Enes Kara için kim ne dedi, kim tek kelime etmedi?

Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın bir cemaat yurdunda intihara sürüklenmesi sonrası yapılan açıklamalar ve bazı isimlerin sessizliği dikkat çekiyor.

Haber Merkezi

Enes Kara'nın bir cemaat yurdunda intihara sürüklenmesi sonrası tarikat ve cemaatlerin öğrenciler üzerinde kurduğu baskı bir kez daha tartışma konusu oldu.

Enes'in ölümü sonrası bir yandan yüksek sesle "Tarikat ve cemaatler kapatılsın" çağrısı gelirken, bir cepheden "siyasi malzeme yapmayalım", "etik değil" açıklamaları geldi, bir diğer cepheden ise hem Enes hedef alındı hem de diğer yandan sessizliğe bürünüldü.

İşte Enes'in ölümü sonrası ortaya çıkan tablonun özeti:

Cumhur İttifakı hem sessizliğe büründü hem de Enes'i hedef aldı

  • Olay sonrası Cumhur İttifakı cephesinin lideri Erdoğan'dan henüz tek bir açıklama gelmedi. Erdoğan konuya ilişkin tek bir kelime bile kullanmadı.
  • MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Enes Kara'ya ilişkin hiçbir açıklama yapmadı, konuyu gündeme dahi getirmedi.
  • AKP Sözcüsü Ömer Çelik, konuya ilişkin açıklamasında cemaat ve tarikatları üstü kapalı bir şekilde savundu, "Gencecik bir insanın ölümü üzerinden kindar bir dille kavga, ideolojik hesaplaşma ve ayrışma üretenlerin yaptığı şey asla kabul edilemez ve ahlaki değildir" dedi.
  • Cumhur İttifakı'nın bir diğer üyesi olan BBP'nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Namık Akdoğan, "Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız? Bir ayyaş öldü diye meyhaneleri mi kapatacağız. O zaman ÇYDD, Lions Kulübü gibi yerlerde kapatılsın" ifadesini kullandı

Millet İttifakı cemaat ve tarikatları işaret edemedi, sessizliğe gerekçe 'etik' oldu

  • Millet İttifakı'nın ana aktörü CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enes Kara'nın ölümünün adından bir tam gün boyunca tek kelime etmedi. Gelen tepkilerin ardından ilk açıklamasında ise konuyla ilgili konuşmamasının gerekçesi olarak "Bana kızanları anlıyorum ama etik sebeplerden dolayı paylaşım yapmayacağım" dedi.
  • Olayın ardından başlangıçta sessiz kalan isimlerden biri de Meral Akşener oldu. Akşener dünkü meclis toplantısında konuya değinirken, "Enes'i umutsuzluğa kurban verdik. Artık yeter, bu ölümlerin durması gerekli. Senin de çocukların, senin de torunların var. Bu ölümlere senin de üzüldüğünü biliyorum. Her hafta çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız ölüyor. Ölümlerin ardından tweet atmak yetmiyor" diye konuştu.
  • Millet İttifakı'nın fiili üyelerinden olan Deva Partisi'nin Genel Başkanı Ali Babacan, Enes'in ardından cemaat ve tarikatları savundu, "Gencecik Enes'in ardından şunlar bunlar kapatılsın diyorlar. Bu ülkede kapatmak dışında başka bir çözüm önerisi yok mu? Devletin görevi gençlere kaliteli ve hesaplı yurt imkanı sunmaktır" dedi.
  • Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da susanlar arasındaydı. Davutoğlu konuya ilişkin şu ana kadar tek açıklama yapmayanlar arasında.

Başka bir ses de yükseliyor...

  • AKP'nin büyük desteğiyle ayakta olan cemaat ve tarikat yurtlarının çocuklar için darp, istismar ve baskı alanları haline geldiğini söyleyen, bu gerici kurumların kapatılmasını isteyenler de var. EMEP, konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Tarikat ve cemaat yurtları kapatılmalı, tüm öğrencilere ücretsiz devlet yurtları açılmalıdır. Tıp öğrencilerine ve sağlık emekçileri güvenli eğitim ve çalışma koşulları sağlanmalıdır. Sağlık üzerindeki kapitalist sömürüye karşı mücadeleyi hep birlikte yükseltmeliyiz.  Enes'lerin hesabını sormak ancak böylesi bir mücadele ile mümkündür" ifadesini kullandı.
  • SOL Parti ise konuya ilişkin açıklamasında "AKP gericiliği gençlerimizin hayatını çalmaya  devam ediyor. Kendileri Saray’da yaşayıp çocukları jetlerde gezerken halk çocuklarını istismara, intihara, geleceksizliğe sürüklediler. YETER!  Bu karanlık odaklar; tarikat-cemaat yurtları kapatılmalıdır. Tarikat-cemaat ve yandaş Vakıflara kamudan aktarılan her kuruş geri alınmalı; bu kaynaklar gençlerin barınma ve istihdam sorunlarının çözümü için kullanılmalıdır" dedi.
  • Enes'in ardından Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan ise, "Enes’in intiharı, buzdağının sadece görünen kısmı. Şimdi tıpkı 'erkekler de öldürülüyor' dedikleri gibi, 'intihar her yerde var' diyecekler. Tam demagoji. Tarikatlar din zırhıyla korunup hiçbir denetime tâbi olmayan oluşumlar. Yasal zeminleri yok ama her tür desteği alıyorlar" açıklamasında bulundu.
  • Türkiye Komünist Gençliği'nin açıklamasında ise "Cemaat yurtları, dinci gericiliğin gençlerin hayatını karartmak için kazdığı bir çukurdur. Enes intihar etmemiştir, Enes bu karanlık çukura düzenin tamamının elleriyle itilmiştir. Öfkeyle izlediğimiz son videosunda ise failleri anlatıyor: Gericilik, geleceksizlik, ümitsizlik... Ülkemizde bu şartlarda yaşayan milyonlarca genç var. Ve tersinden, bu şartlar sayesinde zenginleşen, gericiliğin sırtını sıvazlayan yalnızca bir avuç sömürücü. İşsizlikle, dincilikle hayatlarımızı tehdit edenler onlar. Öyleyse biz de karşılarına örgütlü olarak dikileceğiz!” ifadesine yer verdi.

Konuşanlar, destek çıkanlar..

Siyasi partilerden gelen bu açıklamalar dışında bir de konuya ilişkin tepkisini yüksek sesle çıkaran sanatçılar, aydınlar vardı. Bu isimler arasında öne çıkanlardan, tarikat ve cemaat sömürüsüne işaret edenlerden biri sanatçı Tarkan oldu: "Çocuklarınızın ışığını söndürmek yerine bırakın o ışıkla aydınlatsınlar yüreklerimizi. Unutmayınız ki asli görevimiz çocuklarımızı korumak, kollamaktır. Bağnaz ve yobaz zihniyetlerin sömürülerine hizmet ettirmek değildir."

Tarkan gibi net çıkış yapanların yanı sıra bir de tartışmaya cemaat ve tarikatların kapatılması başlığında tuhaf çıkışlar yapanlar eklendi. Bu isimler arasında öne çıkanlardan biri gazeteci Fatih Portakal oldu: "Tarikatlar ya da cemaatler kapansın veya yasaklansın demek ülke gerçekliğiyle uyuşmayan bir sey. Yeraltına mı indireceksiniz? Daha büyük tehlike!Bu iktidar değil, sonrasında gelecek olan da yapamaz.Sadece boş bir sözden ibaret. Önemli olan kurumlar olarak denetimlerini yapabilmek."