İşçilerin sadece yüzde 14,76'sı sendikalı: İstatistikler neyi gizliyor?

Sendikalaşma oranı resmi verilere göre kısmen arttı. Ancak sendika seçme hakkındaki kısıtlar ve toplu iş sözleşmesinin önündeki sendikal baraj, bu artışın niteliğini sorgulatıyor.

Emre Alım

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş kollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin güncel verileri yayınladı.

Ocak 2024 istatistiklerine göre, son 6 ayda işçi sayısı 18 bin düşerek 16 milyon 395 bine geriledi. Sendikalı işçi sayısı yüzde 0,46'lık artışla yüzde 14.76'ya çıkarak 2 milyon 495 bin oldu.

Kayıtlı işçilerin yüzde 84,78'inin sendikasız olduğu görülürken, sendikalaşmada aslan payının kamu kesiminde olması dikkat çekti.

Özel sektörde sendikalaşma oranı yüzde 7'de kaldı. Yani özel sektördeki 15 milyon kayıtlı işçinin sadece 1 milyon 68 bini sendikalı. Üstelik bu orana kayıt dışı işçiler dahil değil.

'İstatistikler AKP’nin sendikal alana müdahalesini gösteriyor'

Sendikalaşma oranındaki kısmi artışın yanıltıcı olduğunu belirten Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi Selahattin Kural, özel ve kamu sektörleri arasındaki uçuruma ve kayıt dışı işçilere işaret ediyor:

''Bugün yayınlanan istatistikler AKP’nin sendikal alana müdahalesini gösteriyor. Rakamlara bakınca işçilerin sendikalara katılım oranının arttığını görüyorsunuz ama gerçek öyle değil.

Sendikalaşma oranında büyük payı kamu sektöründe çalışan işçiler oluşturuyor. Kamu sektöründe çalışan işçilerin yüzde 79,85’i (1 milyon 154 bin 425 işçi) sendika üyesiyken, özel sektörde çalışan işçilerin ise yüzde 7,12'si (1 milyon 68 bin 753) sendika üyesi. Öte taraftan kayıt dışı çalışan işçi sayısı bu istatistikler de yer almıyor. Dolayısıyla ortada büyük bir yanıltma var.''

Kamu sektöründe çalışan işçilerin %79,85’i, özel sektörde çalışan işçilerin %7,12'si sendika üyesi. (Kaynak: ÇSGB)

Kanuna göre üye sayısı işkolundaki toplam işçi sayısının yüzde 1'ini geçemeyen sendikalar Toplu İş Sözleşmesi yetkisine sahip olamıyor. Bu nedenle birçok sendika örgütlendiği işyerinde çoğunluğu elde etmesine rağmen patronlarla pazarlık masasına resmen oturamıyor.

Son verilere göre, özel sektörde 227 kayıtlı sendikanın sadece 59'u ''yüzde 1 barajını'' geçebiliyor. 

En çok sendika üye sayısına sahip olan konfederasyon, toplam üye sayısının yüzde 54,2'sine sahip olan iktidara yakın Türk-İş oldu. Onu iktidara yakın bir diğer konfederasyon Hak-İş takip etti.

Üye Sayılarına Göre Konfederasyonlar (Kaynak: ÇSGB)

'İşkolu barajı örgütlenmenin önündeki en büyük engel'

İşkolu barajının işçilerin örgütlenmesinin önündeki önemli bir engel olduğunu kaydeden Selahattin Kural, bu şart nedeniyle işçilerin sadece patronlar ve iktidarın onay verdiği sarı sendikalara yönlendirildiğini söylüyor:

''Her şeyden önce 80 darbesinin getirdiği işkolu barajı işçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki en büyük engel olarak duruyor. Baraj işçilerin örgütlenme hakkına bir saldırıdır. İşçiler özgürce sendikalarını seçemiyorlar. Haliyle patronlar da bundan çok memnun. Çünkü işçilerin örgütlenmesinden korkuyorlar. Öte taraftan her sendikalı işçi de sendikalı olmanın özelliklerinden faydalanamıyor. Dolayısıyla bu tabloya bakıp sendikalaşma oranı arttı denilemez. Bunu sadece hükümet ve patronlar söyleyebilir. 

Sendikalaşma oranı ile Toplu İş Sözleşmesi kapsamı arasında büyük bir fark var. Sendikalı olmanın önemli yanı işçilerin TİS yapabiliyor olmasıdır. Her sendikalı işçi baraj engellinden kaynaklı TİS yapamıyor. Sadece işkolu barajını geçen sendikalarla yapılıyor. Haliyle bu durum sendikalı olmanın özelliğini ortadan kaldırıyor. Bunun bir başka sonucu ise işçilerin sendika seçme özgürlüğü de ortadan kalkıyor. İşçiler sarı sendikalara mahkum ediliyor.''

İmzalanan Toplu İş Sözleşmelerinin yaklaşık yüzde 58'i kamu sektöründe. (Kaynak: ÇSGB)

'Örgütlenme hakkı engelleniyor'

Çalışan işçi sayısı ve sendikalaşma oranlarındaki dalgalanmalara dikkat çeken Kural, sürekliliğin sağlanamadığı çalışma hayatının da işçilerin örgütlenmesi önünde bir engel oluşturduğunu vurguluyor:

''Tüm bu rakamlar ve istatistiklerden öte siyasi iktidarın ve patronların işçilerin örgütlü olmasına karşı olduğunu biliyoruz. Her fırsatta buna karşı adımlar atılıyor. Sendikalı olan işçiler işten atılıyor, işyerlerinde işçilerin örgütlü olmasını istemiyorlar. Grev ertelemeleriyle işçilerin en temel hakkı olan grev yapma hakları yasaklanıyor. İşçilerin sendika seçme hakkı, örgütlenme hakkı engelleniyor.''