Depremzede-Vali restleşmesi

Arızlı’daki Irak Kızılayı konutlarında barınan depremzedeler, Kocaeli Valisi’nin ‘’hukukun dışına çıkılmayacak’’ açıklamasına sert tepki gösterdi.

Vali Ercan Topaca’nın, yerel medya mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında Arızlı konutları ve burada barınan depremzedelerin durumu hakkında yaptığı değerlendirme tepkilere neden oldu. Depremzedeler, "Vali beyin muhatabı yandaş medya ve bürokratlar değil, bizleriz" diye açıklama yaptı.

"Bizi tanımayanı, biz de tanımayız"
Sabri Yalım Parkı’nda toplanan depremzedeler adına açıklama yapan Çisem Uğur, Validen bir buçuk ay önce randevu istediklerini, ancak yanıt alamadıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Vali Beyin muhatabı yandaş medya ve bürokratlar değil Arızlı depremzedesinin kendisidir. Bizi dinlemek yerine hukuksal süreçten cımbızla toplanmış kararları okuyarak yandaş medya aracılığıyla halka seslenmeyi tercih etti. Bizi tanımayanı, biz de tanımayız. O yüzden, şimdi biz de medya aracılığıyla sesleniyoruz. Arşivlerde vardır, 2002 yılında eşya dağıtılırken (bizlerden kira alınıyor ve buradan bizi çıkaracaklar) dediğimizde, dönemin Kızılay Başkanı Ertan Gönen, (konutlarda öz malınız gibi oturun, bu konutların tek muhatabı depremzedelerdir) yanıtını vermiştir. Bu ifade bile, haklılığımızı kanıtlar."

Uğur, 2008 yılından itibaren sorunlar çıktıgını ve kiraların ödenmediğinin söylenmeye başlandığını da vurgulayarak, şöyle devam etti: "Oysaki bu sorunlar başından itibaren vardı, 2 ay kirasını ödemeyen yaklaşık 50 depremzede aile sokağa atılmıştır. İşsizliğin çok olduğu, dul ve yetim aylıklarıyla geçinen insanların fazla olduğu Arızlı’da 66 kişiye Mart ayında icra gönderilmiştir. Şimdi sosyal devlete yakışan bir çerçevede düşünelim. 600 lira aylık alan dul, yetim, öksüz ve işsizlerimiz bir aylık kirayı bile veremezken 3-5 bin liralık icralarla nasıl uğraşsın? Valiliğin bu davranışı sosyal hukuk devletine yakışmaz."

"Taleplerimiz var"
Açıklamanın son bölümünde, depremzedelerin taleplerine de şu ifadelerle yer verildi: "Barınma hakkımızın güvence altına alınmasını, 2004 yılında lehimize çikan temyiz kararına rağmen alınan kiraların geri iadesi ve icraların kaldırılmasını, Irak Hükümeti ve Türk Kızılayı arasında imzalanan protokol gereği bu evlerin depremzedelere ait olduğunu ve memur lojmanı olmayacağını kabul etmelerini ve bürokratların depremzede konutlarından çıkarılmasını, Dünya Bankası örneğinde olduğu gibi yılda 1000 lira geri ödeme ile bu konutların bizlere tahsisinin yapılmasını talep ediyoruz.” TKP, EMEP ve Halkevleri üyelerinin de destek verdiği açıklama sırasında, "Vali şaşırma, sabrımızı taşırma", "Arızlı bizimdir, bizim kalacak" sloganları atılıp, talepleri içeren dövizler taşındı.

Gerginliğin nedeni

Irak Kızılayı konutları, dönemin Irak yöneticilerince hibe olarak yapılan ayni yardımın nakde çevrilmesi sonucu elde edilen 10 milyon dolarla inşa edildi. Ancak, 2-B statüsünde olan arazi için dönemin Valisi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na "kamu lojmanı yapımı için tahsis" yazısı yazdı. Bakanlar Kurulu da arazinin devrine bu koşulla izin verdi ve konutlar inşa edildi. Depremzedeler, bunun üzerine başlattığı iç hukuk mücadelesini kaybetti. Dava dosyası, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde. Ancak, bu süreçte, Sakarya ve Kocaeli Bölge İdare Mahkemeleri’nin, konutların kullanım ve mülkiyet hakkı konusunda birbiriyle çelişen kararları var. Bunlardan biri de, 2004 yılında Sakarya Bölge İdare Mahkemesi’nin "Konutların, idare tarafından gelir getirici biçimde değerlendirmesi söz konusu olamaz" kararıdır. Son olarak, depremzedelerden Huriye Özdemir, kamu lojmanı diye tanımlanan konutlardan bedelsiz yararlanmak için yüzde 49 sakat olduğunu gösteren raporla "kiradan muaf tutulmayı" istemiş, gönderilen resmi yazıda, "Arızlı konutları kamu lojmanı olmaması sebebiyle talebiniz yerine getirilememiştir" yanıtını aldı.

(soL-Kocaeli)