Ticaret Bakanlığı panikte: Acemice 'İsrail ticareti' açıklaması

Türkiyeli patronlar, Gazze işgali sırasında boykot bir yana, Aralık’ta İsrail’le ticareti artırdı. Bakanlık, çarpıtma ve hatalarla dolu bir açıklamayla durumu örtbas etme çabasında.

Haber Merkezi

Ticaret Bakanlığı, dış ticaret verilerinde Aralık ayında İsrail’e yapılan ihracatın arttığının ortaya çıkması ve büyük tepki toplaması üzerine apar topar durumu kurtarma açıklaması yaptı.

Bakanlık’tan yapılan ve anlatım bozukluklarına bakılırsa panik halinde hazırlanan açıklamada, “İsrail’le ihracatın arttığına yönelik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.

Bakanlık, birkaç argüman sundu:

“İsrail ile ticaret; İsrail’in Yahudi bölgesine giden ticaret değildir. İsrail’de vatandaş olan 2,2 milyon Filistinliler ile İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’ye de giden ticarettir.”

Ticaret Bakanlığı’nın bu açıklaması, birkaç açıdan skandal niteliğinde.

Panik halinde yapılan açıklama, diplomatik krize sebep olabilecek ifadeler barındırıyor. “İsrail’in Yahudi bölgesine giden ticaret değildir” denildiğinde, Türkiye’nin, İsrail’i “Yahudi bölgesi” ve “Yahudi olmayan bölge” olarak ayırdığı anlaşılıyor. Bu, İsrail’de yaşayan Arapların “ayrı bölgesi” olduğunu asla kabul etmeyecek İsrail devleti için bir skandal. Öte yandan, cümlenin devamında işgal altındaki Filistin topraklarından da bahsedilince, buralar “İsrail’in Yahudi olmayan bölgesi” olarak tanımlanıyor, böylece Filistin’den İsrail toprakları olarak bahsediliyor.

Dışişleri Bakanlığı’ndaki kadroların şu an daha büyük bir panik içinde bu acemice formülasyonu nasıl toparlayacaklarını düşündüklerini tahmin etmek zor değil.

Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasının ikinci paragrafı şöyle:

“Filistin topraklarında 8 milyon Filistinli Arap yaşamaktadır. İsrail topraklarında 7,2 milyon Yahudi yaşamaktadır. Filistin bölgesine giden tüm mallar İsrail adıyla İsrail gümrüklerinden ve limanlarından geçmek zorunda kalıyor.”

Burada bakanlık, giden malların aslında Filistin’e gittiğini ima ediyor. Bakanlığın elinde ayrıntılı veriler de var, şimdiye dek kamuoyuna yansıyan tek tek sayısız ticaret örneğinde karşı taraftaki şirketler İsrail şirketleri. Üstelik, zaten savaşın başından beri İsrail Gazze’yi tam ablukaya aldı, dolayısıyla burada Gazze’nin hiç payı yok, Batı Şeria’ya ticaret olduğu da çok şüpheli.

'İsrail’de yaşayan 2,2 milyon Filistinli’den dem vurulması da kamuoyunu aldatmaya yönelik. Bu şuna benziyor: Türkiye Cumhuriyeti, Almanya’yla ticareti kesecek, fakat “Almanya’daki Türkler de alabilsinler” diye Alman süpermarket zincirlerine ticarete devam edecek. Bakanlığın gerekçesi tam bir ikiyüzlülük örneği.

Ancak, dahası da var: İsrail’in işgali basitçe “toprakları ablukaya almak” değil. Batı Şeria ve Gazze’nin ekonomisini de büyük oranda İsrail şirketleri kontrol ediyor. Örneğin, İsrail’in petrol devlerinden Delek Group, Filistin topraklarındaki enerji işlerinde de en faal şirketlerden biri. Ama Delek, aynı zamanda yasadışı yerleşimleri de desteklediği için Birleşmiş Milletler tarafından ifşa edilmiş bir şirket.

Ticaret Bakanlığı, açıklamanın sonunda da, “ticaret aslında düştü” diyebilmek için 7 Ekim-31 Aralık tarihleri arasındaki genel ticaret toplamlarında 2022 ve 2023 yıllarını kıyaslıyor. 2022’de savaş yokken bu dönemde toplam hacim 2 milyar 320 milyon dolar, 2023’te savaş olan dönemde 1 milyar 280 milyon dolar, yani yüzde 45 düşüş var, diyor.

Oysa savaş nedeniyle ticaretin düşmüş olması zaten beklenen sonuç. Üstelik burada düşüşün önemli bir kısmının abluka altındaki Filistin topraklarıyla yapılan ticaretin dibe vurmasından kaynaklandığı da tahmin edilebilir. 

Ancak Ticaret Bakanlığı’nın asıl hiç değinmediği nokta, ticaretin Aralık ayında artmış olması. 7 Ekim’de savaş başladı, AKP hükümeti birkaç günlük duraksamanın ardından İsrail’e karşı hamasi söylemleri artırdı, boykot çağrıları başladı. Ticaret Kasım ayında 319,5 milyon dolar. Hükümetin sözde arkasında durduğu boykotun giderek etkili olması, dolayısıyla Aralık’ta bu hacmin daha da düşmesi beklenirken, Aralık ayında ticaret yüzde 34,8 oranında artarak 430,6 milyon dolara yükselmiş.

Yani, soL’un manşetinde dile getirdiği gibi: “İkiyüzlülük A.Ş.’de işler tıkırında: Hem hilafet hem ticaret”.

Ticaret Bakanlığı’nın panik açıklaması, ortaya çıkan gerçeği değiştirmiyor: Türkiye’nin patronları, Gazze’de soykırım uygulayan İsrail’le ticareti bırakmak bir yana, savaş döneminde artırmış.