Prof. Dr. Celal Artunç, 86 öğretim üyesinin 9’undan oy aldığı halde Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne dekan olarak atanmasına tepki olarak gelen istifalara karşı kendini savundu. İstifa eden öğretim üyelerinin ‘neye karşı olduklarını bilmeden hareket ettiklerini’ iddia eden Prof. Dr. Artunç, adaylık sürecinde seçim yapılmasının yasal olmadığını ve bunun bazı üniversitelerde uygulandığını söyledi. Adaylık başvurusu için gerekli belgeleri son günde yetiştirebildiğini ve seçime hazırlanma imkanı bulamadığını ekleyen Prof. Dr. Artunç, seçimden çıkan sonucun, üniversitede desteği olmadığı gibi anlaşılmasından rahatsız olduğunu belirtti. YÖK’e rektörlük tarafından sunulan listede adayların aldığı oy sayılarının belirtilmediğini söyleyen Prof. Dr. Artunç, ''YÖK'ün ataması neticesinde fakültede oluşan tepki, hissi ve yasal olmayan bir tepki. YÖK beni layık görmüş ve atamıştır. Bunda tartışılacak hiçbir şey yoktur. Benim bilimsel geçmişimi, daha önce yaptığım çalışmaları tüm kesimler biliyor. Kişisel olarak insanlarla çatışan değilim, birlikte hareket ederek kurumu ileriye götürmek isteyen bir yapım var. Fakültemi çok seviyorum ve uluslararası standartlarını yükselteceğime inanıyorum” dedi.
‘Uyumlu bir kişiliğim var’
Uyumlu kişiliğinin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Prof. Dr. Artunç, “Bazı arkadaşlarımızın istifalarının baskı altında gerçekleştiği söyleniyor, bu beni üzüyor, böyle olmadığına inanmak istiyorum” dedi. Prof. Dr. Artunç, yönetici olarak bu tip reaksiyonlara hazırlıklı olunması gerektiğini ve ‘istifaların arkasında ne olduğunu anlamanın zor’ olduğunu da ekledi. Prof. Dr. Artunç’un, 86 oyun 9’unu almış adayın dekan olarak atanmasına karşı gerçekleşen tepki istifalarının arkasında ne gibi bir gerekçe aradığı merak edildi. Atanmasında AKP’nin etkili olduğu iddiaları içinse Prof. Dr. Artunç, ''Bir kişiyi suçlayacak bir şey bulamazsanız kullanılabilecek en kolay yol, işin içine siyaseti sokmaktır. O insanı belli bir kalıbın içine sokup, bununla mücadele etmek durumunda bırakarak tüm gücünü orada harcamasını sağlamaya, iş yapamaz hale getirmeye çalışmak, amaç bu” deyip, kendisinin yıpratılmaya çalışıldığını iddia ederek, istifayı kesinlikle düşünmediğini de ekledi.
Rektör: ‘Geleneğimizde yok’
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, böyle bir atamanın geleneklerinde olmadığını, konu hakkında kişisel görüş bildirmeyeceğini söyledi. İstifalar öncesi Üniversite Senatosu da atamayı ‘üniversiteye müdahale’ olarak değerlendiren bir açıklama yapmıştı. Üniversitenin internet sayfasından yapılan duyuruda, “Ege Üniversitesi Türkiye’nin sadece çok köklü bir üniversitesi değil, aynı zamanda çok önemli bir kurumudur. Önemi, bir üniversite olarak işlevini yerine getirme tarzının yanı sıra, pek çok üniversite ve kuruma örnek olabilecek gelenek ve tutumlara sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Ege Üniversitesi'nde çeşitli düzeylerde yöneticilerin belirlenmesi, uzun süredir örnek gösterilebilecek demokratik bir usul içinde gerçekleşir. Dekan atamaları yetkisi, yasal olarak YÖK'e ait olsa da, bugüne kadar genellikle kurumun kendi eğilimleri, yöneticilerin belirlenmesinde belirleyici olmuştur. Ege Üniversitesi üst yönetimi değişse de bu gelenek değişmemiştir. Bu çerçevede geçtiğimiz günlerde 6 fakültemizde yapılan ‘dekan adayı belirleme süreci’ bir eğilim tespiti amacıyla gerçekleştirilmiş ve Rektörlük de bu eğilimler doğrultusunda YÖK'e öneride bulunmuştur” ifadeleri yer aldı. Yetkinin yasal olarak YÖK Genel Kurulu’na ait olmasına rağmen, üniversitelerin eğilimlerinin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan açıklamada, “Kurumsal geleneklerine ve demokratik teamüllere aykırı bir görüntü veren ve Ege Üniversitesi'nde ilk kez karşılaşılan bu dekan atama işleminin, üniversite ve genel kamuoyunda üniversiteye müdahale şeklinde algılanmasından duyduğumuz derin üzüntü ve kaygımızı paylaşmak istiyoruz” denildi.
(soL – Haber Merkezi)