Ayşe Karaman davasında neler yaşandı? Bir hukuk garabeti daha...

Ayşe Karaman'ın ölümüne ilişkin davada yargılanan Özgür Tarhan, mahkemenin önceki günkü kararıyla tahliye edildi. Tepki çeken tahliye kararına ilişkin soL'a konuşan Karaman ailesinin avukatı Tevfik Tolga Beyendi, davanın seyrini etkileyecek incelemenin yapılmadığını, mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

Ali Ufuk Arikan

Ayşe Karaman (25) anestezi teknikeri olarak görev yaptığı hastanede birlikte çalıştığı anestezi uzmanı 46 yaşındaki Dr. Özgür Tarhan’ın evinde 29 Temmuz 2019’da ölü bulunmuştu.

Olay yerinde bulunan ilaçlar ve bir tanık ifadesinin ardından Özgür Tarhan cinayet şüphesiyle tutuklanırken, müebbet hapis cezası talep edilen dava kapsamında önceki gün verilen bir kararla tahliye edildi.

‘Hukuken bir garabet’

Tepki çeken tahliye kararının ardından davadaki süreci Karaman ailesinin avukatı Av. Tevfik Tolga Beyendi ile konuştuk.

“Cinayet şüphesiyle yargılanan sanığın; suç vasfı ve delil durumu itibariyle bu noktadaki dosyada tutuksuz yargılanması, tutuksuz yargılanması bir yana adli kontrol altına dahi alınmaksızın salıverilmesi hukuken bir garabettir” diyen Beyendi, “Koronavirüs salgını nedeniyle Sivil Toplum Kuruluşları ve kadın örgütleri tarafından davanın takip edilemediği, adliyeye vatandaşların alınmadığı, duruşmaların seyircisiz yapıldığı ortamda verilen bu tahliye kararı; bizde adeta bu durumun fırsat bilinerek sanığın tahliye edildiği algısını oluşturmuştur” ifadesini kullandı.

‘Sanığın hak ettiği cezayı alması için mücadelemize devam edeceğiz’

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararının vicdanları yaralayıcı nitelikte olduğunu belirten Beyendi, “Biz tahliye kararına ilişkin itirazımızı tamamlayarak en hızlı şekilde ilgili merciye sunmak üzere hazırlık içindeyiz. Verilen bu hatalı kararın kamu vicdanına cevap verecek şekilde düzeltilmesi ve neticeten sanığın hak ettiği cezayı alması için mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.

'Maksatlı olarak diğer ilaç üzerinde duruldu'

Ölüme neden olduğu tespit edilen ancak tüm taleplerine karşın hiçbir araştırma yapılmayan ilaca ilişkin sorumuzu yanıtlayan Beyendi, "Olay yerinde fentanyl isimli ilaca ait herhangi bir bulgu yok ama ölüme sebep olan ilaç fentanyl. Dolayısıyla yargılamanın başından itibaren maksatlı olarak dikkatler hep propofol üzerine yoğunlaştırılmış. Bugüne kadar yapılan haberlere bakarsanız durum böyle, hep propofolden bahsediliyor" dedi.

'Davanın çözüleceği nokta burası'

Mahkemenin araştırmasını bu doğrultuda yaptığına işaret eden Beyendi, "Biz davayı devraldıktan sonra propofol yönünden yapılan incelemenin fentanyl için de yapılmasını aynı soruların fentanyl için adli tıpa sorulmasını yazılı olarak istedik ama mahkeme buna ilişkin bir ara karar vermedi. Bunun üzerine dünkü duruşmada sadece bu konuda ısrarcı olduk çünkü bence davanın çözüleceği nokta burası. Tahliye kararı bir yana tahliye etmekle birlikte adli tıpa sorabilirdi talep ettiğimiz soruları ama bu talebimizi de reddetti. Şimdi haricen bir uzman mütalaası alıp dosyaya sunmaktan başka çaremiz kalmadı. Onun araştırması içindeyiz" diye konuştu.

Ne olmuştu?

Ayşe Karaman, 29 Temmuz 2019 tarihinde, Özgür Tarhan’ın Ankara Dikmen’deki evinde, damar yolu açık vaziyette ölü olarak bulundu.

