Robert Fisk yazdı: Beşar Esad nasıl ayakta kaldı?

Ünlü Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, 4 yıl önce "devrildi, devrilecek" denilen Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın neden hala görevinin başında olduğunu yazdı.

Dış Haberler

Independent'ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, "Beşar Esad'ın aleyhine bahis oynamayın" başlıklı bir yazı yazarak, Suriye Cumhurbaşkanı'nın hala neden devrilmediğini anlattı.

2011 yılında Suriye'de "devrim" başladığında bütün büyük devlet adamlarının, en iyi gazetecilerin ve kimliğini açıklamak istemeyen birçok "üst düzey diplomatın" Beşar Esad'ın devrileceğini düşündüğünü söyleyen Fisk, Beşar Esad'ın nasıl Batı'nın yeni "Arap Hitler'i", Esma Esad'ın da nasıl "çölde açmış çiçek"ten "Şam'ın Lady Macbeth'ine" dönüştüğünü sorguladı.

Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un "Beşar'ın bu dünyada yaşamaya hakkı yok" dediği Esad, Fisk'e göre, "başka bir gezegende" hayatta kalmayı başardı. Bu gezegenin adı Baas Partisi ve bu partinin "uydusu" olan ordu.

ORDUNUN GÜCÜ
Suriye ordusunun son 4 yılda 46 bin askerini kaybeden bir "makine" olduğunu söyleyen Fisk, bu ölümlerin "Esad diktatörlüğü"nü devirmesi beklenen "demokratik, seküler, Batı yanlısı, insan haklarıyla kafayı bozmuş bir devleti kurması beklenen devrim"e karşı yaşandığını vurguladı.

Fisk, bunun yerine, Batı medyasında övülen kahraman özgürlük savaşçılarının kendi Müslüman halkını katleden, Batılı rehinelerin kafasını kesen ve insanları canlı canlı yakan "kara başlıklı Selefi" kültüne dönüştüğünü hatırlattı.

ESAS UNSUR BAAS PARTİSİ
Ancak Independent yazarı, bütün bunların başına Baas Partisi'nin yazılması gerektiğini yazdı. Baas'ın Hristiyan, Sünni ve Alevi kurucularının siyasi programına dikkat çeken Fisk, bu programın seküler ve sosyalist bir devlet öngördüğünü, ayrıca sömürgecilik sonrası Arap devletlerinin Siyonist İsrail'e ve Batı'ya karşı güvenliğini de sağlamayı amaçladığını belirtti. Fisk, Baas'ın Sovyetler Birliği ile de iyi ilişkilere sahip olmayı hedeflediğinin altını çizdi.

Partinin Irak ve Suriye kollarının bölündüğünü söyleyen Fisk, Saddam Hüseyin'in ABD tarafından devrildiğini, ancak Hafız Esad'ın ölümünden sonra başa geçen Beşar Esad'ın "nepotizm, sosyalizm, yolsuzluk, gaddarlık ve cesaretin" eşit derecedeki bileşimiyle birlikte iktidarını sürdürdüğünü savundu.

SAVAŞ NASIL BAŞLADI?
Fisk, Suriye ordusunun gaddarlığının mı, yoksa Esad taraftarlarının iddia ettiği gibi dış destekli İslamcıların mı "iş savaş"a yol açtığının hala tamamen araştırılmayı beklediğini belirtti. Fisk, Nusra Cephesi ve diğer İslamcı grupların, Irak'taki İslamcı militanların Suriye'ye gelmesinden çok önce Şam'ın, Halep'in ve Rakka'nın kenar mahallelerinden türemeye başladığına dikkat çekti. Fisk, 2011 yılında bile, silahlı İslamcıların Humus'un banliyölerinde görüldüğünün söylendiğini aktardı.

Fisk, Batı'nın Özgür Suriye Ordusu'nu silahlandırdığını, Suriye ordusunun ise Sünnilerin de desteğini alarak savaştığını, muhaliflere göre daha iyi eğitilmiş olduğunu ve "savaşmayı sevip kazanmak istediğini" belirtti.

Fisk ayrıca Rusya'nın Suriye'ye verdiği desteğin de önemli olduğunu kaydetti.

MEDYADA YENİ SENARYO: ESAD IŞİD'İ DESTEKLİYOR
Batı'da birkaç sene önce çıkan Esad ve Esad karşıtları haberlerine de değinen gazeteci, iki taraftan hikayelerin de hem doğru hem yanlış olduğunu savundu.

Fisk'in dikkat çektiği diğer bir husus ise, yine Batı'da şu sıralar yayımlanmaya başlayan, "Esad'ın IŞİD'i kolladığı" hikayeleri. Medyada, Esad'ın efsanevi arabulucular aracılığıyla IŞİD'le görüştüğü, ordunun IŞİD'le değil, yalnızca Suriye'nin iç muhalefetiyle savaştığı, NATO'nun IŞİD'i bombalamasına izin verdiği şeklinde senaryolar yazılmaya başladığını belirten Fisk şu hatırlatmalarda bulundu:

Fakat Esad'ın ordusu IŞİD'le savaşıyor - örneğin Qamışlo'nun (Kamışlı) güneyi ve Lazkiye'nin kuzeydoğusu - ve onun askerleri "Halifeliğin" kara başlıklı adamları tarafından öldürülüp toplu mezarlara atılıyor.