İzmir’de "FETÖ Borsası" olarak adlandırılan yapının silahlı kanadını yönettiği söylenen, çok sayıda kişiden tehditle para aldıkları ve bazılarına silahlı saldırıda bulundukları gerekçesiyle hakkında dava açılan ve uluslararası yakalama kararı bulunan Serkan Kurtuluş, Türkiye’nin isteği ile yakalanarak tutuklandığı Arjantin Cezaevi’nde önemli bir iddiada bulundu.
"FETÖ"nün medya yapılanması davasında yargılanan ve sosyal medyada "Fuat Avni" isimli hesabın yöneticisi olduğu iddia edilen Said Sefa kendisine ait Meidadiem youtube kanalında canlı yayında Serkan Kurtulmuş olduğu iddia edilen kişi ile görüştü. Sefa’ya ait Media Diem adlı Youtube kanalında yayınlanan videoda Kurtuluş, İzmir’de kurulan "FETÖ Borsası" iddiaları ile ilgili soruları yanıtladı. "FETÖ Borsası" davasında tutuklandıktan sonra çıkarıldığı ev hapsinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’a adliye ve emniyet üzerinden isim listeleri geldiğini ve iş dünyası hakkında kararlar alındığını iddia eden Kurtuluş, çok yüklü miktarlarda paraların alındığını ve bu kişilerin cezaevine girmeden tahliye edildiğini söyledi.
"Sorun çıkaranları korkutmak için kendisinin devreye girdiği, maddi menfaat sağladığı ve karıştığı bazı suçların üzerinin örtüldüğü" iddiasında da bulunan Kurtuluş, "Alınan paralar bize geliyordu. Ahmet Kurtuluş ile birlikte dağıtıyorduk. Bir kısmını İzmir’de dağıtıyor, bir kısmını da Ankara’ya gönderiyorduk. Şemalar vardı. Ona göre para dağıtılıyordu" diye konuştu.
'Hotar sorun olduğu zaman Ankara’yı arayıp çözüyordu'
Organizasyonun başında AKP'nin kurucuları arasında yer alan, eski Genel Başkan Yardımcısı ve şimdinin Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar'ın olduğunu iddia eden Kurtuluş, "İzmir’den çözülemeyen sorunları Nükhet Hotar Ankara’ya bildiriyordu. Kendisinin Binali Yıldırım ile ilişkileri çok iyiydi. Sorun olduğu zaman Ankara’yı arayıp çözüyordu" dedi.
Kurtuluş, A3 Haber internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Süleyman Gençel’e Hotar’ın isteği ile saldırı düzenlediklerini de iddia etti. Kurtuluş şunları söyledi:
"Süleyman Gençel, Hotar hakkında yazılar yazıyordu. Saldırının ötesinde, gazeteciyi vurdurmak istiyorlardı ama çok sansasyonel olacağını düşündükleri için Gençel’i ofisinde darp ettiler. Hotar’ın Gençel’e karşı kini hiç bitmedi. Her görüştüğümüzde ‘Süleyman Gençel’den bunun hesabını çok ağır şekilde soracağım’ diye söylüyordu."
Hotar: Bu kişinin cezalandırılmasını istiyorum
Gazeteci Süleyman Gençel ise Kurtuluş’un bu iddialarının ardından, “Bakalım hukuk yetisi olan kaç savcı var ortalarda” diyerek savcıları göreve çağırdı.
Öte yandan geçtiğimiz aylarda, Serkan Kurtuluş’un faaliyetlerine yönelik yapılan çalışmalar kapsamında yeni bir iddianame tamamlanmıştı. Hotar, Kurtuluş’un kendisine gönderdiği sesli mesajlar nedeniyle şikayetçi olurken İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla kendisi ve ailesine yakın koruma tahsis edilmişti. Hotar, "Telefonuma bırakılan iki ses kaydıyla para talep ederek, tehdit etmek suretiyle şantaj ve iftiraya maruz kaldım" demişti. Hotar, telefonunun kolluk birimleri tarafından inceleme yapılmasına izin verirken, "Ses kaydı bırakan şahsın yer verdiği mesajlarda benim kendisinin işlemiş olduğu suçların ‘azmettiricisiymişim’ gibi yalan ifadesi ve sonrasında para istemesi olayı, rektörlük görevimde dikkate alındığında ziyadesiyle rahatsızlık vermiştir. Bu kişinin cezalandırılmasını istiyorum" demişti.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Osman Tufan Kayıran tarafından hazırlanan ve Serkan Kurtuluş ile ekibinin faaliyetlerini kapsayan 322 sayfalık iddianame kabul edilmişti.