Enflasyon ABD ve Avrupa’yı sarıyor

Beklenenden daha yüksek oranda gerçekleşen enflasyon, ABD ve Avrupa ülkelerini tehdit ediyor. IMF ise enflasyonla mücadele için alınabilecek olası önlemleri tartışıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Petrol ve gıda fiyatlarındaki artışın etkileri ve özellikle bankacılık alanında yaşanan sıkıntılar, genel olarak dünya ekonomisinin yeni bir durgunluk sürecine girdiğinin göstergeleri olarak değerlendiriliyor.

Petrol ve gıda fiyatlarındaki artış, enflasyon artışını beraberinde getirirken, bu artış, uzun yıllardır enflasyon sorunu yaşamayan ülkeleri de etkisi altına almaya başladı.

ABD'de Haziran ayında son 26 yılın aylık bazda en hızlı enflasyon artışının gözlendiği açıklandı. Açıklanan verilere göre ABD'de tüketici fiyatları endeksi geçen ay Mayıs ayına oranla yüzde 1,1 arttı. ABD'de aynı endekste yıllık enflasyon da Haziran ayı itibarıyla yüzde 5'e çıktı. Bu da ülkede 1991 yılı Mayıs ayından bu yana gözlenen en yüksek enflasyon oranı oldu.
Avrupa'da da yükselme eğiliminde
Almanya ve Fransa'da açıklanan enflasyon oranı da son zamanların en yüksek düzeyine ulaşmış durumda. Almanya'da, Haziran ayı itibarıyla enflasyon oranı yüzde 3,3'le 1993 yılı Aralık ayından bu yana en yüksek düzeyine çıktı. Fransa'da da aynı oran yüzde 3,6 olurken 1990 yılı Ekim ayından bu yana görülen en yüksek enflasyon oranı olarak gerçekleşti.

Avro'yu kullanan 15 AB ülkesinde ortalama yıllık enflasyon ise yüzde 4 düzeyinde.
IMF'den merkez bankalarına öneri
Enflasyon oranındaki artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceği beklentisi karşısında ne tür politikaların uygulanacağı tartışılıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü yöneticisi Jaime Caruana, özellikle yükselen piyasalardaki merkez bankalarının, enflasyon beklentisi çıpasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Merkez bankalarına bu noktada önemli görev düştüğünü ifade eden Caruana, enflasyona karşı mutlaka beklenti çıpası oluşturulması gerektiğini savundu.

Küresel kredi sorunun yan etkisinin, emlak sektörünün ardından, diğer sektörlere de yayılmaya başladığına işaret eden Caruana, özelikle bankacılık ve mali sektördeki kırılganlığın yüksek olduğunu ifade etti.

IMF, ABD'de başlayan riskli konut kredisi piyasasında ortaya çıkarak, tüm küresel ekonomiyi etkileyen ekonomik sorununun, dünya ekonomisinde yaratacağı yan etkinin 1 trilyon doları aşacağı tahmininde bulunuyor.