Karantinada işini kaybeden kadınlar anlatıyor

DİSK-AR'ın raporuna göre Covid-19 döneminde geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 oldu. Karantina döneminde işini kaybeden kadınlar yaşadıklarını soL'a anlattı.

Haber Merkezi

DİSK-Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan “Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Görünümü Raporu”na göre, Covid-19’un yarattığı işsizlikten ve istihdam kaybından kadınlar daha fazla etkileniyor. Covid-19 döneminde geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 oldu. Karantina döneminde işini kaybetmiş kadınlarla konuştuk.

'Sözleşme görüşmesi diye çağırıp işten çıkardılar'

Özel bir okulda öğretmen olan Y. H., sözleşme görüşmesi yapılacak diye çalıştığı okula çağırılmış ve işten çıkarıldığını öğrenmiş.

Y. H. yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Bir buçuk senedir bu okulda çalışıyorum. Çalıştığım özel okulda 30 civarı öğretmen çalışıyordu. Karantina döneminde online eğitim yapıp dönemi tamamladıktan sonra görüşmeye çağırdılar beni. Son haftaya kadar ders verdik, hiçbir şey söylemediler, dersler bittikten sonra sözleşme görüşmesi yapacağız diye çağırdılar. 

Görüşmede bana küçülmeye gidileceğini, bunun için bir dahaki sene benimle anlaşmayacaklarını söylediler. Öğrenci kayıtlarının olmadığını gerekçe gösterdiler. Benim dışımda iki kişinin daha çıkarıldığını biliyorum. Bunun dışında kendi istekleriyle ayrıldıklarını söyleyip başka yerde iş bulanlar var. Bunların da küçülme olacağını öğrenip başka yer iş bulduklarını düşünüyoruz.

Beni sözleşme görüşmesi diye çağırdılar. Hazırlıksız gidelim diye böyle dediler, ben de hazırlıksız yakalandım. Böyle bir şey beklemiyordum, o an bana 'dilekçe yazmanız gerekiyor' dediler. Dilekçe diye bana yazdırdıkları şey istifa dilekçesi. O an maalesef yazdım. Diğer arkadaşım da aynı şekilde istifa dilekçesi imzaladı. Onunla da konuşuyorum. Yasal yollardan hakkımızı geri almaya çalışıyoruz. Şu an iş bakıyorum ama henüz bir görüşmeye çağrılmadım.

Sözleşmeyi yenileyeceklerini söyledikleri kişilere de Temmuz ve Ağustos aylarında maaş vermemek için yine istifa dilekçesi imzalatmışlar. Yaz maaşlarını vermemek için. 

Okulda, eski hocalar daha fazla korunuyor, yeni gelen genç hocalara baskı uygulanıyordu. Okul sahibinin oğlu zaten okulun başında. Öğretmenleri azarlama durumları oldu. Genç olanlara, yeni gelenlere oluyor daha çok. Ayrıca sirkülasyon da var. Ben geçen sene geldiğimde işten çıkarılan biri olmuştu. Onu da, ailesinde hasta olan biri olduğu için izin almasını bahane ederek çıkarmışlardı. Ona da tazminat vermediler diye hatırlıyorum.

Çalışma sürecinde giyimimize de karışıyorlardı. Kadınların özellikle etek giymesini istemiyorlardı. Etek giydiğimiz için uyarılarda bulunuldu. 'Daha dikkatli giyinin' dediler. Bir kere de boş dersten öğrencileri çıkarırken öğrenciler gürültü yapıyor diye erkek bir hoca tarafından öğrencilerin önünde azarlandım. Tartışma çıktı." 

'Kadınlar freelance işleri daha zor alıyor'

Hizmet sektöründe çalışan H. M., karantinanın başlamasından hemen sonra işten çıkarılmış. Dijital pazarlama ve sosyal medya sektöründe özellikle freelance işlerin kadınlara verilmediğini söylüyor:

"Bir web sitesinde çalışıyordum bir buçuk yıldır. Mart ayında çıkarıldım. Bana bir gerekçe sunmadılar. Karantina süreci nedeniyle mi diye sordum, hayır dediler. Ne performans ne karantina, hiçbir sebep gösterilmeden içi boş bir açıklamayla çıkarıldım. Aynı gün, yeni başlayan bir arkadaşı da çıkarmışlardı. Sonrasında başka çıkış oldu mu bilmiyorum.

Kıdem ve ihbar tazminatımı bir buçuk ay sonra ödediler. Yıllık iznimi kullandırmak istediler, ben kabul etmedim. Yıllık iznimin parasını itiraz etmem sayesinde verdiler. Kıdem ve ihbar tazminatımı da işe iade davası açmamam için geç ödediler. Açık bir şekilde bunu söylediler. 'Başımız ağrısın istemiyoruz' dediler.

