Devrimci Karargah Davası’nın birleştirildikten sonra görülen 3. duruşması tutuklu sanıkların itirazıyla başladı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 19 tutuklu ve tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı davada Eskişehir eski Emniyet Müdürü tutuklu sanık Hanefi Avcı’nın sanık bölümünde jandarma görevlileriyle diğer sanıklardan ayrı oturtulduğu görüldü.
"Devrimciler, işkencecilerle yargılanamaz"
Kimlik tespitiyle duruşmayı açmaya hazırlanan mahkeme heyetine tutuklu yargılanan Cemal Bozkurt itiraz etti. Mahkeme heyetinden söz alan Bozkurt, Hanefi Avcı’yla yargılanmak istemediklerini bildirdi. Bozkurt, “Nasıl olur da devrimcilerin katilleri devrimcilerle yan yana olabilir? Avcı’nın bu davada bulunması kara propagandalarla devrimcileri itibarsızlaştırmak içindir. Devlet davayı kirletmek için Hanefi Avcı’yı kurban seçmiştir. Bu devrimcilere uygulanan bir onursuzluk dayatmasıdır. Avcı’nın salondan çıkarılmasını talep ediyoruz aksi halde duruşmanın sürmesine müsaade etmeyeceğiz” şeklinde konuştu. Bozkurt’un talebine ise tutuklu yargılanan Fatih Aydın da destek verdi.
"Sen devrimcilerin yanında konuşamazsın"
Mahkeme Başkanı Nurettin Ak, Bozkurt’un talebine itiraz ederek, “Yargılamanız birlikte görülecek. İddianamede böyle yer alıyor. İstemezseniz duruşmaya gelmeyin. Sizin dediğiniz değil bizim dediğimiz olur” dedi. Duruşmanın asli sanıkları olduğunu ifade eden Bozkurt ile hâkim Ak arasında gerilim yaşandı. Yaşanan karşılıklı diyalogun arasında söz alan Hanefi Avcı, mahkeme heyetine beraber yargılanmak istemediklerini ve savunmasını yapıp çıkması yönünde izin verilmesini talep etti. Bozkurt ise, “Sen devrimcilerin yanında konuşamazsın” diyerek Avcı’yı susturdu. Mahkeme heyeti davaların birleştirildiğini ve bu şekilde süreceğini belirterek duruşmaya on dakika ara verdi.
İzleyicilere "pet şişe" uygulaması
Mahkeme heyetinin ara verilmesi yönünde verdiği kararın ardından devam eden duruşmaya, Hanefi Avcı’nın davada bulunmasına tepki gösteren Cemal Bozkurt ile Fatih Aydın alınmadı. Öte yandan mahkeme salonunda yoğun polis güvenliğinin alındığı görülürken tutuklu yakınları ve basın mensuplarının duruşmaya “pet şişe” ile alınmayacağı bildirildi. Pet şişe uygulamasının ardından başlayan duruşmada, inzibat açısından iki sanık olmadan duruşmaya devam edileceği yönünde karar verdiklerini bildiren mahkeme heyetine, Bozkurt’un avukatı Ercan Kanar itiraz etti. Kanar, “Sanığın önerisinin kabul edilmesi otorite kaybı olarak algılanmamalıdır. Dürüst, adil yargılama açısından yanlış bir karardır” ifadelerini kullandı.
"Ne işimiz var katillerle?"
Mahkeme heyeti kimlik tespitiyle davayı açmaya hazırlanırken bir itiraz da tutuklu yargılanan Ulaş Erdoğan’dan geldi. Devrimci Karargah davasında 1. dosyanın sanıklarından Erdoğan, Hanefi Avcı’nın duruşma salonundan çıkartılmamasına yönelik kararı eleştirdi. Erdoğan, “Bir devrimci ve sosyalist olarak Hanefi Avcı’yla yargılanmayı kabul etmiyorum. Ne işimiz var katillerle?” diyerek davanın bu şekilde devam edemeyeceğini belirtti. Mahkeme heyeti Erdoğan’ın salonu terk etmesini isteyince Erdoğan, Avcı’ya dönerek, “Hanefi, kalk, ne işin var bizimle?” şeklinde bağırdı. Mahkeme başkanının talimatıyla jandarma görevlileri tarafından salondan yaka paça dışarı çıkartılan Erdoğan, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek. Kahrolsun faşizm” sloganları attı. Avukatlar, yaşananlara tepki gösterdi.
