Küba’da katılım ve halk iktidarı

Kavram olarak halkın katılımı, insanın iki temel arzusuyla kopmaz şekilde bağlıdır: onun bir toplumsal varlık olarak tanınması ve kendisini ilgilendiren kararlara müdahalede ve etkide bulunma hakkı.

Haber Merkezi

Harcında mambi1 geleneği, José Martí’ci ruh ve Başkumandanın2 düşüncesi bulunan Küba sosyalist demokrasisinin ana ilkelerinden biri, halkın geniş katılımıdır. Ülkenin en önemli kararlarına yurttaşlarımızın etkin bir şekilde katıldığı sayısız örneğimiz var. Başkumandanımız Fidel Castro Ruz’un, devrimin ilk yasalarını ve diğer önemli kararlarını halk kitlelerine danışıp halkın görüşünü aldığı unutulmaz buluşmaları anmamak olmaz.

Küba Kadın Federasyonu’nun onuncu kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada, Halk İktidarı’nın geleceğini şu sözlerle çiziyordu: “Bu sorunlarının birçoğuyla ilgili kararları kitlelerin ellerine teslim edecek mekanizmaları yaratıyoruz. Bunu nasıl akıllıca, verimli şekilde başarabileceğimize ilişkin yollar arıyoruz. Ki, halk, gerekli ödevlerin yerine getirilmesi noktasında siyasi örgütlerine ve liderlerine güvenmekle yetinmesin; devrim süreci, milyonların sorumluluk almayı ve hükümet sorunlarını çözmeyi öğrendikleri gerçek bir siyaset okulu haline gelsin.”

1976’da Cumhuriyet Anayasası’nın, seçmenlerin yüzde 98’inin katıldığı ve 97,7’sinin evet oyu verdiği referandumla kabul edilmesiyle siyasi modelimizin temelleri atıldı; Halk İktidarı, sosyalist demokrasinin en yüksek halkası ve halkın iktidarı kullanması anlamındaki demokratik ilkenin gerçekleştirilmesinin temel unsuru haline geldi.

İşte bu temel üzerinde, devrimci girişimin doğrudan demokrasi biçimlerini demokrasinin alamet-i farikası olması gereken temsiliyet niteliğiyle birleştirirken, yurttaşlarımızın etkin katılımını ve temsiliyet anlarıyla gerçek bağlar kurmalarını göz ardı etmeyen bir sistem geliştirildi.

2019 Cumhuriyet Anayasası, 3’üncü Maddesinde “Küba Cumhuriyeti’nde egemenlik doğrudan halkındır ve devletin tüm iktidarı halktan doğar. Halk, bu iktidarı doğrudan veya Halk İktidarı Meclisleri aracılığıyla ve bu meclislerin Anayasa ve kanunların öngördüğü biçimler ve kurallara göre yetki verdiği diğer devlet kurumları eliyle kullanır” der.

Hakkın doğrudan kullanması şu yollarla olur: aday gösterme ve seçme hakkı, Halk Konseyi’nin kararlaştırdığı halk denetimi faaliyetlerini yerine getirmek üzere mahalle komisyonlarına katılım, yurttaşların kendi düşüncelerini çeşitli kanallardan doğrudan dile getirebilmesi için yetkililerin hesap verme raporlarının yayımlanması—bu sonuncusunu, geçtiğimiz Aralık ayında Başbakan’ın Ulusal Meclis’e hesap vermesi örneğinde gördük, ki bu da bir halk denetimi biçimidir.

Diğer yandan, yurttaşlar, delegeleri vasıtasıyla, Halk İktidarı Meclisleri ve bunlardan doğan diğer devlet organları aracılığıyla da sürece katılım sağlayabilirler: İlçe Meclisleri’ne yetki alanlarındaki konularda inceleme yapılması, Meclislerin veya bunlara bağlı ilçe makamlarının kişisel veya kolektif çıkarlara ters düşen karar ve tasarruflarının analiz edilmesi önerisini sunabilirler. Tüm seçilmişler, yapıp ettiklerine dair belirli aralıklarla hesap vermekle yükümlüdür ve herhangi bir anda görevlerinden geri çağrılabilirler. Bu, gereğince uygulandığı takdirde, çok etkili bir denetim mekanizmasıdır.

Anayasa, 192’nci Maddesinde şöyle der: “Halk İktidarı İlçe Meclisi, işlevlerini yerine getirirken çalışma komisyonlarından, halk kurullarından ve halkın inisiyatif kullanmasından ve geniş ölçekli katılımından yararlanır ve kitle örgütleri ve toplumsal örgütlerle doğrudan eşgüdüm içerisinde hareket eder.”

