şaşkına çeviren bu proje için Mimarlar Odası, binanın taşıyıcı sisteminin ve fonksiyonunun tamamen değiştirildiğini belirterek itirazda bulundu. Mimarlar Odası'nın itirazı, değiştirilen fonksiyonun gereği olarak ve daha fazla rant elde etmek amacıyla bölgenin imarına ve yapısına uygun olmayacak seviyeye kadar inilmesi ve ek olarak yedi bodrum kat önerilmesi hakkındaydı.

Bir başlayalım da olmazsa yıkarız
Bina için 2005 yılında restorasyon kararı verilmişti. Yedi katlı bodrumuna itirazlar sürerken, Koruma Kurulu, 2006'da tekrar yapılan başvuru üzerine, "kentsel bellek bağlamında bu özelliği hatırlatıcı bilgilerin yer aldığı tütün ürünleri müzesi fonksiyonunun zemin katta restorasyon projesinde belirtilen noktada gerçekleştirilmesi" şartıyla restorasyon projesindeki fonksiyon değişikliğine karar verdi. Bu karar üzerine tütün deposunun, denize ve Dolmabahçe Sarayı'na bakan iki duvarı korunarak, otel yapılması için çalışmalara başlandı. Yine kanunlara uygundu, Koruma Kurulu izin vermişti bir kez. Ancak daha sonra zeminde sorunlar çıktığı gerekçesiyle yeniden başvuruldu ve bu kez binanın tamamen yıkılarak yeniden yapılmasına karar verildi. Ali Cengiz oyunu tuttu, tarihi bina rant için yok edildi.

Tarih yok olurken sorunlar büyüyor
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Yardımcısı mimar Mücella Yapıcı deponun yıkılmasının yanlışlığının yanı sıra yapılan otelin de bölgenin yoğun trafiğini daha da olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Mimarlar Odası, binanın bulunduğu ve kentsel sit alanı olan Beşiktaş Meydanı'ndaki her türlü yapılaşmayı, yaya dolaşımını, taşıt ulaşımını, altyapı sorunlarını, kıyı kullanımını ve jeolojisini aşırı derecede zorlayan bu tür parsel bazındaki kararların, halen çalışmaları yürütülen koruma amaçlı uygulama imar planlarını devre dışı bırakarak diğer parseller için emsal teşkil edici bulunduğu görüşünü savunuyor. Bir sit bölgesinin koruma amaçlı imar planı yapılana dek o bölgedeki tescilli yapıların parsellerine dair kurul kararlarına göre uygulama yapılma imkanı olduğunu belirten oda yetkilileri, buna karşılık kültür ve tabiat varlıkları ilgili ilke kararları uyarınca, henüz genel olarak kentsel ulaşım ve yerleşim kararları bölge ölçeğinde belirlenmemiş parseller için ilave yapılaşma ve imar haklarının tanınamayacağı ilkesinin varlığının da unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

'Onlar istedi biz de verdik'
3 Nolu Koruma Kurulu Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Can Binan, deponun çok üst düzeyde olmasa da endüstriyel miras niteliğinde olduğunu söyleyerek, zeminde çıkan problemler nedeniyle inşaat sahiplerinin yeniden uzman görüşü aldıklarını belirtti. Korunması kararı alınan iki cephenin hem zemin açısından, hem duvarlarının bozulmuş olduğunu ifade eden Binan, ayakta kalamayacağı için aynı malzeme ve teknik kullanılarak rekonstrüksiyon (yeniden yapım) istediklerini, yaptıkları incelemede de buna uygunluk verdiklerini söyleyerek yıkım kararının gerekçesini savundu.