Tekrar iş bakıyorum ama çok aktif olarak aramıyorum. Şu süreçte bulunabileceğini pek de düşünmediğim için bir süre işsizlik maaşıyla geçineyim diye karar verdim. Benim alanım dijital pazarlama ve sosyal medya. Şu ana kadar iş bulmakta bir sıkıntı çekmemiştim ama karantina başladığında bu alan gözden çıkarılan ilk alana dönüştü. Şimdi ise firmalar sosyal medya üzerinden satış yapmaya önem verdikleri için işe alımlar başladı diye duydum.

Sektörde kadınlarla erkeklerin sayısı benzer. Ama kadınlar daha ince elenip sık dokunarak işe alınıyorlar. Karantina sürecinde birkaç görüşme yaptım, hepsinde şunu soruyorlar: evli miyim, çocuğum var mı, nişanlı mıyım, sevgilim var mı, tek mi yaşıyorum? Bunlar işe alımlarda çok engel olan şeyler. Çocuk varsa, çocuğun yaşı önemli oluyor. Çocuğu küçük, çok hasta olur diye işe alınmayan kadınlar oldu. Bekarsanız ve ailenizle yaşıyorsanız daha tercih edilir oluyorsunuz.

Şu anda freelance olarak iş bakıyorum ve hem kendim hem de etrafımdaki kadınlar için şunu söyleyebilirim, erkekler ciddi olarak çok daha kolay freelance iş buluyor. Kadın freelance çalışınca, evdeki işlerini de yapıyor kendi işini de yapıyor.

İşverenler 'kadın evde temizliği, yemeği yapacak, çocuğa da bakacak' diye düşünüyor. Bu durum kadınların freelance iş almasını zorlaştırıyor diye düşünüyorum. Etrafımda çalışan kadın arkadaşlarım da aynı şekilde, erkeklere kıyasla beş kat fazla yoruluyorlar. Kadınlar 'evde ne kadar çok iş yapıyormuşuz' diyorlar."

'Mesaimiz eksik ödenince itiraz ettim, uyum sağlayamadığımı söylediler'

Bir gıda fabrikasında Nisan ayında işe giren E. B., Haziran ortasında işten çıkarılmış. Fazla mesai ücretinin ödenmesini istediği için sorun yaşamış.

E. B. yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Bir gıda fabrikasında paketleme bölümünde işe girmiştim. Haziran ortasında çıkışım yapıldı. Uyum sağlayamamışım ortama. Sosyal kültürel olarak uyum sağlayamadığımı söylediler. Tatmin edici bir açıklama yapılmadı. Bana orada herhangi bir performans değerlendirmesi yapılmadı, tutanak tutulmadı. Pazartesi işe gittim, güvenliğe not bırakılmış. İnsan Kaynakları’na gitmem için. Şeflerimin bile haber yoktu. O şekilde çıkarıldım. İçerideki param da henüz ödenmedi.

Bu işi bulmam kolay olmuştu. Benim çıkarıldığım süreçte de personel alımı devam ediyordu. Ben çıktıktan sonra yeni biri alınmış. Giriş çıkış çok oluyor. Paketleme bölümü kadınların yoğun olarak çalıştığı bir yer. Fabrika temizlik personeli almıyor. Paketleme bölümünde çalışan kadınlara temizlik yaptırılıyor. Her gün bir kadınının, yüzeysel olarak da değil, tam anlamıyla bir temizlik yapması isteniyor. Kimin yapacağının listesi yapılıyor. Çay ve kahve servisini de o kişi yapıyor.

İşe başlamadan bana, yoğunluk olmadığı sürece mesaiye kalınmıyor denildi. Ben işe başladığım ilk günden itibaren, cumartesi de dahil, sürekli mesaili bir şekilde çalıştım. Bize hafta içi bir gün izin olarak verilmişti bayramdan önce, işveren tarafından. O günün ücretinin bizden kesilmemesi gerekiyordu. Maaşım yattığında, cumartesi mesaimizin eksik olduğunu gördüm. Sorduğumda, bana o izin verdiğimiz günü kestik dediler. Ama cumartesi günü çalışma fazla mesai olduğu için, yine de fazla yatırmaları lazım. 'Madem kestiniz, cumartesi ek mesaimizi niye kestiniz?' dediğimde, orada sıkıntı oldu. Ben 'bu yasal değil' diye konuşunca, sorun oldu. Ben çıkarıldıktan sonra 'çok fazla şey biliyordu' demişler."