ANALİZ I Asya'nın iki devi yakınlaşıyor: Çin-Japonya ilişkilerinde yeni dönem

Japonya Başbakanı Şinzo Abe, 2011'den beri Çin'i ilk kez ziyaret etti. Yedi yılın ardından yaşanan ziyaret ABD ile yaşanan ticaret gerilimi sırasında gerçekleşmesi sebebiyle önem taşıyor. Çok sayıda anlaşmaya imza atılan ziyaret, taraflar arasında yeni bir döneme de işaret ediyor.

Tulga Buğra Işık

ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikaları Çin ve Japonya arasında yakınlaşmaya sebep oldu. Japonya Başbakanı Şinzo Abe, 7 yılın ardından Çin’i ziyaret ederken, taraflar “serbest ve adil ticaret” üzerinde uzlaştı.

Çin ziyaretine bin kadar Japon patronla giden Abe, en az 18 milyar dolar değerinde 500 anlaşmaya imza attı. Çin Başbakanı Li Keqiang, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada “Bu durum işbirliğimizin büyük potansiyelini gösteriyor, bölgede ve dünyada büyük etkisi olan ülkeler olarak serbest ticareti korumalıyız” diye konuştu.

ÇİN BÖLGESEL TİCARET ANLAŞMALARI İSTİYOR

Abe’nin ziyaretini bir fırsat olarak gören Çin tarafı ABD’nin dahil olmadığı Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık anlaşması üzerinde çalışılması gerektiğini belirterek, Çin-Japonya-Güney Kore arasında da serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını istedi.

Li, yaptığı açıklamalarda Asya-Pasifik bölgesinin ekonomik entegrasyonunun “küresel serbest ticaretin gelişimine katkıda bulunacağını” ifade etti.

Japonya ve Çin, açık ara farkla Asya'nın en büyük ekonomileri konumunda.

JAPONYA TRUMP'IN ADIMLARINDAN OLUMSUZ ETKİLENDİ

Trump’ın “daha iyi ticaret anlaşmaları” yapmak için getirdiği gümrük vergileri yalnızca Çin’e zarar vermekle kalmadı. Küresel olarak maliyetlerin artmasına sebep olan vergiler, esas olarak Çin’i hedef alsa da ticaret geriliminden Japonya da olumsuz etkilendi.

Buna ek olarak ABD yönetimi, “müttefik” olmasına karşın ticaret açığı sebebiyle Japonya’yı hedef alan açıklamalarda da bulundu. Japonya başlangıçta ABD ile ikili bir anlaşmayı değil, başka ülkelerin de dahil olduğu çok taraflı bir anlaşmayı tercih ettiğini söylese de, Japon otomotiv endüstrisine yaptırım tehditleri ülkenin ABD ile anlaşma yoluna gitmesine yol açtı.

TRUMP'IN YAPTIRIMLARINA KARŞI ÇİN'LE YAKINLAŞMA

Buna karşın Japonya Başbakanı Abe, Trump yönetiminin tek taraflı adımlarına karşı temkinli davranarak Çin’le işbirliği ve diyalog yoluna gitti. İlişkilerde yeni bir dönem anlamına gelebilecek görüşmelerde gelişmiş teknolojilerin paylaşımı ve patent meselesi gibi konular da ele alındı.

ABD yönetimi, Çin’in teknoloji transferlerini engellemek istiyor. Çinli şirketler, çeşitli sebeplerle cezalandırılarak ABD donanım ve yazılımlarını kullanmaları engellenmeye çalışılıyor.

Çin, ABD'ye alternatif olarak satın alabileceği teknolojik ürünleri Japonya'dan tedarik etmeyi amaçlıyor.

İKİ ÜLKE ARASINDA PARA TAKASI

Abe’nin ziyareti sırasında iki ülkenin merkez bankaları arasında üç yıllık ikili para takası anlaşması yapıldı.

28,8 milyar dolar değerinde olan bu anlaşmaya göre 200 milyar yuan karşılığında 3,4 trilyon yen verilecek.

Bu anlaşma tarafların ABD yaptırımlarını aşmaları ve dolar kullanmadan ticaret yapabilmeleri için önem taşıyor.

