Kemal Okuyan: Yürütmeye özerklik veren her model aldatmacadır

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan 'yasama ve yürütmeyi ayırmanın demokrasiyi güçlendirdiği tezi büyük bir palavra' diye yazdı.

Haber Merkezi

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Bizim Gazete’nin 5. sayısında yayınlanan kuvvetler ayrılığı üzerine yazısından bir bölümü sosyal medya hesabından paylaştı.

"Bizim Gazete’nin 5. sayısı geçtiğimiz Cuma günü çıktı. Siyasal sisteme dair çözüm önerileri manşet konusuydu. Bağlantılı olarak kuvvetler ayrılığı üzerine bir yazı hazırladım" diye belirten Okuyan işçi sınıfının sahneye çıkmasıyla birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesinin özgürlükleri kısıtlamanın aracı haline geldiğini dile getirdi. "Yasama ve yürütmeyi ayırmanın demokrasiyi güçlendirdiği tezi büyük bir palavra" diyen Okuyan "Sonra geliyor, nasıl bir Meclis sorusu. Buna da çok açık, net yanıtlarımız var. Güçlendirilmiş Parlamenter sistem diyenlerin asla dillendiremeyeceği yanıtlar" ifadelerini kullandı.

Okuyan'ın paylaşımları şöyle:

"1. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, saraya ve kiliseye karşı mücadele sırasında şekillendi. Mutlak otoriteyi temsil eden hanedanların ve kutsallığı güce dönüştüren ruhban sınıfının etkisini sınırlamaya çalışıyorlardı. Ancak bu dönem çok geride kaldı.

2. İşçi sınıfının sahneye çıkmasıyla birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesi özgürlükleri kısıtlamanın aracı haline geldi. Meclis’in üzerinde hiçbir güç olmaması gerekirken, Meclis ile hükümet yetkileri paylaştı, sözüm ona birbirlerini dengeleyeceklerdi!

3. “1917 Rus Sosyalist Devrimi’nin ardından ortaya çıkan toplumsal/siyasal sistem, aşağıdan yukarıya bir Meclisler iktidarıydı. SSCB'de, hükümet Meclis’in içinde kaldı, ona bağlıydı. Yüksek Sovyet’in, yani Meclis’in üzerinde hiçbir güç yoktu.”

4. “Mustafa Kemal de (özellikle 1920 ve 21’de Anayasa tartışmalarında) kuvvetler birliğini savundu. Yürütmeye özerklik veren her model aldatmacadır.

5. Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sistemi ise yürütmeye özerklik vermenin çok ötesine geçmekte, Meclis’i yok hükmüne düşürmektedir.

6. Özetle, yasama ve yürütmeyi ayırmanın demokrasiyi güçlendirdiği tezi büyük bir palavra. Sonra geliyor, nasıl bir Meclis sorusu. Buna da çok açık, net yanıtlarımız var. Güçlendirilmiş Parlamenter sistem diyenlerin asla dillendiremeyeceği yanıtlar."