Hayati Yazıcı’ya göre ülkeyi komünistler yönetiyor

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı antikomünizmde yeni bir çığır açtı. Bakana göre milyonlarca dolarlık ihracat yapıp, üç kuruş vergi iadesi için usulsüzlük yapmak ancak komünistlerin işi olabilir!

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, antikomünist propagandaya yeni bir soluk getirdi. Bakan Yazıcı komünistlere, bugüne kadar komünizm hakkında yalan dolan yüzlerce sıfat üreten en azılı antikomünistlerin bile aklına gelmeyecek bir biçimde kara çaldı.

Yazıcı komünizmi, McCarthy döneminde Amerikan toplumunun beynini yıkayarak ülkeyi Soğuk Savaş’a hazırlamak üzere üretilen propaganda materyallerinde bile akla gelmeyen bir bağlamda kullandı.

Milyonlarca dolarlık iş yapıp, üç kuruş vergi kaçırmanın hesabını yapana komünist denir
Bakana göre milyonlarca dolar iş yapıp vergi kaçırana “komünist” deniyor. Vatan gazetesinden Ercan İnan’a konuşan Hayati Yazıcı, bu fantastik kurgusunu şöyle anlatıyor:

“Bizim müfettiş gidiyor. Görev verilmiş. Çok büyük firma, çok büyük yani makine, otomotiv filan... Bir işlem bakıyor. İşlem, adam imal ettiği ürünlerden bir miktar ihraç ediyor, çok az bir miktar, fiyatı 15 TL. Raporu isimlerini ve gümrük kavramlarını kullanmadan özetlemeye çalışıyorum. Diyor ki, bunun fiyatı bu değil, bu 15 TL birim fiyat koymak suretiyle daha fazla KDV iadesi almayı amaçlamış. Adam da aslında 15 TL demiş, ama işlemi 8 TL’den yapmış. Onun dediği gibi olsa, alacağı KDV iadesi topu topu 5 bin dolar. Adamın belki milyar dolar düzeyinde iş hacmi var, binlerce işçi çalıştırıyor. Müfettiş durumu savcılığa gönderiyor. Firmanın CEO’su, sahibi ‘Rezil olduk’ diye ayağa kalkıyorlar. İş savcılığa gittiği için kaçakçı olarak suçlanan kişinin işlemleri duruyor, kırmızı hatta gidiyor bütün şeyler. Kızdım ben de, üzüldüm. ‘Ya bu adam komünist mi? Böyle bir şey olabilir mi? Yani o kadar milyon dolarlarca iş yapan, bu ülkeye katma değer sağlayan bir adamın 5 bin dolara tenezzül edeceği düşünülebilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Belki elemanlarından birisi yapmış olur, birisi hata yapmış olabilir. Sabaha kadar bunu çözecek, onayı bana getireceksiniz.’ dedim. Çözdüler, kırmızı hat uygulamasından çıkardık adamı ancak dava devam ediyor. Siz ülkenin önemli bir sanayicisini tutuyorsunuz. Yani adamın mantığına bak, ufkuna bak... İddiası hayatın akışına aykırı, yani hayat gören bir insanın bakışı değil. Bu tür şeyler oluyor, bundan biz üzülüyoruz tabii.”

40 yıldır ülkeyi komünistler yönetiyormuş meğer!
Hayati Yazıcı’nın algısından hareket edecek olursak, Türkiye’yi en azından 1980’den beri el altından komünistler yönetiyor olmalı. Zira Türkiye toplumu 24 Ocak Kararları ile başlayan sürecin ardından hayali ihracatçılıkla, vergi kaçakçılığının bin bir çeşidiyle ve şeytanın bile aklına gelmeyecek daha nice yolsuzluk yöntemiyle tanıştı. Bu yöntemler çerçevesinde bazen hamuduyla bazen de üçe-beşe bakılmadan ne götürülebiliyorsa götürüldü. Bakan Yazıcı’ya göre bu “ancak komünistlerin yapabileceği bir şey” olduğuna göre son otuz küsur yıldır Türkiye’yi komünistler yönetiyor olmalı.

Yalnız burada ufak bir problem ortaya çıkıyor: Bu saadet zincirini ülkenin ayaklarına bir pranga gibi vuranların başında Turgut Özal geliyordu. O halde Yazıcı’nın mantığına göre en büyük komünist de Özal oluyor. Tabi her fırsatta Özal’ın mirasını sürdürmekle övünen, bu konuda afişler dahi bastıran partisinin lideri de komünist hareketin mümtaz şahsiyetlerinden arasına girmeye hak kazanıyor.

(soL-Haber Merkezi)