Küba’da krize alternatifler tartışıldı

Havana'da dünyadaki ekonomik krize karşı alternatifleri tartışan iktisatçılar kapitalizmin yeniden yapılanma içine gireceğine vurgu yaparken alternatif politikaların gerekliliğini ele aldılar ve olası alternatifleri tartıştılar.

soL (Havana) Küba eski Devlet Başkanı Fidel Castro'nun önerisiyle 1999'dan bu yana düzenlenen "Küreselleşme ve Kalkınma'nın Sorunları" başlıklı konferansın 11'incisi, 2-6 Mart tarihleri arasında 53 farklı ülkeden 1500 kişinin katılımıyla yapıldı. Bu yılki konferansta, Nobel ödüllü üç iktisatçı, Robert Mundell (1999), Robert Engle (2003) ve Edmund Phelps (2006) ile Honduras Devlet Başkanı Manuel Zelaya, ile Dominik Devlet Başkanı Leonel Fernandez ile 5 Kübalı'nın davasının yürüten ABD'li savcı Leonard Weinglass de sunuşlarıyla yer aldılar.

Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, AB temsilcileri ile Latin Amerika ülkelerinin önde gelen uluslararası ekonomi kuruluşları ile araştırma merkezi temsilcileri de toplantıya katılanlar arasındaydı. 27 araştırma merkezi temsilcisinin yer aldığı konferansta, ekonomik kriz değerlendirmelerini ve tartışılan başlıkların sonuçlarını içeren bir deklarasyon metni de yayınlandı. ABD'nin Küba'ya karşı uyguladığı ablukanın kaldırılması, ABD'de haksız yere tutuklu bulunan beş Kübalı'nın serbest bırakılması için ABD Başkanı Obama'ya gönderilmek üzere, toplantıya katılan delegelerin imzasını taşıyan bir metnin gönderilmesi de kararlaştırıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan ANEC (Kübalı İktisatçılar ve Muhasebeciler Derneği) Başkanı Roberto Verrier Castro, geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizin etkilerini ve sonuçlarını unutmadıklarını ve IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların o yıllarda önerdiği politikaların krize çözüm olmadığını vurguladı.

Farklı iktisat okullarının temsilcileri, ekonomik krizin karakterini, krize yönelik olası çözüm önerilerini, enerji ve gıda sorunu ile alternatif kalkınma politikalarının olanaklarını değerlendirdiler. Kübalı ekonomi öğrencilerinin de bir deklarasyon sunduğu konferansta, Kübalı genç ekonomistler, kapitalizmin krizi karşısında sosyalizmin alternatif bir model olarak gündemde olduğunu vurguladılar.

Sosyalist bir yapılanma gerek
Kapitalizmin krizinin dinamikleri ile karakteri üzerine yapılan tartışmalarda ortaklaşılan temel nokta, kapitalist sistemin yeni bir yapılanma içine gireceği ve gelişmekte olan ülkelerin alternatif politikalar uygulamak durumunda olduğuydu.

Yeniden yapılanma sürecine yoksul ülkelerin dahil olup olmayacağı ya da daha farklı alternatiflerle yoluna devam edip etmeyeceği sorusunun tartışıldığı konferansta, ALBA, ALBA Bankası, Güney Bankası gibi oluşumların daha da önemli hale gelebileceği vurgulandı.

Konferansa katılan delegeler kapitalist sisteminin yeniden bir düzenleme önerileri ile yoluna devam edip etmeyeceği ile sosyalizmin daha adil bir sistem olup olmayacağını ele aldılar. Kapitalist sistemin sürekliliği için yeniden düzenlemenin gerekliliğine vurgu yapanların yanı sıra sosyalist bir yapılanmanın güncelliğini savunanlar arasında süren tartışmaların sonucu olarak alternatif kalkınma politikalarının gerekliliğine vurgu yapıldı.

Konferans sonuç deklarasyonunda kapitalist sisteminin krizinin sadece ekonomik olmadığı, politik kaynakları olduğu belirtilirken aynı zamanda kültürel etkilerinin de yadsınmaması gerektiği vurgulanıyor.

Deklarasyon metninde Latin Amerika ülkelerindeki politik eğilimlerin gidişatının belli ülkelerdeki geleceğini belirlemede önemli bir rol oynayacağı ifadeleri dikkat çekerken, Latin Amerika'nın alternatif kalkınma politikalarını oluşturması gerekliliğine vurgu yapılıyor.

Latin Amerika'daki bölgesel kalkınma deneyimlerinin uluslararası şirketler karşısında yerel şirketlerin desteklenmesi, bilimsel teknoloji üretimine önem verilmesi, bölgenin kültürel özelliklerinin dikkate alınması, Çin ve Hindistan'ın şirketlerinin deneyimlerinin önemsenmesi gerektiği de belirtildi.

Ekonomik krize karşı "güneyden" gelecek olan yanıtların önemsenmesi gerektiğine vurgu yapılırken, ALBA ve ALBA ülkelerinin uygulamaya başlayacağı ortak para birimi SUCRE gibi politikaların alternatifler olarak önemsenmesi gerektiği belirtildi.

Konferansa katılan Arjantili siyaset bilimci Atilio Boron'u kabul eden Küba eski Devlet Başkanı Fidel Castro, konferansın dünya kapitalizminin 1929'dan bu yana gördüğü en büyük krizin yaşandığı bir dönemde toplandığını hatırlatarak, Boron'la görüşmesini aktaran bir yazı kaleme aldı. 8 Mart'ta "Değerli Bir Görüşme" başlığıyla yayınlanan metinde, Lenin'in sosyal mücadeleler olmadığı sürece kapitalizmin çökmeyeceği sözleri alıntılanırken, bugün ABD'de ve diğer gelişmiş ülkelerde bunun yokluğuna dikkat çekildi.

Deklarasyon metninde de belirtildiği üzere, konferans, Davos ve Dünya Sosyal Forumu'nun ardından gelen Havana'daki buluşma, kapitalizmin krizine karşı alternatifler içeren görüşleri bir araya getirmesi açısından, büyük önem taşıyordu.