HDP'den 'milli gelir' tepkisi: Kurnazlık ve yalanın...

HDP'li Sezai Temelli, AKP'nin "milli geliri" 11 bin 014 dolara yükselmiş olarak göstermesine tepki gösterdi.

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, TÜİK’in hesaplama yöntemini değiştirerek ekonomideki küçülmeye rağmen milli geliri 11bin 014 dolara yükselmiş olarak göstermesine tepki gösterdi.

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) makroekonomik göstergeler üzerinde yaptığı ayarlamalarla ekonomideki gelişmeleri olduğundan farklı gösterme çabası Türkiye’yi uluslararası ekonomi kamuoyunda gülünç duruma düşürüyor. AKP bu hileye sıklıkla başvuruyor ve iktidarın kısa süreli çıkarları uğruna kurumun itibarını yitirmesine de neden oluyor. Kurumların kalıcı, hükümetlerin geçici olduğunu idrak edemeyen bürokrasi toplumu yanıltarak suç işliyor" diyen Temelli "Büyüme rakamlarının olduğundan farklı gösterilmesine rağmen, son çeyrekteki negatif büyüme rakamları gizlenemez bir gerçek olarak ortada duruyor. TÜİK, geçmişe yönelik büyüme rakamlarını değiştirmenin ötesinde, tasarruf oranlarını da hayali bir noktaya çıkararak Türkiye’nin en büyük sorunu olan tasarruf açığını çözmüş olduğunu sanıyor" ifadelerini kullandı.

Temelli "Açıklanan rakamlara karşı duyulan güvensizlik sadece konunun uzmanları tarafından değil, günlük hayatın içinde de hissediliyor. TÜİK’in enflasyon rakamları sokaktaki fiyat artışlarına, hayat pahalılığına yaklaşmıyor; işsizlik rakamları yaşanan işsizliği açıklayamıyor; yoksulluk verileri ise diğer hiçbir yoksulluk çalışmasıyla örtüşmüyor" şeklinde konuştu.

"Tüm bu akıl dışılığın nedeni, hükümetin giderek sıkıştığı ekonomi alanında kurnazlıklara başvurarak bir çıkış yolu düşlemesidir. Borçların sürdürülebilirliği için Türkiye’nin hızla tükenen kredibilitesini uluslararası alanda yükseltme çabasıyla akla hayale gelmez işler peşinde koşan hükümet, içeride dolar ve faize karşı savaş açtığını dile getirip, dışarıda zavallı bir pozisyona sürüklenmeyi içine sindirebiliyor" diyen Temelli açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Ekonomide krizin çözümü siyasetin demokratikleşmesiyle mümkün olabilecektir. Bu tür kurnazlık ve yalan üzerinden hareketle yaşanan kriz koşullarının saklanmaya çalışılmasının kimseye bir faydası dokunmayacaktır. Bu tutum mevcut sorunları daha da büyütecektir.  Hükümet bir an önce ‘tek adam yönetimi’ dayatmasına tutsak edilen toplumu ve ekonomiyi bu sarmaldan çıkaracak adımları atmalıdır. Bu konudaki dirayetsizliğin bedelinin çok ağır olacağını bugüne kadar yaşanan birçok olayda gördük.

Demokratik siyaset alanında bir an önce zaruri hale gelmiş adımların atılması konusunda uyarımızı yineliyoruz. Başta tutsak edilen Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz ve tüm siyasetçilerin serbest bırakılması, OHAL’e ve bu süreçte yaşanan hukuk dışı hak ihlallerine son verilmesi ve Türkiye’yi bir karanlığa sürükleyecek AKP-MHP Anayasa değişikliği hevesinden dönülmesi gerekliliğini hükümete ve Parlamento’daki partilere bir kez daha hatırlatıyoruz."