Karaman’ın yaşamını yitirdiği evde çok sayıda boş ve dolu ilaç ampulleri ve enjektöre çekili halde ilaç bulundu.

Tarhan ifadesinde, Ayşe’nin başı ağırdığı için kendisine damar yolunu açarak “Arvales” ve “Zofer" isimli ilaçları verdiğini öne sürdü, sonra gece bir ameliyat için hastaneye gittiğini dile getirdi.

Geldiğinde evin üst kapısının kilitli olduğu ve Ayşe de uyuduğu için eve giremediğini iddia eden Tarhan, daha sonra başka bir ameliyat için yeniden hastaneye gittiğini, geri geldiğinde telefonlara da yanıt alamayınca çilingirle kapıyı açtırıp eve öyle girdiğini söyledi.

Ayşe'nin arkadaşının ifadesi sonrasında tutuklandı

Eve girdiğinde Ayşe'yi ölü bulduğunu söyleyen Tarhan, kendisinin suçsuz olduğunu ileri sürdü.

Olayın ardından evde bulunan ilaçlar ve Ayşe’nin bir arkadaşının verdiği “Dr. Özgür Tarhan’ın Ayşe’ye saplantısının bulunduğu, daha önce de Ayşe’ye ilaç verdiği, hatta uyutarak taciz ettiğini” ifadesi sonrası Tarhan tutuklandı.

İfadesinde evin kapısının üst kilidinin de kitli olduğu için kapıyı açamadığını, daha sonra ameliyat için çıktığını ve sonrasında yeniden gelip çilingirle kapıyı açtırdığını söyleyen Tarhan’ın bu sözlerine rağmen, tanık sıfatıyla ifade veren Ayşe'nin arkadaşı, daha önce o evden Ayşe’yi almaya gittiğini, kapının üstünü de kitlediğini gördüğünü, dolayısıyla üst anahtarın Özgür Tarhan’da bulunmadığı iddiasının doğru olmadığını söyledi.

Otopside tespit edilen ve ölüme neden olan ilaç olay yerinde bulunamadı

Ayşe’ye yapılan otopside kanında iki ayrı anestezi ilacına rastlanırken, bunlardan biri olay yerinde bulundu, diğerine ise olay yerinde rastlanmadı.

Yapılan otopside olay yerinde bulunan ilacın suistimal düzeyinde olduğu ancak ölümcül olmadığı tespit edilirken, diğer ilacın ise ölümcül düzeyde olduğu belirlendi.

Olay yerinde ne enjektörü ne de ampulü bulunmayan ilaca ilişkin konuşan Tarhan, söz konusu ilacı bir ameliyatta kullandığını, bir dahaki ameliyatta kullanmak üzere çantasında tuttuğunu söyledi.

Eczanelerde satılmayan, depodan kullanıldığı hastaneye kadar takip edilen ilaçları enjektörde çekili halde çantasında tuttuğunu söyleyen Tarhan’ın şüphe çeken açıklamaları bununla da sınırlı değil.

Tarhan’a göre çantasından Ayşe tarafından çalınan bu ilaçlar kendisi evde yokken enjekte edilmişti.

Ölüme neden olan ilaca ilişkin araştırma yapılmadı

Tarhan ölüme neden olan ilaca ilişkin "delil" olmamasının nedenini önce o ilacın, sonra diğerin ilacın enjekte edilmesine bağladı. Ancak ölüme neden olan ilacın 30 saniyede hastayı anestezi haline soktuğu ve bunun mümkün olmadığı belirtiliyor.

Üstelik sürece ilişkin bir diğer dikkat çeken gelişme, ölüme neden olmayan ilacın etkilerinin mahkeme kararıyla araştırılmasına rağmen, ölüme neden olan ilaca ilişkin benzer bir araştırma yapılaması oldu.

Ayşe’nin avukatları bu nedenle asıl diğer ilaç için araştırma yapılmasını istediler ancak bu konudaki talepler yerine getirilmedi ve önceki günkü mahkemede sanığın tahliyesine karar verildi.