'Sistem eleştirisi olmadan pavyonları anlatamazsınız'

Türkiye'nin ilk pavyon belgeseli 'Beyazlar Sönsün'ün yapımcılarından Aycan Karadağ, son zamanlarda gündem olan İnci Taneleri dizisini soL'a değerlendirdi: "Piyasa dizilerinde gerçeklere yer verilmez."

Özkan Öztaş

Senaryosunu Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı "İnci Taneleri" dizisinin fragmanında yer verilen ve milyonlarca kez izlenen oyuncu Hazar Ergüçlü’nün pavyon dansı kamuoyunun gündemine oturdu.

Sahneyle birlikte, pavyonlar da bir kez daha insanların sohbetlerinde yerini aldı. Sosyal medyada, bir kez daha pavyonların neyi temsil ettiği tartışılmaya başlandı. 

Dizideki Dilber karakterinin "Gemileri Yakarım" şarkısı eşliğinde yaptığı gösteri sosyal medyada gündem olurken Dilber karakterinin dansı ve vücudundaki dövmesi de popüler olan başlıklar arasında yer alıyor.

Dizinin gündem olmasının akabinde kamuoyunda "pavyon ortamlarını övüyor mu, gerçekleri gizliyor mu" soruları tartışılırken diğer yandan kadın emeğinin ve bedeninin sömürülmesine dair tartışmalar da öne çıktı. 

Diziyi, mekanı, kadın bedeninin ve emeğinin sömürülmesine dair tartışmaları bir pavyon belgeseli olan "Beyazlar Sönsün" belgeselinin yapımcılarından Aycan Karadağ'la konuştuk. 

2018 yılında yayınlanan ve çeşitli ödüller alan belgeselin ilk gösterimlerinden birisi, bir pavyonda yapılmıştı. Yönetmenliğini Aycan Karadağ ve İbrahim Kucuş’un üstlendiği, senaryosunu Ayşe Neslihan Karaçolak’ın yazdığı “Beyazlar Sönsün” belgeselinin galası Ankara Palmiye Gazinosu’nda yapılırken, galaya pavyonda çalışanlar, Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı, Prof. Dr. Aslı Yazıcı Yakın, Yönetmen Yılmaz Kılıç, Prodüktör Mihriban Tanık, Selin Kamburoğlu, Psikolog Şerefnur Kayataş gibi akademisyenler ve sinemaseverler de katıldı. Belgesel aynı zamanda bir saha araştırmasına da dayandığı için yönetmenlerin konuya dair sahip oldukları bilgiler önem arz ediyor. 

'Sistem eleştirisi olmadan, seyircinin hoşuna giden konular verilir ancak'

Aycan Karadağ, İnci Taneleri dizisini her şeyden önce "hazırlandığı" mecrayı merkeze alarak değerlendiriyor ve sonuçta piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmış bir içerik olduğuna dikkat çekiyor:

"Dizi ana akımda yayınlanıyor. Piyasaya yapılmış bir dizi yani. Dizi yayına girmeden haftalar önce başrol oyuncularından Hazar Ergüçlü’nün, Sincanlı Erkal’ın söylediği şarkı eşliğinde pavyonda oynadığı dans videosu ile tanıtım çalışması yapıldı. Dizi ve pavyon bu sayede tekrar gündem oldu. Pavyonun dışarıdan renkli olarak bilinen hayatı gösterilerek tanıtım çalışması yapılması zaten durumu özetliyor… Piyasa işi olduğu için pavyonun tüm gerçeklerini veremezler. Sorunları da anlatamazlar. Sistem eleştirisi olmadan, seyircinin hoşuna giden konular verilir ancak."

Beyazlar Sönsün belgeselinin afişi

'Bu tarz piyasa işlerinde pavyonun gerçeklerini görmek imkânsızdır'

"Beyazlar Sönsün", Türkiye'nin ilk pavyon belgeseli. Belgesel fikrinin ortaya çıkma sürecini Aycan Karadağ şu sözlerle anlatıyor:

"Beyazlar Sönsün (Pavyon) belgeseli, 2015 yılında İbrahim Kucuş’un bana gelip ‘Ankara’ya gidiyoruz ve pavyon belgeseli yapıyoruz’ demesiyle başladı. Daha önce pavyonun belgeseli hiç yapılmamıştı. En azından araştırmalarımızdan bunu görmüştük. Saha ve çekim süreçleri sonucunda 2018 yılında belgeselimiz yayınlandı. Tanık olduklarımız bizi çok etkiledi. Pavyonun renkli ışıkları altında sönen hayatları gördük. Ülkenin sosyo-kültürel yapısında gerçekten orada kimlik bulmaya çalışanları tanıdık. Özellikle pandemiden sonra pavyonlarda sömürünün daha da arttığını duyuyoruz. O yüzden bu tarz piyasa işlerinde pavyonun gerçeklerini görmek imkânsızdır. Dizi bir bölüm yayınlandı. Yüksek ücretlere yapılan bir iş. Oyunculuk ve dekor olarak benzer yanlar var. Kadın karakterin yaşadığı sorunlar üzerinden bazı benzerlikler olduğunu görebiliriz ama bu çok yüzeysel bir anlatımla gösterildi." 

'Zannedildiği gibi sadece para için bu işi yapmıyor kadınlar'

Aycan Karadağ, kadın emeğinin ve bedeninin bir sömürü aracı olarak görüldüğü "pavyon ortamlarına" dair konuşurken her şeyin görüldüğü gibi olmadığını ve pavyonların yaygın bir kültür olduğunu vurguluyor

Karadağ "Pavyon özellikle Anadolu’da bir kültür olmuş durumda. Kadın-erkek çift olarak gidiyor, baba-oğul gidiyor. Sadece müzik dinlemeye veya dans izlemek için giden insanlar var. Gelen müşterinin kimlik kazanma durumu var. Bir yandan da kadın bedenin sömürülmesini görüyoruz. Kadınların yaşamları, pavyonda çalışma hikâyeleri, yaşadıkları sorunlar iyi incelenmesi ve doğru anlatılması lazım. Öyle zannedildiği gibi sadece para için bu işi yapmıyor kadınlar. Yaşanan sorunlar ve acılar filmlere, kitaplara sığmayacak boyutta" sözleriyle anlatıyor bunları.

Yılmaz Erdoğan'ın kaleme aldığı İnci Taneleri dizisi bir süre daha gündemde kalacak gibi görünüyor. Ancak tartışılan ve gösterilen her şey yine belli sınırların içerisinde ve piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kalacak gibi görünüyor. Bir yanda "Dizinden sonra pavyon fiyatlarına zam geldi" haberleri yayılırken diğer yanda çürümenin ve sömürünün perde arkasında kaldığı içerikleri üretilmeye devam ediyor.