Ardından, 200’üncü Madde, yurttaşların başvuru ve katılım hakkının güvence altına alınması için Halk İktidarı İlçe Meclisi’ne şu görevleri verir: Yerelliği ilgilendiren konularda halka danışma toplantılarının düzenlenmesi, halktan gelen görüş, şikâyet ve başvurular ile yetki alanındaki konuların analiz edilmesi doğrultusundaki önerilere gereği gibi karşılık verilmesinin garanti altına alınması ve Halk İktidarı organlarınca alınan ve kamuyu ilgilendiren kararlar hakkında yurttaşların yeterince bilgilendirilmesi.

Aynı şekilde, söz konusu Madde, yurttaşların talep etmesi halinde İlçe Meclisi’nin hem bizzat kendisinin hem de ona bağlı organların, halkın bireysel veya kolektif çıkarlarına halel getirebilecek karar ve tasarruflarını değerlendirerek gerekli önlemleri almasını ve bu hakları güvence altına almak için yetki alanı dahilindeki diğer gerekli adımları atmasını öngörür.

Halk İktidarı İlçe Meclislerinin ve Halk Konseylerinin Örgütlenmesi ve İşleyişi Hakkında 132 Sayılı Kanun, yukarıda anılan 200’üncü Maddeyi ayrıntılandırır ve bu güvencelerin biçimlerini ve nasıl uygulanacaklarını ortaya koyar. Bu kanun, ayrıca, çeşitli biçimlerdeki halk katılımını da koruma altın alır: Örneğin, ilçe meclisleri ve halk konseyleri toplantılarının kamuya açık olduğunu belirtir, yerelliklerdeki topluluk çalışmalarının teşvik edilmesini ve desteklenmesini öngörür.

Ayrıca, meselelerin çözümünde de halkın katılımını öne çıkarır. Bu yıl delegelerin seçmenlerine yönelik üçüncü hesap verme döneminde gündeme getirilen 107 bin 205 meselenin çözümü bu yolla karar bağlanmıştır.

Halk Konseyi, önüne koyduğu görevlerde halkın, kurum ve kuruluşların katılımını teşvik etmekle yükümlüdür. Bu doğrultuda, ilgili yerellikteki yurttaşlar arasında birlik, uzlaşma, kimlik ve aidiyet hissiyatı yaratma arayışıyla yerelliğin sakinlerinin kitlesel katılımına öncelik verir, komşuların kendi gereksinimlerini değerlendirmeleri ve çözüme kavuşturmaları için kolektif çabayı teşvik eder.

Partimizin Merkez Komitesi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel’in şu sözleri işte bu ideal senaryoda somutlaşır: “Çelişkileri tespit etmek, çözümlemek ve sebeplerinin ne olduğu noktasında derinleşmek, halkla birlikte katılımcı bir faaliyet olmalıdır; çözümler bu katılımcı faaliyetten çıkacaktır.

“Dolayısıyla, halkın katılımıyla yöneten bizlere o meselelerin çözümlerini örgütlemek düşer; ardından, onların düşüncelerini hesaba katarak ve zenginleştirerek geri dönüp halka hangi adımları atacağımızı anlatmamız, onları ikna etmemiz gerekir, ki ancak o zaman insanları bir araya getirebilir, harekete geçirebilir, katılımı sağlayabilir, çözümleri örgütleyebiliriz. Sonra yine ancak halkın katılımıyla sonuçları değerlendirir ve süreci iyileştirmek için geri bildirim almaya devam ederiz. Siyaset yapmak budur.

“Bunu bize Fidel öğretti, bunu bize Fidel öğretti! Fidel’in yöntemi buydu ve bu yöntem elbette onun ardından Genelkurmay Başkanı Raúl Castro Ruz tarafından sağlamlaştırıldı. Devrimin önderlerinin bize öğrettikleri budur: siyaset nasıl yapılır, siyasetten hareketle her şey nasıl yapılır; devrimi başka süreçlerden ayıran budur.”

Juventud Rebelde

14 Kasım 2022

"Küba Gerçeği", 2023 Şubat ayında Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) girişimiyle başlatılan bir yayın. Küba'da siyaset, ekonomi, yaşam, kültür gibi konularda Kübalı yazarların ürettiği makalelerin çevirilerini yayımlayan Küba Gerçeği'nde çıkan makaleler, artık soL'da paylaşılacak.

  • 1. İspanyol sömürgeciliğine karşı mücadele eden bağımsızlık savaşçıları
  • 2. Fidel Castro kast ediliyor