Komünistler Kadıköy Belediye Meclisi’ne katıldı: Gözlemleri, tespitleri, çözümleri ne?

TKP’nin Kadıköy’deki belediye meclis adayları, mevcut meclisin son toplantısına katıldı. soL’a değerlendirmelerde bulunan adaylar, komünist programa güvenlerini pekiştirmiş.

Haber Merkezi

Kadıköy Belediye Meclisi bu hafta eski bileşimiyle son toplantısının son oturumunu yaparken toplantıyı Türkiye Komünist Partisi (TKP) Belediye Meclis Üyesi adayları da izledi. Toplantının ardından TKP'nin Kadıköy Belediye Meclisi adayları Fulya Girginer, Gamze Erbil, Oğuz Kavala ve Ufuk Işılar, komünistlerin belediye meclislerinde nasıl roller üstlenebileceği, yerel yönetimlerde gerçek bir halk temsilinin olanaklılığı, belediyelerin rant yuvası olmaktan nasıl çıkarılabileceği ve kamusal hizmetlerin nasıl hayata geçirilebileceği gibi başlıklar üzerinde durdular. 

Kadıköy Belediye Başkan adayı Fatih Mehmet Maçoğlu'nun bu konudaki deneyiminin de kendileri için yol gösterici olduğunu belirten Meclis adayları, Kadıköy için bir programın önemli ayakları üzerinde görüşlerini soL'a anlattı. 

'Bu ikiyüzlülüğe son vereceğiz'

Seçimden sonraki dönem oluşacak yeni meclisin potansiyel katılımcısı olduklarını vurgulayan TKP adaylarından Oğuz Kavala "Kadıköy Belediyesi, meclis toplantılarının kayıtlarını zaten yayınlıyor. Bildiğiniz gibi bu toplantılar halkın katılımına da açık. Ancak olağan haliyle bu toplantıya girip izlediğinizde nelerin oylandığını takip etmeniz mümkün değil, konuların detayını bilmeniz gerekir" dedi ve şunları söyledi:  

"Burada bir düzenleme yapılması gerekiyor, oylanan konuların tümü önceden mahalleler düzeyinde değerlendirilmeli. Bunun mekanizmalarını kurmamız gerekiyor. Meclis gerçek işlevini ancak böylece üstlenir. Aksi durumda sadece bir formaliteden ibaret kalır. Şimdiki durumda olan da bu. Rantçı belediyecilik dediğimiz bir anlayışın meclisin işleyişini dert etmesi, onun temsili niteliğini hatırlaması pek de mümkün değil zaten.”

Kavala’ya göre seçimde aday olunca “herkes halkçı, söylem olarak herkes ranta karşı”. Kavala, hesap sorma mekanizmaları sayesinde şimdiki işleyişin ikiyüzlülüğünü ortadan kaldıracakları iddiasında. 

“Belediye meclis üyeleri de halk açısından işlevsiz bir mecliste ranta ve hırsızlığa karşı çaresiz kalmayı hak etmiyor aslında. Sistem çürüdükçe bu kurumlardaki işleyişleri ve kişileri de çürütüyor maalesef. Biz bunu hedef alıyoruz. Siyasetin temsili mekanizmaları uygarlığımızın bir birikimidir ve onları asıl işlevlerine kavuşturmak görevi bugün komünistlerin omuzlarında duruyor. İşte o zaman seçimlerin; yurttaşların rollerinin bile önceden dağıtıldığı bir oyun olmaktan çıkmasını sağlayabiliriz."

'Demokrasi vaadi değil, katılım çağrısı'

TKP'nin Kadıköy Belediye Meclisi Adaylarından Gamze Erbil, gelecek dönem kapitalizm karşıtlığının daha da yaygınlaşacağını ama komünistlerin çağrısının her zaman ayrı bir yerde duracağını vurguladı ve şunları söyledi:

"Komünistlerin siyasi alanda tuttuğu yer, düzen siyasetinden bağımsız olmalıdır. Temelde de popülist bir siyaset tarzından uzak durmak. Bugün popülerleşen ve cazip görünen siyasal söylem ve talepler çoğu zaman manipüle edilmiş başlıklar zaten.”

Erbil göre, demokrasi de çarpıtılan başlıklardan biri. Sistemin “çok güzel bir demokrasi tabusu” inşa ettiğini savunan Erbil, “Herkesin vaat listesinde demokrasi, ama artık fazla karın doyurmuyor. Halkın talepleri arasında da önemsizleşti” diyor.
Erbil, buradaki temel kandırmacanın, demokrasi adı altında halkın seçim dönemleri dışında siyasetin dışında tutulması olduğuna işaret ediyor.

“Ama bizim bir çağrımız var, herkesi örgütlenmeye ve siyaset yapmaya çağırıyoruz. Elini taşın altına sokmak da diyebilirsiniz. Yönetimlerden bir şeyler beklemeyi bırakıp istemek, isteyeceklerini kurgulamak. Sonra bunu örgütlülükle çoğalttığın bir ses haline getirmek, etkisini artırmak... Ve istediğini kopartmak. Biz bunu biliyoruz, bunun çalıştığına inanıyoruz ve buna çağırıyoruz. TKP bunu yapıyor, sözünün etkisinin büyük olmasının sebebi de bu. Örgütlü halk konuştuğunda büyük konuşur çünkü.”

