PSL'nin ABD Başkan ve Başkan Yardımcısı adayları soL'a konuştu

Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nin (PSL) ABD Başkan ve Başkan Yardımcısı adayları, PSL'nin başkanlık seçimlerine katılma kararı ve ABD'de işçi mücadelesindeki hareketlenmeler hakkında soL'a konuştu.

Haber Merkezi

Claudia De la Cruz ve Karina Garcia, Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nin (PSL) ABD Başkan ve Başkan Yardımcısı adayları olarak yarışıyor.

soL Haber, PSL’nin 5 Kasım 2024'te yapılması planlanan başkanlık seçimlerine katılma kararını, yürütülen kampanyanın hedeflerini, ABD’de son dönemde görülen işçi mücadelesindeki hareketlenmeleri ve Filistin’e destek eylemlerini Cruz ve Garcia ile konuştu. 

'ABD kapitalistlerin diktatörlüğü'

PSL'nin burjuva seçimlerine katılma konusundaki yaklaşımı nedir? Partiyi başkanlık seçimlerinde aday çıkarmaya iten temel nedenler neler?

ABD toplumu herkesin eşit söz hakkına sahip olduğu bir "demokrasi" değil, gerçekte ultra zenginlerin, kapitalistlerin bir diktatörlüğü. Seçimler, işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden adaylara karşı sayısız şekilde hileli. Ancak seçimler aynı zamanda önemli bir mücadele alanı da olabilir. Başkanlık seçimlerinde yarışmak, bize mesajımızı daha geniş bir kitleye ulaştırma ve sosyalizm hareketini inşa etme imkanı veriyor. PSL, ülkenin dört bir yanında, düzenin kapitalist adaylardan bıkmış, uzun vadede yeni bir toplum için mücadeleye katılmak isteyen binlerce insanla buluşuyor. 

"Kapitalizm Bizi Bitirmeden Sen Kapitalizmi Bitir” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyamızda ABD'nin en büyük 100 şirketinin kamulaştırılması talebini yükseltiyoruz. Kampanyamız, bu fikirleri ve daha fazlasını halkın bilincine sunmamızın ve insanları seçim gününden çok daha ötesine uzanan bir dönem boyunca siyasi mücadeleye dahil etmemizin bir yolu. 

Başkanlığa aday olmak aynı zamanda PSL'nin, insanlar her ikisi de yaygın olarak nefret edilen adaylardan Biden'a mı yoksa Trump'a mı oy vermeleri gerektiğini merak ettiklerinde somut bir cevap vermesini sağlıyor.  “Hayır, bu korkunç seçimi yapmak zorunda değilsiniz. İşçi sınıfı için mücadele eden bir adaya oy verebilirsiniz.” diyebiliyoruz. 

'İki partinin dışından adaylara tarihi düzeyde bir ilgi söz konusu'

Geniş anlamda, yaklaşan bu seçimin düzen siyaseti açısından bazı dinamikleri neler? “Biden mı  Trump mı” oylaması emekçi pek çok insanı mutlu etmeyecektir. İşçi sınıfının karşı karşıya olduğu temel sorunlardan bazıları neler?

2024 seçimlerinde, iki geleneksel kapitalist partinin dışından adaylara tarihi düzeyde bir ilgi söz konusu. Bu durum kamuoyu yoklamalarıyla da iyi bir şekilde ortaya kondu ve özellikle gençler arasında belirgin. Cumhuriyetçiler ve Demokratlara karşı uzun süredir devam eden bir memnuniyetsizlik olsa da, “kazanan her şeyi alır” tarzı bir seçim sistemi nedeniyle "kötünün iyisini" destekleme baskısı etkili olabiliyor. Ancak bu yılki seçimlerde diğer adaylara oy vermeye istekli olduğunu ifade edenlerin sayısı uzun yıllardır görülmemişti.

