‘Elimizde aşı yok’ deyip durmak yerine yapılacak şeyler var

Kısıtlamalar sona erdiğinde vakalar yeniden yükselmek üzere düşmüş olacak. Oysa bu sırada aşılamayı hızlandırmak gibi yapılacaklar geleceği de kazandırabilirdi.

soL - Sağlık

Tam kapanma açıklandığında ne kadar süreceği ve nerelerin kapalı olacağı konusunda oldukça kesin sözler söylenmişti. İlk günden bu yana kimlerin çalışabileceği ve marketlerden nelerin satın alınabileceği tartışmaları ise sürüyor.

Bir biçimde sona erecek bu kapanma sürecinin ardından yaşanacaklara dair umutlu olabilmek de pek mümkün değil. Sağlık Bakanlığı’nın bugün yaptığı açıklamada vaka sayılarının önemli oranda düştüğünü, bunun henüz olmasa da bir süre sonra hastane yatışlarına yansıyacağını öğrendik. Vaka sayılarını etkileyecek durumların sonuçlarının ortaya çıkmasının bir iki hafta sürdüğü artık herkesçe ezberlenmiş durumda. Bu nedenle kısıtlamaların bir süre sonra vaka sayılarını düşüreceğini öngörmek zor değildi.

Kapanma sona erdiğinde ne olacak?

Kapanmanın anlamlı olabilmesi için aşılamanın hızlanması gerekiyordu. Salgını kontrol altına almak için nüfusun en az yüzde altmışının aşılanması gerekiyor. Bu da Türkiye için yaklaşık 110 milyon doz aşı anlamına geliyor. Kapanmanın başladığı 29 Nisan’da 22.57 milyon doz aşı yapılmışken 5 Mayıs itibari ile bu sayı 23.73 milyon doza ancak yükselmiş. Altı günde 1.2 milyon doz. Kapanmanın sonuna kadar bu hızla ulaşılabilecek sayı 25 milyon civarı olacak. Toplumsal bağışıklık açısından hedeflenenin oldukça gerisinde. Kısacası bu hızla anlamlı bir yükseliş dahi sağlanmış olmayacak.

Toplumsal bağışıklık sağlanmadığı sürece kısıtlamalar ortadan kalkıp hareketlilik arttığında vakaların yükselişe geçeceği tahminini yürütmek de zor değil. Yaz ayları olması, mevsim özellikleri, insanların daha çok açık havada olması nedeniyle diğer mevsimlerdeki kadar olmasa da bir yükseliş olacağı açık.

Aşı yoksa yapacak bir şey yok (mu)?

Şu an salgınla mücadelede en etkili silah aşı olduğu için aşıya odaklanılması anlaşılır bir şey. Ancak aşılama dışında da yapılması gereken hayati uygulamalar var. Sağlık alt yapısını güçlendirmek bunlardan birisi. En kötü senaryo göz önüne alınarak yeniden bir yükselme ihtimaline yönelik tedbirler alınabilir mesela. Hastane yoğun bakım kapasiteleri, ventilatör cihaz sayıları arttırılabilir. Buna yönelik bir girişim olmadığını biliyoruz. 

Yine bu süreçte hastalıktan en çok etkilenen sağlık emekçileri fizik ve moral açıdan iyileştirilebilir. Dinlendirilebilirler örneğin, yabancı turistlerin doluşturulduğu otellerde dönüşümlü bir biçimde ağırlanarak iyi hissettirilebilir. Bu arada hastanelere yeni sağlık emekçileri alımı yapılarak personel sayısı arttırılabilir, deneyimsiz personel bu süreçte eğitilebilir. Özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmak üzere meclis gündemine taşınabilir. Söz konusu başlıklarda adım atmak bir yana, bunlar yöneticilerin aklına bile gelmedi. Sağlık emekçileri covid servislerinde çalıştıklarında kendilerine başlarda vaat edilen ödemeleri dahi alamıyorlar.

Toplum sağlığına yönelik iyileştirmeler yapılabilir

Tam kapanma adıyla anılan kısıtlamalarda milyonlarca emekçi uygunsuz ortamlarda çalışmak zorunda kalırken çok daha fazlası işsizlik ve açlıkla baş etmek zorunda kaldı. Ödeneceği açıklanan yardım ücretleri sembolik olarak adlandırılamayacak kadar komik düzeyde.

Oysa ki çalışmak zorunda kalanların hastalığa yakalanma riskini düşürmek için daha kısa sürelerde dönüşümlü olarak çalıştırılmaları gerekiyor. Sağlıklı beslenmeleri gerekiyor. İş yerinde hastalığı kapma risklerini ortadan kaldıracak fiziksel düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Ve elbette işe ulaşım koşulları da şimdiki gibi lebalep olmamalı. 

Yine bu süreçte işsiz kalanlar tam ücret almalı, fiziksel iyilik hallerini sağlayacak beslenme ve barınma koşulları tespit edilerek iyileştirilmeli.

Yine özellikle Covid hastalığına yakalandığında hastalığı ağır geçireceği bilinen risk grubundaki kişilerin sağlık durumları yeniden değerlendirilmeli. Hastalıklarının durumu bu dönemde yakından izlenerek, rehabilitasyonları için gerekli müdahaleler hızlıca yapılmalı. Tedavilerinde aksaklıklara neden olan toplumsal veya kişisel sorunlar bu dönemde çözülmelidir.

Virüsün ülkemizde görülen varyantlarına yönelik bilimsel izlem derinleştirilmelidir

Virüsün ortaya çıktığı günden bu yana çeşitli değişiklikler geçirdiği bunun salgının ilerleyişinde farklı düzeylerde gerek nicelik gerekse de niteliksel anlamda bir takım farklılıklara yol açtığı bilinmektedir. Bildiklerimiz farklı ülkelerde tespit edilenlerin coğrafyamızdaki varlığıyla sınırlıdır. Salgında azalan hasta sayısı bu dönemde daha derin araştırmalar yapabilme fırsatına çevrilmelidir. Toplanan örneklerde eski veya yeni mutasyonlar araştırmalı sonuçları şeffaf bir biçimde bilim dünyası ile paylaşılmalıdır. 

Sonuç olarak dünyada zaten aşı yok deyip bir köşeye çekilmek akla veya vicdana sığacak bir şey değildir. Aşıların temini ve uygulamanın hızlandırılması en önemli çalışma başlığı olmakla birlikte, salgını kontrol altına almak, etkisini hafifletmek, kayıplarını azaltmak için yapılacak onlarca şey bulunmaktadır. 

Piyasacı ve dinci işleyişi tam kapanma bahanesiyle halka genelgeler kararnameler marifetiyle dayatmanın salgınla mücadelede toplum sağlığına bir faydası yoktur.  Halkın katlandığı zorlukların salgınla mücadelede gerçek ve kalıcı sonuçlarının olabilmesi için sunulan çerçevede bilimsel ve toplumcu önlemler alınması zorunludur.