Erbil, TKP’nin belediye meclis üyesi adayları olarak kendilerinin mahallelerdeki meclislerde, komşularıyla bir arada olduklarını belirterek, “Biz bu sözü taşıyacağız Meclis’e” dedi.

“Bu örgütlülükleri büyüteceğiz. Halk meclisleri daha da güçlenecek; Kentine İyi Bak Merkezleri gibi merkezler, halkı bu kurumlarda örgütlü kılmanın basamakları olacak. Biz kazanınca halk doğrudan yönetimin parçası olacak, sadece seçim dönemlerinde değil, karar aşamalarında da toplumun ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük çözümlerin bir parçası olacak.”

‘Söğütlüçeşme, Kuşdili çayırı, Kurbağalıdere… Kadıköy’de çok sayıda kent suçu var’

Türkiye Komünist Partisi'nin bir diğer meclis adayı Fulya Girginer de ülke genelinde belediyelerin tamamen rant yönetimlerine dönüşmekte olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: 

"Belediyeler halk için görevlerini değil, müteahhitler ya da diğer patronlar için yaratılacak rantların yönetimini daha fazla üstlendikçe işledikleri suçlar listesi kabarıyor. Belediye kadrolarında çokça müteahhit bulundurmak artık normal kabul edilen bir anormallik oldu. Meclis üyeleri iş takip eden değil kamu yararı için çalışan, düşünen insanlar olsun istiyoruz.”

Girginer, aynı zamanda Kent Suçu Takip Ağı sözcüsü. Kadıköy’de de takipçisi oldukları kent suçları olduğunu belirtti.

“Söğütlüçeşme’de yapılan viyadük ayağı kisvesi altında AVM, Kuşdili çayırının otopark yapılması, Acıbadem Medipol hastanesinin yanındaki kamu arazisine otopark yapmaya çalışması, islah adı altında Kurbağalıdere’nin mahvedilmesi, Yoğurtçu parkında yapılamayan drenaj yüzünden ağaçların ölmesi, Kalamış Marina ve niceleri. Bunlar için mücadele verirken belediyelerin halktan yana tavır almasını bekliyoruz. Fakat düzen siyasetinin parçası olan belediyeler ile bu işbirliğini beklemek biraz safdillik oluyor. En iyisi yetki alanım dışında diyerek mücadelenin kenarına çekiliyor.” 

Ancak Girginer’e göre “halkını arkasına almış bir yerel yönetimin ‘yetki’ sorunu olmaz.”

“Bu kadar büyük bir talanı ancak halkçı bir belediyecilik anlayışı çözebilir. Belediye, halkı bilgilendirme görevini zamanında ve eksiksiz yapmalı ve halkın kendi sorunlarına sahip çıkacağı zemini hazırlamalıdır. Kadıköy’de yapacağımız tam da budur; belediyeyi ranta kapatıp halka açmak…” 

Kaynak meselesi: ‘Bu hesapsız gösteriş döneminde kaynak çok’

TKP Belediye Meclisi adayı Ufuk Işılar, kendilerine samimi olarak sorulan sorular arasında bulunduğu için önemsediğini söylediği "kaynak" meselesine ilişkin "birilerinin ya da grupların özel çıkarları için ya da gereksiz bürokratik konumlar için harcanan kaynakların dahi büyük meblağlara ulaştığını bildiklerini" söyleyerek yanıt verdi.

"Belediyeler her zaman borç içinde deniyor ve durum çoğu zaman da böyle. Hatta borcu olmayan belediyelerin 'iyi yönetilmemiş' muamelesi gördüğünü biz kendi ilçemizden biliyoruz. Popülist matematik hesaplarıyla kafa şişirmek istemem ama şu anki bürokratik aygıtların ve protokol işleyişlerinin maliyetinin bile çok büyük ölçekli kamusal yatırımları karşılayabileceği hesapsız bir gösteriş döneminden geçiyoruz.”

Kadıköy Belediyesi'nin ciddi gelir kaynakları olduğunu da bildiklerini belirten Işılar, “Öncelikle resmi bütçeyle gerçek olanı bir yüzleştirmemiz ve buradaki tabloyu netleştirmemiz gerekecek. Sonrasında yaratabildiğimiz tüm kaynakları, önceliklendirilmiş bir şekilde halkın ihtiyaçlarına uygun şekilde planlayacağız. Birlikte yönetmenin bir diğer önemi de burada ortaya çıkıyor. Sadece talepleri sıralayıp önceliklendirmek değil; belediyenin yetki alanını aşan başlıklarda da talepkar olmak. Evet, bir belediye başkanı, mevcut yapılanma içinde iktidarda olsa bile muktedir olamaz, ama örgütlü bir halk yönetimi iktidar olmadan bile muktedir olabilir, istediklerini kazanıma dönüştürebilir” diyor.