Biden'a yönelik memnuniyetsizlik - ve derin öfke - birkaç nedenden ötürü artmakta. Bunlardan biri Gazze'deki soykırım. Halkın çoğunluğu ateşkesi destekliyor ama Biden katliamı sürdürmek için İsrail'e silah ve mühimmat gönderiyor. Bir diğeri ise hayat pahalılığı. Başta barınma olmak üzere geçim giderleri hızla yükseldi ve Biden bu krizi çözmek için şimdiye kadar hiçbir şey yapmadı. Aksine, pandemi dönemi acil sosyal programların süresinin dolmasına izin verdiği için, Biden fiilen büyük ölçekli bir kemer sıkma dönemine başkanlık etti. 2020'de kampanya yürütürken sosyal programları kalıcı olarak genişletme sözü verdi ancak tam tersini yaptı. İklim değişikliği, işçi sendikaları, göçmen hakları ve daha pek çok konuda da verdiği sözleri tutmadı. Yüksek Mahkeme kürtaj hakkını iptal ettiğinde buna seyirci kaldı ve hiçbir şey yapmadı. 

'Filistin mücadelesini desteklemek için seferber olmak en önemli önceliğimiz'

Kampanyanızın odaklanacağı temel mücadele alanları neler? 

Son birkaç aydır Filistin dayanışma hareketine katılmak üzere durmaksızın sokaklardayız. Bu, adaylar olarak bizim için - hatta bir yürüyüşte New York Polis Departmanı tarafından tutuklandım - ve tüm partimiz için geçerli. ABD emperyalizmine karşı durmak gibi bir görevimiz var ve ABD imparatorluğunun tarihi bir vahşete imza attığı bu dönemde Filistin mücadelesini desteklemek için seferber olmayı en önemli önceliğimiz haline getirdik.

Ayrıca, çalışan insanların gücü elinde tuttuğu yeni bir ekonomi için bir vizyon ortaya koyuyoruz. ABD’deki büyük bankalar dahil en büyük 100 şirketin kamulaştırılması çağrısında bulunuyoruz. Güçlü tekellerin hakimiyeti nedeniyle bu önlem, halkın ekonominin en kritik sektörleri üzerinde etkin bir kontrol sağlayabileceği anlamına gelecektir. En büyük 100 şirketin kamu mülkiyetine geçmesiyle birlikte, bu devasa kurumların kaynakları, çalışan insanların barınma, eğitim, sağlık ve daha birçok hakkını garanti altına almak için kullanılabilir.

'20'den fazla eyalette oy pusulasına girmeyi hedefliyoruz'

Hangi eyaletlerde oy pusulasına girmeyi planlıyorsunuz? ABD'deki seçimlerde iki büyük kapitalist partiden birinden aday olmayan adaylara karşı nasıl hile yapılıyor?

ABD seçim sistemi, kasıtlı olarak alternatif partilerin ulusal düzeyde rekabet etmesini çok zorlaştıracak biçimde karmaşık. Her eyalet seçimlerin nasıl işleyeceğine dair kendi kurallarını koyuyor ve bu kurallar neredeyse her zaman belirli bir süre içinde bir dilekçe için çok sayıda imza toplanmasını içeriyor. Bazı eyaletlerde oy pusulasında yer almak nispeten kolay, ancak diğer eyaletlerde büyük kaynaklar olmadan bu neredeyse imkansız.

Alternatif adaylar, özellikle de sosyalist adaylar, resmi tartışmalardan ve ana akım medyadan dışlanıyor. Tüm zorluklara rağmen 20'den fazla eyalette oy pusulasına girmeyi hedefliyoruz. Başkan, her eyalet tarafından oylanan delegelerce seçildiği için bu durum kampanyamızın başkanlığı kazanmasını teknik olarak mümkün kılıyor. Bu önemli bir meşruiyet göstergesi ve sosyalist bir kampanyanın ABD'de on yıllardır başaramadığı bir şey.

İşçi sınıfında artan militanlık ve siyasi bilinç

UPS mücadelesi, ardından gelen Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) grevi ve sendikaların popülaritesindeki artış başta olmak üzere işçi hareketindeki mobilizasyonun farkındayız. Kampanyanız işçi hareketiyle nasıl bağlantı kuracak?

