TKP Almanya'dan 'AfD' açıklaması: Emekçiler sağcılardan sağcı beğenmek zorunda değil

Faşist AfD'ye karşı eylemlere sağcı politikaları savunan partilerin de katılımına dikkat çeken TKP Almanya Örgütü, "Bu kayıkçı kavgasını izlemek zorunda değiliz" dedi.

Haber Merkezi

Almanya'da faşist parti AfD'ye karşı haftasonu birçok kentte kalabalık mitingler düzenlendi. Diğer yandan, pek çok kentte mitinglerin düzen siyasetçilerinin bir aracı haline dönüştüğü görüldü.

Bir milyondan fazla kişinin katıldığı protestolara ilişkin açıklama yayımlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Almanya Örgütü, AfD'ye karşı eylemlerde yer alan düzen partilerinin "suç ortaklığına" işaret etti.

'İki yüzlülerin demokrasiden anladıkları tekelleri çıkarı'

Ukrayna'da Gazze'ye birçok örnekte sermayenin çıkarlarını savunan partilerin, protestoları "aklanmak için bir fırsat" olarak gördüğü belirtildi. 

"Emekçiler bu kayıkçı kavgasını seyretmek zorunda değil" denilen açıklamanın tamamı şöyle:

Geçtiğimiz günlerde Almanya’nın pek çok yerinde yüz binlerce insan, göçmenleri gönderme planlarının yapıldığı toplantının görüntülerinin sızdırılmasının ardından, ırkçılığa karşı ve faşist parti AfD’yi protesto etmek üzere sokaklara döküldü.

Başta sığınmacılar olmak üzere, sık sık göçmen düşmanı politikaları ile gündeme gelen AfD, daha az bilinen yanıyla ise gerici yöneticileri, neoliberal ekonomi programı ve ırkçı söylemleri ile işçi sınıfına tümden düşman bir parti olarak Almanya’da düzen siyasetinin en sağında yer alıyor.

Peki ya AfD’ye karşı demokrasiyi savunanlara ne demeli?

AfD’ye duyulan yaygın öfkeyi imaj tazelemek ve sanki hemen her konuda sağcılık yarıştırmıyor gibi kendilerini aklamak için protestoları fırsat bilen düzen partileri, “yükselen sağcılığa karşı” podyumlarda yerlerini aldılar.

Ukrayna’da savaşın alevlerini harlamayı bir gün eksik etmemiş, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımı savunmamış, bu esnada savaşların yükünü işçi sınıfının omuzlarına, kârını ise patronların kasalarına aktarmamış gibi demokrasi masalları anlatan bu iki yüzlü siyasetçilerin demokrasiden anladıkları endüstri devlerinin, finans tekellerinin çıkarlarının savunulmasından başka bir şey değildir.

AfD ile farklılıkları giderilemez çatışmalardan değil, farklı sermaye gruplarının dönemsel çıkar çatışmalarından kaynaklanmaktadır. Bugün AfD’ye hınçla karşı çıkmaları ise, kendi günahlarını da yükleyebilecekleri bir günah keçisi bulmanın coşkusundan ibarettir.

Alman solunun da sorumlu olduğu bu tablodan geniş halk kitlelerinin payına daha çok yalandan, daha çok sahte umuttan başka bir şey düşmez. Emekçiler, sağcılardan sağcı beğenmek, dönüp dolaşıp her nasılsa kendi cebinden eksilip zenginlerin kasası dolarken bu kayıkçı kavgasını seyretmek zorunda değil.

Bugün demokrasiyi savunmak için sağa karşı sokağa dökülen binlerce insan, insanca yaşamanın ve zenginliği eşitçe bölüşmenin mümkün olduğu bir dünya için bir araya gelebilir. Yeter ki kitlelerin öfkesi örgütlü bir güce dönüştürülsün ve doymak bilmez bir avuç zenginin bencil çıkarlarına feda edilmesin.

Öyleyse kapitalist düzenin sağından daha sağına çeşit çeşit bekçileri kulak versin sözlerimize;

“Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsınız sen bizim...”*

*Bertolt Brecht – Madem İyisin