JAPONYA 'KUŞAK VE YOL'A DAHİL Mİ OLUYOR?

Abe ve Çin yönetimi arasındaki görüşmelerde altyapı projelerinin ortak olarak gerçekleştirilebileceği de söylendi.

Bu durum Japonya'nın Çin'in kapsamlı projesi "Kuşak ve Yol"a dahil olabileceği şeklinde yorumlandı. Esas olarak Güney Asya ve Orta Asya'yı kapsayan, ancak Afrika'ya da uzanan proje Japon sermayesi için yeni fırsatlar anlamına geliyor.

Japonya'nın Kuşak ve Yol'a dahil olması, bölgedeki gerilimlerin azalması anlamına da gelebilir. Militarizme dönüş isteğiyle bilinen Abe yönetimi, Güney Çin Denizi ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti başta olmak üzere bölgesel konularda Çin'le karşı karşıya geliyordu.

'GELECEK GEÇMİŞTEN DAHA ÖNEMLİ'

Çinli yetkili Wang Xiaohui, Çin'in resmi sitesi Çin İnternet Enformasyon Merkezi'nde kaleme aldığı yazıda Japonya ile yakınlaşmada yeni döneme geçildiğini doğrulayarak, "Gelecek geçmişten daha önemli" ifadelerini kullandı.

Wang, Çin ve Japonya'nın Asya-Pasifik bölgesinde ve küresel olarak önemli roller oynayabileceğini, iki tarafın da kazançlı çıkacağı projelerin gerçekleştirilebileceğini, Japonya ve Çin'in "korumacılığa karşı" işbirliği yapabileceğini söyledi.

Çin Komünist Partisi'nin yayın organlarından Global Times'ta yer alan alan yazıda da 1979'da 6,65 milyar dolar olan Japonya-Çin ticaretinin 2017 yılında 329,28 milyar dolara ulaştığı, Japonya-Çin ilişkilerinin "evrilmekte olduğu" belirtildi.

ÇİN YAKINLAŞMADAN MEMNUN

Yakınlaşmadan memnuniyet duyan Çin medyası, Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'nın ardından savaş tazminatı yerine ödediği ve Abe'nin ziyaretiyle sonlanan 40 yıllık Resmi Kalkınma Yardımı'nın (ODA) Çin ekonomisine katkılarını öne çıkardı.

Çin medyasında yayımlanan yazılarda ODA kapsamında Japonya tarafından Çin'e verilen ucuz kredilerin ülkenin altyapısının gelişimine yardımcı olduğu, verilen yardımlarla okullar, hastaneler, içme suyu sistemler ve diğer projelerin yapıldığı belirtildi.

ODA sayesinde Çin'de 5 bin 200 kilometrelik elektrikli demiryolu inşa edildiğini aktaran Çin medyası, bu yardımlarla oluşturulan altyapı sayesinde Japonya'nın Çin ekonomisine erişim elde ettiğini de vurguladı.

Japonya Dışişleri Bakanlığı verilerine göre son 40 yılda Japonya'nın Çin'e ODA kapsamında yaptığı yardımlar ve verdiği krediler 32,6 milyar doları buluyor. Çin, bu yardımlar karşılığında Japonya'dan savaş tazminatı istememişti.

ABD MEDYASI TRUMP'I SUÇLUYOR

ABD medyasıysa Japonya'yı Çin'le yakınlaşmaya "Trump'ın geleneksel olmayan politikalarının ittiği" görüşünde.

CNN'de yer alan Ben Westcott imzalı bir yazıda Trump yönetiminin ticaret ve askeri ittifaklar konusundaki tutumu sebebiyle Japonya'nın ABD desteğinden emin olamaz hale geldiği belirtiliyor.

Trump, geçmiş açıklamalarında Japonya'nın kendi savunma masraflarını ödemesini istemiş, bölgede ABD askeri varlığının sona erebileceğine ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.

Japonya'dan daha fazla ABD silahı almasını talep eden Trump, bir yandan da bölgede gerçekleştirdiği askeri hamlelerle gerilimi yükseltti. ABD medyasına göre bu durum Japonya'nın Çin'le diyaloğu artırmasına yol açtı.