Hamas’ın 7 Ekim'de başlattığı El Aksa Tufanı operasyonu ve ardından İsrail'in Gazze'yi işgali sürecinde İsrail, Filistinli işçilerin ülkeye girişini yasaklamıştı. Bunun sonucu olarak 100 bin civarında işçi açığı oluşmuştu. Açığın büyük kısmı inşaat sektöründe.
İsrail hükümetiyle yakın temasta çalışan İsrail İnşaatçılar Birliği'nin lobi çalışmaları sonucunda yabancı ülkelerden işçi alımını artırmaya ve “İsrail’in Filistinli işçilere bağımlılığını azaltmaya” yönelik plan ortaya çıkmış ve yürürlüğe girmişti.
İsrail'in planında bir “işçi deposu” olarak öne çıkan ülkelerden biri de Hindistan.
Dünyanın en büyük "işgücü ihracatçılarından" biri olan Hindistan, İsrail'le geçen yıl Mayıs ayında Hindistanlı işçilerin İsrail'de çalışmalarına yönelik anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşmanın senenin sonuna doğru hızlandırılmasına karar verildiğinden beri Hindistan hükümeti tarafından işçilere İsrail'de "yüksek maaşlı iş imkanı" sunulduğu söyleniyor. Hindistan'ın çeşitli yerlerinde İsrail için iş başvuru merkezleri kuruluyor.
İşsizlik nedeniyle başvurular yoğun, sendikalar tepkili
İsrail ve Hindistan hükümetlerinin çağrısı ülke içinde büyük bir işçi toplamının dikkatini çekti. İşçiler kilometrelerce uzaktan “işçi alım sınavlarının” yapıldığı merkezlere geliyor, kış soğuğunda çadırlarda kalıyorlar. İşe alınma şanslarını artırmak için kariyer şirketlerine 3 bin dolara kadar yükselebilen meblağlar ödüyorlar.
Sendikalarsa bu duruma tepkili. Tüm Hindistan Sendikalar Merkez Konseyi Ulusal Sekreteri D’rozario’ya göre Hindistanlı işçilere ihraç edilebilir ürün muamelesi yapılması kökten problemli ve bir ülkenin kendi vatandaşlarını bir savaş bölgesine bu şekilde göndermesi bu insanlıktan çıkarıcı yaklaşımı daha da derinleştiriyor.
Bu konunun tarihsel bir yanı da olduğuna dikkat çeken D’rozario, Hindistan’ın kendisinin de yerleşimci sömürgecilikle bir tarihi varken şimdi farklı sömürgecilere hizmet etmenin kabul edilemez olduğuna dikkat çekiyor.
El Cezire'ye konuşan bağımsız gazeteci Erbab Ali’ye göre bütün bunlara rağmen Hindistan’daki işçilerin bu iş imkanını elde etmek için bu kadar çabalaması, Hindistan’daki işsizlik ve İsrail’deki potansiyel maaşların yüksekliğiyle alakalı. Ali’nin belirttiğine göre İsrail’de teklif edilen ücretler Hindistan’dakinin 7-8, başka ülkelerdekilerin 3-4 katı kadar.
Hindistan milliyetçilerinin İsrail sempatisi
Hindistan hükümetinin İsrail'le yaptığı anlaşma yalnızca istihdam olanağı yaratmakla ilgili değil.
Son durum, hem iç siyaset hem jeopolitik çıkarlar açısından anlamları olan daha geniş bir ittifakın sonucu. Gazeteci ve yazar Azad Essa’nın anlattığına göre, Hindistan tarihsel olarak Filistin’den yana bir ülke olmasına rağmen son yıllarda özellikle milliyetçiler arasında büyük bir İsrail sempatisinin oluştu.
Bunun sebebi olarak Azad, iktidardaki sağ görüşlü Hindistan Halk Partisi’nin (BJP) Hindistan modernleşmesinin İsrail'le yakınlıktan geçtiğine dair oluşturduğu anlatıya işaret ediyor. Azad’a göre bu anlatı İsrail’in ve Hindistanlıların ortak bir düşmanı olduğu ve o düşmanın müslümanlar, cihatçılar olduğu yönünde. Yine Azad’a göre BJP’li siyasetçiler bu anlatıyı güçlendirmek için yalan söylemekten de çekinmiyorlar. Bu açıdan bahsi geçen işe alım merkezlerinin özellikle BJP yönetimindeki şehirlerde açılması dikkat çekici.
Modi, 2017’de İsrail’i ziyaret eden ilk Hindistan Başbakanı olmuştu. O günden itibaren Hindistan ve İsrail arasındaki askeri ve ekonomik ilişkiler gelişmeye devam etti. Bugün Hindistan İsrail yapımı silahların en büyük alıcısı konumunda.