ABD’deki işçi hareketinin faaliyetlerindeki artış son derece önemli ve işçi sınıfında artan militanlığı ve siyasi bilinci yansıtmakta. Özellikle COVID-19 pandemisinin yarattığı kaosun ardından işçiler, haklarının sürekli gerilediği bir statükoya geri dönmek istemiyorlar. Şirket kârları rekor seviyelere ulaşmasına rağmen enflasyon ücretleri eritiyor. Bu durum hem halihazırda bir sendikanın bulunmadığı işyerlerinde örgütlenme talebinin yükselmesini hem de mevcut bazı büyük sendikaların daha kavgacı bir yaklaşım belirlemesini sağladı. UPS sözleşme mücadelesi ve otomobil işçileri [UAW] grevi büyük dönüm noktaları oldu. Bunların yanı sıra hastane çalışanları, öğretmenler, akademik araştırmacılar, otel çalışanları ve daha fazlası arasında da son derece önemli mücadeleler yürütüldü.

Bizler, sendika kurmayı çok zorlaştıran ABD’deki iş yasasının tamamen gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Bir sendikanın kabul edilmesi için oylama yapılmadan önce işçiler, patronun onları korkutabildiği, onlara yalan söyleyebildiği ve örgütlenme girişiminin liderlerini işten çıkarabildiği uzun bir süreye tabi tutulmakta. İşçi hareketi tarafından gündeme getirilen "kart kontrollü sendikalaşma" talebini ele alıyoruz. Çalışanların çoğunluğu bu yöndeki isteğini ifade ettiğinde [yetki formlarını veya kartları imzaladığında] sendika otomatik olarak yetkilendirilmiş olacak. Son seçim kampanyası sırasında Biden da bunu desteklediğini iddia etti ancak görevdeyken vaadini tamamen terk etti ve hatta demiryolu işçilerinin greve gitmesini yasaklamak için baskıcı yasaları kullanacak kadar ileri gitti.

Kampanya süresince işçiler ve sendika örgütleyicileriyle bir araya gelmeyi dört gözle bekliyoruz. Kısa bir süre önce, 2022 yılında ABD’deki bir Amazon deposunda ilk ve tek sendikayı kuran Amazon İşçi Sendikası'nın genel merkezini ziyaret etmeye davet edildik ve sendikanın bu ayki üye toplantısında açılış konuşmacısı olarak yer alacağız. Kampanyamızı emek hareketine daha fazla destek sağlamak ve insanları işyerlerini örgütlemeye teşvik etmek için kullanmak istiyoruz.

'İsrail rejimi ABD emperyalizminin bir uzantısı'

PSL'nin 7 Ekim'den sonra Filistin için yapılan eylemlerde önemli bir güç olduğunu biliyoruz. Filistin halkıyla sıkı bir dayanışma içinde olan adaylar olarak sokaktaki insanların tepkilerini nasıl görüyorsunuz? Filistin için dayanışma hareketi genel anti-emperyalist, savaş karşıtı hareketle nasıl bir bağ kuruyor?

ABD’de kamuoyunun desteğinin hızla Filistin lehine değiştiğini görmek dikkat çekiciydi. 4 Kasım'da 500 bin kişi başkent Washington’da sokaklarına döküldü. Bu sadece ABD tarihinde Filistin'e destek için yapılan en kalabalık gösteri değil, aynı zamanda Irak Savaşı'nın zirve yaptığı dönemden bu yana ABD çapında yapılan en büyük anti-emperyalist eylemdi. Benzer şekilde büyük bir kalabalık 13 Ocak'ta Washington'da eylem düzenledi. Sermaye medyası ve siyasetçiler İsrail savaş makinesinin suçlarını meşrulaştırmak ve örtbas etmek için gece gündüz çalışsa da, halk Filistin'in yanında.

İsrail rejimi ABD emperyalizminin bir uzantısı. Sadece ABD hükümetinin desteğiyle varlığını sürdürüyor ve askeri teçhizat ve siyasi koruma için ABD'ye bağımlı. İsrail, ABD imparatorluğunun Orta Doğu'daki ileri karakolu ve Pentagon'un en güvenilir taşeronu olarak hizmet veriyor. İsrail tüm varlığı boyunca ABD emperyalizmine meydan okuyan, özellikle de sosyalist bir yönelime sahip olan tüm hükümet ve hareketleri tehdit etti ve onlara savaş açtı. İsrail sömürgeciliğine ile ayrımcılığına karşı mücadele ederken, aynı zamanda kendi emperyalist egemen sınıfımıza karşı da mücadele ettiğimizi biliyoruz.