"Ben zaten işkenceci olarak biliniyorum"
Duruşma, kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından sanıkların ve avukatların savunmalarıyla devam ediyor. Hanefi Avcı, "Bir terör örgütüne üye olma iddiasında bulunuyorum. Toplumun bile adını yeni duyduğu örgüte ben nasıl üye olabilirim?" şeklinde savunma yaptı. Duruşma salonunda yaşanan gerilime değinen Avcı, "Bu örgütle ideolojik olarak yakından, uzaktan ilişkim yok. Arkadaşlar hakaret olarak söyleseler de ben zaten 'işkenceci' olarak biliniyorum" diyerek iddianamede yer alan iddialara ilişkin savunma vermeye devam etti.
"Kitap yazdığı için tutuklandı"
Avcı'nın avukatı Refik Ali Uçarcı, Avcı'ya yöneltilen tepkileri, "Lütfen kendisine yöneltilen ithamlara dair bir dakikalık empati yapın. Bu davalar birleştirildiğinde yaşanacakları biz peşinen söylemiştik. Müvekkilimi kimse alçak olmakla suçlayamaz, mahkeme bu duruma karşı tedbir alsın" ifadeleriyle değerlendirdi. Avcı'nın örgüt üyesi olduğu için değil kitap yazdığı için tutuklu bulunduğunu söyleyen Uçarcı, "Avcı'nın burada olan kişilerle ne irtibatı olabilir? Yıllarını ülkeye ve millete hizmet etmiş birinin bu suçlamalarla yargılanması uygun değildir. Adalete olan inancımızı zedelemeyin" şeklinde savunmasını gerçekleştirerek tahliye talebinde bulundu.
"Okar hakkında somut delil yok"
Tutuklu yargılanan Bilim ve Gelecek dergisi editörü Baha Okar hakkında, iddianamede yer alan PKK kamplarında eğitim gördüğüne yönelik iddia hakkında Okar'ın ablası Ayşe Mine Deniz ve Bilim ve Gelecek dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ender Helvacıoğlu tanıklık yaptı. İddiaya konu olan tarihlerde babasının kalp krizi geçirdiğini ve Okar'ın sürekli yanında bulunduğunu söyleyen Deniz, bu iddiaların geçersiz olduğunu savundu. Helvacıoğlu ise Okar ile 2004 yılından beri beraber olduklarını ve kendisiyle hemen her gün görüştüklerini ifade ederek iddiaları yalanladı. Okar'ın avukatı Mehmet Rahmi Kadıoğlu, Okar hakkında örgüt üyeliği iddiasına yönelik somut hiçbir delil bulunmadığını belirterek tahliye talebinde bulundu.
Savcı tutukluluk istedi
Davada sanıkların ve avukatların iddianameye ilişkin yaptıkları savunmaların ardından mahkeme heyeti, savcının davaya ilişkin talebini aldı. Savcı Salim Duran, ifadesi alınmayan tutuksuz sanıkların zorla getirilmesi ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi yönünde görüşlerini bildirdi.
Tahliye çıkmadı
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, davaya ilişkin ara kararını açıklamadan önce tutukluların ring aracına bindirildikleri görüldü. "Güvenlik" gerekçesiyle yapılan bu uygulamadan sonra mahkeme heyeti sanıklar hakkında bulunulan tahliye taleplerini reddettiğini açıkladı. Hanefi Avcı'yla beraber 12 kişinin tutuklu yargılandığı dava 6 Şubat 2011 tarihinde saat 13:00'te görülecek.
(soL - İstanbul)